Examples of using "Stranded" in a sentence and their turkish translations:
Tom çıkmaza düşmüş.
Tom mahsur.
Biz yolda kaldık.
Biz çıkmaza düşmüştük.
Tom bir yerde mahsur kalmış olabilir.
Tom'un çıkmaza düştüğünü biliyorum.
Tom sıkıştı.
Tom mahsur kalmış görünüyordu.
Tom ve Mary mahsur kaldılar.
O, şehirde karaya oturmuştu.
Onlar ıssız bir adaya düştüler.
İngiliz Ordusu Dunkirk'te başarısızlığa uğradı.
İngiliz Yurtdışı Sefer Kuvveti, Dunkirk'te zor durumda bırakıldı.
Bir ışık kaynağı olmadan mahsur kalmak istemeyiz.
Tom üç yıl boyunca ıssız bir adada mahsur kaldığını söyledi.
burada mahsur kalırsanız, başınız büyük belada demektir.
Mary ormanda mahsur olduktan sonra orman perileri tarafından kurtarıldı.
Issız bir adaya düşseydin yanına alacağın üç şey ne olurdu?
Issız bir adaya düşseydin ve yanına üç şey alma hakkın olsaydı neler alırdın?
- Eğer ıssız bir adada karaya otursaydın, okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin?
- Issız bir adaya düşseydin okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin?