Translation of "Stir" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Stir" in a sentence and their turkish translations:

Stir the soup.

Çorbayı karıştır.

Meaning "to stir up."

anlamı güçlü bir hisse kapılmak.

I’m not going to stir.

Karışmayacağım.

Stir once every fifteen minutes.

- Her on beş dakikada bir kez karıştırın.
- On beş dakikada bir karıştırın.

The news is creating a stir.

Haber heyecan yaratıyor.

Stir the paint with a stick.

- Boyayı bir çubuk yardımıyla karıştır.
- Boyayı bir çubukla karıştır.

- Tom didn't stir.
- Tom didn't budge.

Tom karıştırmadı.

The news caused a huge stir.

Haber büyük bir heyecan yarattı.

Stir the soup until it boils.

Kaynayıncaya kadar çorbayı karıştırın.

Don't forget to stir the stew.

Güveci karıştırmayı unutma.

stir up rich nutrients from the deep

dipteki zengin besinleri kaldırarak burayı dünyanın

He's here trying to stir up trouble.

O, burada karışıklık çıkarmaya çalışıyor.

They aim to stir unease in societies.

Onlar toplumlarda huzursuzluk çıkarmayı amaçlamaktadır.

I don't want to stir things up.

Ben işleri karıştırmak istemiyorum.

I don't want to stir up old memories.

- Eski hatıraları canlandırmak istemiyorum.
- Eski defterleri açmak istemiyorum.

Tom seems to be trying to stir up trouble.

Tom ortalığı karıştırmaya çalışıyor gibi görünüyor.

If you don't stir the rice, it will burn.

Pilavı karıştırmazsan onu yakarsın.

Be careful. You're going to stir up a hornet's nest.

Dikkatli ol. Bir arı kovanına çomak sokacaksın.

Do you have a spoon I can stir the rice with?

Pilavı karıştırabileceğim bir kaşığın var mı?

I'm not trying to stir up trouble. I'm just telling you what I heard.

Ortalığı karıştırmaya çalışmıyorum, duyduğumu söylüyorum sadece.

There's no telling what kind of trouble this proposal might stir up. The result is certainly going to be something to see.

Bu önerinin ne tür bir sorun başlatacağını tahmin etmek mümkün değil. Sonuç kesinlikle görecek bir şey olacak.