Translation of "Scream" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Scream" in a sentence and their turkish translations:

- Scream.
- Scream!

Haykırın.

Scream!

Çığlık atın!

- K.G: Four, scream. - Audience: Scream.

-K.G: Dört, çığlık at, -Seyirci: Çığlık at.

Don't scream, or I'll scream louder.

Bağırma yoksa daha yüksek sesle bağırırım.

- I'll scream.
- I'm going to scream.

- Çığlık atacağım.
- Vaveyla koparacağım.

Four: Scream.

Dört: Çığlık at.

I'll scream.

Çığlık atacağım.

Don't scream.

Çığlık atmayın.

We'll scream.

Bağıracağız.

What a scream!

Bu ne çığlık!

I didn't scream.

Bağırmadım.

Just don't scream.

Sadece bağırma.

Tom will scream.

Tom çığlık atacak.

Layla couldn't scream.

Leyla çığlık atamadı.

Tom didn't scream.

Tom çığlık atmadı.

- Didn't you hear a scream?
- Didn't you hear the scream?

Çığlığı duymadın mı?

Scream words like, "Fire",

''Yangın'' gibi çığlık kelimeleri

Tom heard Mary scream.

Tom Mary'nin çığlık attığını duydu.

Don't let him scream.

Onu bağırtma.

I want to scream.

Çığlık atmak istiyorum.

I heard Tom scream.

Tom'un çığlık attığını duydum.

I heard you scream.

Çığlık attığını duydum.

I tried to scream.

Ben çığlık atmaya çalıştım.

I heard a scream.

Bir çığlık duydum.

I heard them scream.

Onların bağırdığını duydum.

Tom heard the scream.

Tom çığlık duydu.

I wanted to scream.

Ben bağırmak istedim.

I heard someone scream.

Birinin çığlık attığını duydum.

I'm going to scream.

Çığlık atacağım.

Tom started to scream.

Tom çığlık atmaya başladı.

Tom stifled a scream.

Tom bir çığlık bastırdı.

She heard him scream.

O, onun çığlığını duydu.

Tom heard Mary's scream.

Tom, Mary'nin çığlığını duydu.

Scream a bit quieter!

Biraz daha sessiz çığlık at!

I'm about to scream.

Çığlık atmak üzereyim.

I scream a lot.

Çok çığlık atıyorum.

I started to scream.

Çığlık atmaya başladım.

Layla started to scream.

Leyla çığlık atmaya başladı.

I do not scream!

Çığlık atmıyorum!

Her scream brought the police.

Onun çığlığı polisi getirdi.

Let go or I'll scream.

Bırak yoksa bağıracağım.

Stop now or I'll scream!

Şimdi dur yoksa ben çığlık atacağım!

Stop it or I'll scream!

Kes şunu yoksa çığlık atacağım!

The boy began to scream.

Erkek çocuğu bağırmaya başladı.

I definitely heard a scream.

Kesinlikle bir çığlık duydum.

I just heard someone scream.

Sadece birinin bağırdığını duydum.

I heard a woman scream.

Bir kadının çığlık attığını duydum.

Didn't you hear a scream?

Bir çığlık duymadın mı?

Please don't scream at me.

Lütfen bana bağırma.

Why do you always scream?

- Neden her zaman bağırıyorsun?
- Neden her zaman çığlık atıyorsun?

Don't scream, or you're dead.

Bağırma yoksa ölürsün.

Tom heard a bloodcurdling scream.

Tom insanın kanını donduran bir çığlık duydu.

Didn't you hear Tom scream?

Tom'un bağırmasını duymadın mı?

- I thought I heard a scream.
- I thought that I heard a scream.

Bir çığlık duyduğumu sandım.

- Tom said he heard Mary scream.
- Tom said that he heard Mary scream.

Tom Mary'nin çığlık attığını duyduğunu.söyledi.

Scream as loudly as you can.

Yapabildiğin kadar yüksek çığlık at.

She uttered a scream of terror.

O terör çığlığı bastı.

I want to hear you scream.

Çığlık attığını duymak istiyorum.

I don't want you to scream.

Bağırmanı istemiyorum.

I'm so bored I could scream.

O kadar sıkıldım ki çığlık atabilirim.

Don't scream before you get injured.

- İncinmeden önce bağırma.
- Ortada fol yok yumurta yok.

Tom opened his mouth to scream.

Tom çığlık atmak için ağzını açtı.

Scream as loud as you can.

Elinizden geldiğince yüksek sesle bağırın.

Sami heard the scream of Layla.

- Sami, Leyla'nın çığlığını duydu.
- Sami, Leyla'nın çığlığını işitti.

All at once, I heard a scream.

Birden bir çığlık sesi duydum.

I think I just heard somebody scream.

Sanırım az önce birinin bağırdığını duydum.

- Layla started to scream.
- Layla started screaming.

Leyla çığlık atmaya başladı.

The banshee let out a blood-curdling scream.

Ölüm perisi kan donduran bir çığlık sesi çıkardı.

In space, no one can hear you scream.

Uzayda hiç kimse senin çığlığını duyamaz.

- I heard Tom scream.
- I heard Tom screaming.

Tom'un çığlık attığını duydum.

- I heard a scream.
- I heard a shout.

Bir bağırma duydum.

Don't scream when I stand next to you.

Senin yanında durduğum zaman çığlık atma.

- I heard them screaming.
- I heard them scream.

Onların bağırdığını duydum.

- I heard him screaming.
- I heard him scream.

Onun bağırdığını duydum.

- I heard her screaming.
- I heard her scream.

Onun çığlığını duydum.

- Tom heard someone screaming.
- Tom heard someone scream.

Tom birinin bağırdığını duydu.

- Sami heard Layla scream.
- Sami heard Layla screaming.

Sami, Leyla'nın çığlık attığını duydu.

The sound of an awful scream made him shudder.

Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti.

Scream all you want. No one will hear you.

İstediğin kadar bağır. Hiç kimse seni duymaz.

- What a scream!
- It's great! You'll laugh for sure.

O harika! Kesinlikle güleceksiniz.

I'm so mad I want to scream and break everything!

O kadar kızgınım ki çığlık atmak ve her şeyi kırmak istiyorum!

She heard him scream, so she ran into his bedroom.

O onun bağırdığını duydu, bu yüzden onun yatak odasına koştu.

- Don't scream in my ear!
- Do not yell into my ear.

Kulağıma bağırma.

Tom tried to scream, but Mary covered his mouth with her hand.

Tom çığlık atmaya çalıştı, ama Mary eliyle onun ağzını kapattı.

Tom was just about to hang up when he heard Mary scream.

Tom Mary'nin çığlık attığını duyduğunda telefonu kapamak üzereydi.

- I told Tom not to shout.
- I told Tom not to scream.

Tom'a bağırmamasını söyledim.

- I heard someone scream.
- I heard somebody cry out.
- I heard someone screaming.

Birinin çığlık attığını duydum.

Does a worm scream silently when a fisherman impales it on a hook?

Bir balıkçı onu bir kancaya taktığı zaman, bir solucan sessizce çığlık atar mı?

- Tom heard Mary shout.
- Tom heard Mary scream.
- Tom heard Mary yelling.
- Tom heard Mary screaming.

Tom, Mary'nin bağırdığını duydu.