Translation of "Searched" in Turkish

- We searched everywhere.
- We've searched everywhere.

Biz her yerde aradık.

We searched everywhere.

Her yeri aradık.

I've searched everywhere.

Ben her yerde aradım.

Sami searched everything.

Sami her şeyi aradı.

- We looked everywhere.
- We searched everywhere.
- We've searched everywhere.

- Her yere baktık.
- Biz her yere baktık.

They searched the house.

Onlar evi aradılar.

Tom searched Mary's room.

Tom, Mary'nin odasını araştırdı.

Tom searched his pockets.

Tom ceplerini aradı.

Tom searched the room.

Tom odayı araştırdı.

Will we be searched?

Aranacak mıyız?

Police searched Fadil's house.

Polis, Fadıl'ın evini aradı.

Police searched Sami's vehicle.

Polis, Sami'nin aracını aradı.

Sami's cell was searched.

Sami'nin hücresi arandı.

Was this basement thoroughly searched?

Bu bodrum iyice araştırıldı mı?

Tom searched for the key.

Tom anahtarı aradı.

Tom searched in his pocket.

Tom cebinde aradı.

Tom searched the kitchen drawers.

Tom mutfak çekmecelerini aradı.

Tom searched inside the closet.

Tom dolabın içini aradı.

Police searched the murky lake.

Polisler karanlık gölü aradı.

Bill searched the entire house.

Bill bütün evi araştırdı.

The guards searched Tom's cell.

Gardiyanlar Tom'un hücresini aradı.

The police searched Tom's car.

Polis Tom'un arabasını aradı.

They searched for the girl.

Onlar kızı bulmaya çalıştılar.

Every room was searched thoroughly.

Her oda iyice arandı.

The police searched Tom's house.

Polis Tom'un evini araştırdı.

Tom searched Mary's room again.

Tom yine Mary'nin odasını aradı.

Tom searched the entire house.

Tom bütün evi aradı.

The police searched my room.

Polis odamı aradı.

The police searched Tom's truck.

Polis Tom'un kamyonunu aradı.

The police searched Tom's vehicle.

Polis Tom'un aracını aradı.

Police searched Sami's school locker.

Polis, Sami'nin okul dolabını aradı.

The police searched Tom's locker.

- Polis Tom'un dolabını aradı.
- Polis, Tom'un dolabında arama yaptı.

The police searched Tom's office.

Polis Tom'un ofisini aradı.

Mary searched in her pocket.

Mary cebine baktı.

- I searched, but I didn't find it.
- I searched, but I didn't find her.
- I searched, but I didn't find him.

Aradım ama onu bulmadım.

I then searched the word "globalist"

Daha sonra "küreselci" kelimesini arattım

The police thoroughly searched the house.

Polis evi tamamen aradı.

The police searched Tom Smith's house.

- Polis, Tom Smith'in evini aradı.
- Polis, Tom Smith'in evinde arama yaptı.

The police searched the premises thoroughly.

Polis binaları adamakıllı araştırdı.

I searched all over for Tom.

Tom için her yerde araştırma yaptım.

Have you searched the entire house?

Tüm evi aradın mı?

The school searched the students' lockers.

Okul öğrencilerin dolaplarını aradı.

I searched all over for him.

Her yerde onu aradım.

Tom has searched for a weapon.

Tom bir silah arıyordu.

The rescue team searched for Tom.

Kurtarma ekibi Tom'u aradı.

I searched all over for you.

Her yerde seni aradım.

We searched everywhere but found nothing.

Her yerde aradık, ancak hiçbir şey bulamadık.

Tom searched for a way out.

Tom bir çıkış yolu arıyordu.

The police searched for the lost boy.

Polisler kayıp çocuğu aradılar.

She searched her pockets for the key.

Anahtar için ceplerini aradı.

He searched his pockets for the key.

- O, anahtar için cebini araştırdı.
- O, anahtar için cebini aradı.

She searched about for her lost boy.

Kaybolan oğlunu arıyordu.

They all searched for the missing child.

Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.

The customs officials searched the whole ship.

Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.

He searched all day for the letter.

Bütün gün mektubu aradı.

Tom searched all day for the letter.

Tom bütün gün mektubu aradı.

I've searched everywhere for a small apartment.

Küçük bir daire için her yeri araştırdım.

I searched my pockets for the wallet.

Cüzdan için ceplerimi aradım.

I searched the drawer for the key.

Anahtar için çekmeceyi aradım.

The police searched for the missing child.

Polis kayıp çocuğu aradı.

Police stopped Dan's car and searched it.

Polis Dan'ın arabasını durdurdu ve onu aradı.

I searched anxiously, but I found nothing.

Ben endişeyle araştırdım ama bir şey bulmadım.

Every passenger is searched twice before boarding.

Her yolcu binmeden önce iki kez araştırılır.

I searched, but I didn't find him.

Aradım ama onu bulmadım.

I searched, but I didn't find her.

Aradım ama onu bulmadım.

I searched, but I didn't find it.

Aradım ama onu bulmadım.

The customs agent searched Tom for contraband.

Gümrük ajanı, kaçakçılık için Tom'u araştırdı.

You searched every room in my apartment.

- Evimdeki her odayı aradınız.
- Dairemdeki her odayı aradınız.
- Dairemdeki her odayı aradın.

Fadil searched the house for two hours.

Fadıl iki saat boyunca evi aradı.

I was strip-searched at the airport.

- Havaalanında didik didik arandım.
- Havalimanında elbiselerim çıkarılarak arandım.

The police searched the city for Layla.

Polis, Leyla için kenti aradı.

Tom searched his pockets for the key.

Tom anahtar için ceplerini aradı.

Sami searched for Layla through the night.

Sami gece boyunca Leyla'yı aradı.

They searched here and there looking for survivors.

Orada burada hayatta kalanları araştırdılar.

We searched the woods for the missing child.

Kayıp çocuk için ormanı aradık.

The rescue party searched for the missing passengers.

Kurtarma ekibi kayıp yolcuları aradı.

He searched his bag for his car key.

Arabasının anahtarı için çantasını aradı.

He searched the room for the lost key.

Kayıp anahtar için odayı aradı.

Tom Smith's home got searched by the police.

Tom Smith'in evi polis tarafından arandı.

I searched for hours, but couldn't find it.

Saatlerce aradım fakat onu bulamadım.

Tom searched the glove compartment for a map.

Tom harita için torpido gözünü aradı.

They searched the house, but found no clues.

Onlar evinde araştırdı, ama hiçbir ipucu bulamadı.

I've searched everywhere but I can't find it.

Ben her yerde aradım ama onu bulamıyorum.

We've searched everywhere. There's nowhere else to look.

Biz her yeri araştırdık. Bakacak başka bir yer yok.

We've searched high and low for this book.

Her yerde bu kitabı aradık.

Fadil searched Layla's body for all the valuables.

Fadıl tüm değerli eşyalar için Leyla'nın cesedini aradı.

The police searched Tom's house for three hours.

Polis üç saat boyunca Tom'un evini aradı.

The police searched Tom's room for three hours.

Polis üç saat boyunca Tom'un odasını aradı.

Tom's home and office were searched by the police.

Tom'un ev ve ofisi, polis tarafından arandı.

Have you ever searched this word in the dictionary?

Sen hiç sözlükte bu kelimeyi aradın mı?

I want this building searched from top to bottom.

Bu binanın tepeden tırnağa aranmasını istiyorum.

Would you mind if I searched through Tom's room?

Tom'un odasını arayabilir miyim?

The police searched Tom's room, but didn't find anything.

Polis, Tom'un odasını aradı, ama hiçbir şey bulamadı.

- He looked for the key.
- He searched for the key.

Anahtarı aradı.

Jeff searched for three months before he found a job.

Bir iş bulmadan önce, Jeff üç ay boyunca aradı.

The rescue worker searched the area, looking for the child.

Güvenlik çocuğu aramak için bölgeyi dikkatle inceledi.