Translation of "Source" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Source" in a sentence and their turkish translations:

Cite your source.

Kaynağınızı belirtin.

Source of life.

Yaşam kaynağı.

A source of peace and a source of happiness

bir huzur ve mutluluk kaynağı yaratıp

Tatoeba is open source.

Tatoeba açık kaynaklıdır.

Twitter loves open source.

Twitter, açık kaynağı sever.

I know the source.

Kaynağı biliyorum.

Where's the source code?

Kaynak kodu nerede?

It's open source software.

Açık kaynaklı yazılım.

This is the food source

besin kaynağı budur

I can't reveal my source.

Kaynağımı söyleyemem.

Tatoeba is open source software.

Tatoeba açık kaynak yazılımdır.

Every river has a source.

Her nehrin bir kaynağı vardır.

Show me the source code.

Bana kaynak kodunu göster.

It's not open source software.

Açık kaynaklı yazılım değil.

- Where's the source of this river?
- Where is the source of this river?

Bu nehrin kaynağı nerede?

It's also a source of empowerment,

Ayrıca bir güç kaynağı

Pleasure is the source of pain.

Acının kaynağı zevktir.

This is an open source project.

Bu bir açık kaynak projesidir.

Do you have the source code?

Senin kaynak kodun var mı?

Water is a source of life.

Su yaşam kaynağıdır.

The article doesn't cite the source.

Makale kaynaktan alıntı yapmaz.

What's your favorite open source software?

Favori açık kaynak yazılımın nedir?

It was a source of sustenance.

Bu bir besin kaynağıydı.

Tatoeba is a source of wisdom.

Tatoeba bir bilgelik kaynağıdır.

What's the source of this information?

Bu bilginin kaynağı ne?

When you look at the foreign source

yabancı olan kaynağa baktığınızda ise

I heard it from a reliable source.

Güvenilir bir kaynaktan duydum.

What is your greatest source of inspiration?

En büyük ilham kaynağınız nedir?

The only source of knowledge is experience.

- Tek bilgi kaynağı deneyimdir.
- Yegane bilgi kaynağı tecrübedir.
- Yegane bilgi kaynağı deneyimdir.
- Tek bilgi kaynağı tecrübedir.

Is it a good source of protein?

O iyi bir protein kaynağı mı?

Is it a good source of potassium?

O iyi bir potasyum kaynağı mı?

Are eggs a good source of protein?

Yumurtalar iyi bir protein kaynağı mıdır?

Bananas are a good source of potassium.

Muzlar iyi bir potasyum kaynağıdır.

The source of the fire is unknown.

Yangının kaynağı bilinmiyor.

He was my sole source of happiness.

- Tek mutluluk kaynağım oldu.
- O benim yegane esenlik kaynağımdı.

She was my sole source of happiness.

Tek mutluluk kaynağım oldu.

I heard this from a safe source.

Bunu güvenli bir kaynaktan duydum.

Don't make factual statements without a source.

Bir kaynak olmadan olgusal ifadeler üretmeyin.

Falafel is a good source of protein.

Falafel iyi bir protein kaynağıdır.

Milk is a good source of calcium.

Süt iyi bir kalsiyum kaynağıdır.

Water is the source of all life.

Su tüm yaşamın kaynağıdır.

What is the source of your anxiety?

Endişenizin kaynağı nedir?

Lentils are a good source of protein.

Mercimek iyi bir protein kaynağıdır.

Instead, use it to source and qualify leads

Aradığınızı bulacak bir kaynak gibi kullanın

Space is also an infinite source of inspiration,

Uzay aynı zamanda eğitim araştırma, astronomi

I can't locate the source of the problem.

Sorunun kaynağını bulamıyorum.

The Internet is an invaluable source of information.

İnternet paha biçilemez bir bilgi kaynağıdır.

My father is my biggest source of inspiration.

Babam benim en büyük ilham kaynağımdır.

I got the news from a reliable source.

Haberi güvenilir bir kaynaktan aldım.

Solar power is a clean source of energy.

Güneş enerjisi temiz bir enerji kaynağıdır.

Sunshine is the main source of vitamin D.

Güneş ışığı D vitamininin esas kaynağıdır.

Sunlight is the main source of vitamin D.

Güneş ışığı D vitamininin ana kaynağıdır.

Letters from grandchildren are a source of delight.

Torunlardan gelen mektuplar mutluluk kaynağıdır.

That victory became a source of national pride.

O zafer, ulusal bir gurur kaynağı oldu.

Oranges are a good source of vitamin C.

Portakallar iyi bir C vitamini kaynağıdırlar.

Fish is an important food source for people.

Balık insanlar için önemli bir besin kaynağıdır.

It's an important source of income for him.

Bu onun için önemli bir gelir kaynağıdır.

The income from this source is tax-free.

Bu kaynaktan elde edilen gelir, vergiden muaftır.

Solar energy is a new source of energy.

Güneş enerjisi yeni bir enerji kaynağıdır.

Languages are a source of valuable scientific data.

Diller değerli bir bilimsel veri kaynağıdır.

Women and girls are a fierce source of possibility.

kadınlar ve kızlar müthiş bir çözüm ihtimali.

Pinpointing the source of a sound with deadly accuracy.

Sesin geldiği noktayı... ...ölümcül tutarlılıkla belirler.

Our religion is not the source of the Qur'an

dinimizi ise kaynak olan Kuran'dan değil

I heard about it from another source last year.

Onu geçen yıl başka bir kaynaktan duydum.

Electronic news media is our primary source of information.

Elektronik haber medya temel bilgi kaynağımızdır.

The sun is our most important source of energy.

Güneş en önemli enerji kaynağımızdır.

Food is the largest source of garbage in landfills.

Yiyecek çöplüklerde en büyük çöp kaynağıdır.

The river has its source in the Rocky Mountains.

- Nehir, kaynağını Rocky Dağlarından alır.
- Nehrin kaynağı Rocky Dağlarındadır.

Spinach is a rich source of iron and calcium.

Ispanak demir ve kalsiyum açısından zengin bir kaynaktır.

Tourists are the main source of income for them.

Turistler onlar için ana gelir kaynağıdır.

Wind is a cheap and clean source of energy.

Rüzgar ucuz ve temiz bir enerji kaynağıdır.

Open source is the engine that drives technological innovation.

Açık kaynak; teknolojik yeniliği sağlayan motordur.

The aquifer is Florida's main source of drinking water.

Akifer, Florida'nın ana içme suyu kaynağıdır.

The internet is a wonderful source of mindless entertainment.

İnternet akılsız eğlence için harika bir kaynaktır.

His work is a source of pride for him.

İşi onun için gurur kaynağıdır.

And that, for the survivor, is a great food source.

Bu, hayatta kalmak isteyenler için harika bir yiyecek kaynağı.

I'll source them locally and graft them to the tree

onları yerel olarak tedarik ettim ve bir ağaca aşıladım

Tom's grandchildren were a source of great pleasure for him.

Tom'un torunları onun için büyük bir zevk kaynağıydı.

Boys are the source of all problems in the world.

Dünyadaki bütün sorunların kaynağı oğlanlardır.

Desire is a source of discontent. Try to control it.

- Dilek memnuniyetsizlikten kaynaklanır. Bunu kontrol etmeye çalış.
- Dilek memnuniyetsizlikten kaynaklanır. Bunu kontrol etmeye çalışın.

Insects are very nutritious and a good source of protein.

Böcekler çok besleyici ve iyi bir protein kaynağı.

In our city, tourists are an important source of revenue.

Şehrimizde turistler önemli bir gelir kaynağıdır.

A good newspaper reporter takes advantage of what he learns from any source, even the "little bird told him so" type of source.

İyi bir gazete muhabiri herhangi bir kaynaktan öğrendiklerinden, hatta "küçük kuş ona öyle söyledi" türü kaynaktan bile yararlanır.

And that's often the sign that they've spotted a food source,

Bu genelde bir yiyecek kaynağı buldukları anlamına gelir.

And that's often the sign... that they've spotted a food source.

Ve bu genelde bir yiyecek kaynağı bulduklarının işaretidir.

And that's often the sign that they've spotted a food source.

Bu genelde bir yiyecek kaynağı bulduklarını gösterir.

And we don't want to be stranded without a light source.

Bir ışık kaynağı olmadan  mahsur kalmak istemeyiz.

Whereas you are you, and the emotion is a data source.

Oysa siz sizsiniz, dugularınız ise veri.

However, the only light source of the Moon was the Sun

Oysaki Ay'ın tek ışık kaynağı Güneş'ti

Interlingua's main source languages are Portuguese, Spanish, Italian, French and English.

Kaynak olarak İnterlingua'ya hizmet eden ana diller Portekizce, İspanyolca, İtalyanca, Fransızca ve İngilizcedir.

Kiwifruit is a rich source of vitamin K and vitamin C.

Kivi, zengin bir K vitamini ve C vitamini kaynağıdır.

They climbed all day to find the source of the river.

Irmağın kaynağını bulmak için bütün gün tırmandılar.

Mosquitoes consider human beings a dangerous but necessary source of nutrition.

Sivrisinekler insanoğlunu tehlikeli fakat gerekli bir beslenme kaynağı olarak görüyorlar.

The sun is the eternal source of light, heat, and life.

Güneş; ışık, ısı ve hayatın sonsuz kaynağıdır.

The Sahara is the largest source of dust in the world.

Sahara dünyada en büyük toz kaynağı.

Why do we need an open source movement on the web?

Neden web üzerinde bir açık kaynak hareketine ihtiyacımız var?

Renewable energy refers to an energy source that cannot be exhausted.

Yenilenebilir enerji, tükenmeyen enerji kaynağıdır.

I want to find out the source of this irresponsible rumor.

Bu sorumsuz söylentinin kaynağını öğrenmek istiyorum.