Translation of "Remembered" in Turkish

0.062 sec.

Examples of using "Remembered" in a sentence and their turkish translations:

Tom remembered.

Tom hatırladı.

I remembered everybody.

Ben herkesi hatırladım.

I remembered one.

Birini hatırladım.

Tom remembered everything.

Tom her şeyi hatırladı.

Tom remembered something.

Tom bir şey hatırladı.

I just remembered.

Az önce hatırladım.

I remembered it.

Onu hatırladım.

I remembered wrong.

Yanlış hatırladım.

- No one remembered my birthday.
- Nobody remembered my birthday.

- Kimse benim doğum günüm hatırlamıyordu.
- Kimse benim doğum günüm hatırlamadı.

Well, I just remembered.

Şey, sadece hatırladım.

Nobody remembered my country.

Hiç kimse benim ülkemi hatırlamadı.

I remembered you immediately.

- Seni hemen hatırladım.
- Sizi hemen hatırladım.

Tom remembered it all.

Tom bunun hepsini hatırladı.

I'm touched you remembered.

Hatırlamana sevindim.

She remembered a name.

O bir isim hatırladı.

They all remembered Tom.

Onların hepsi Tom'u hatırladılar.

I just remembered something.

Şimdi bir şey hatırladım.

I've always remembered that.

Ben hep onu hatırlarım.

You'll always be remembered.

- Hep hatırlanacaksın.
- Sen her zaman hatırlanacaksın.

Sami remembered that night.

- Sami o geceyi hatırladı.
- Sami o geceyi hatırlıyordu.

No one remembered Tom.

Hiç kimse Tom'u hatırlamadı.

- I can't believe you remembered.
- I can't believe that you remembered.

Hatırladığına inanamıyorum.

He remembered what was said.

Ne dendiğini hatırladı.

Tom remembered Mary quite well.

Tom Mary'yi oldukça iyi hatırladı.

I remembered I loved her.

Onu sevdiğimi hatırlıyorum.

It's nice to be remembered.

Hatırlanmak güzel.

They deserve to be remembered.

Onlar hatırlanmayı hak ediyor.

Tom remembered all the details.

- Tom tüm ayrıntıları hatırladı.
- Tom her ayrıntıyı hatırladı.

Tom will always be remembered.

Tom her zaman hatırlanacak.

I want to be remembered.

Hatırlanmak istiyorum.

How will we be remembered?

Nasıl hatırlanacağız?

I just remembered a joke.

Aklıma bir fıkra geldi.

- Tom said he remembered doing that.
- Tom said that he remembered doing that.

Tom onu yapmayı hatırladığını söyledi.

The fire is remembered in history.

Yangın tarihte hatırlanır.

I can't believe Tom remembered me.

Tom'un beni hatırladığına inanamıyorum.

I do want to be remembered.

Elbette hatırlanmak istiyorum.

Is it like you remembered it?

Hatırladığın gibi mi?

Dan remembered his promise to Linda.

Dan Linda'ya verdiği sözünü hatırladı.

I hope Tom remembered to shave.

Umarım Tom tıraş olmayı hatırlamıştır.

I actually think Tom remembered me.

Aslında Tom'un beni hatırladığını düşünüyorum.

- I thought Tom would have remembered today's meeting.
- I thought Tom would've remembered today's meeting.
- I thought that Tom would have remembered today's meeting.

Tom'un bugünkü toplantıyı hatırlamış olacağını düşündüm.

My friend remembered which way to go.

Arkadaşım hangi yola gideceğini hatırladı.

I remembered my mother, who died suddenly.

Aniden ölen annemi hatırladım.

Tom remembered where he put his keys.

Tom anahtarlarını nereye koyduğunu hatırladı.

The clown it's his most remembered role.

Palyaço onun en çok hatırlanan rolüdür.

I want my name to be remembered.

Adımın hatırlanmasını istiyorum.

I remembered that you were my brother.

Senin, benim erkek kardeşim olduğunu hatırladım.

How do you want to be remembered?

Nasıl hatırlanmak istiyorsunuz?

It's even more beautiful than I remembered.

Hatırladığımdan daha da güzelsin.

Layla remembered Sami from junior high school.

Leyla, Sami'yi ortaokuldan hatırlıyordu.

Sami will be remembered as a murderer.

Sami katil olarak hatırlanacak.

Anyway, we remembered our games, we remembered those days and I think we are happy at least

neyse o oyunlarımızı hatırladık o günlerimizi hatırladık ve mutlu olduğumuzu düşünüyorum en azından

Idea to story -- and all of it, remembered.

fikirden hikâyeye -- ve hepsinin hatırlanması.

But I remembered finding comfort in those letters,

Bu mektupları, aklımda büyükannemle yazdığım için

This is how I want to be remembered.

Nasıl hatırlanmak istediğim budur.

When I saw her son, I remembered her.

Oğlunu gördüğüm zaman onu hatırladım.

You look even more beautiful than I remembered.

Hatta hatırladığımdan daha güzel görünüyorsun.

I just remembered something I have to do.

Az önce yapmak zorunda olduğum bir şeyi hatırladım.

I even remembered to bring an umbrella today.

Bugün düşünüp yanıma şemsiye bile aldım.

I remembered your birthday this year, didn't I?

Bu yıl doğum gününü hatırladım, değil mi?

Tom remembered where he had last seen Mary.

Tom, Mary'yi en son nerede gördüğünü hatırladı.

While calling her mother, she suddenly remembered something.

Ona annesi telefon açıyorsa, bir iş aklına gelmiştir.

Oh, I just remembered. The library's closed tomorrow.

Ha, şimdi hatırladım. Kütüphane yarın kapalı.

That's not how I want to be remembered.

Nasıl hatırlanmak istediğim bu değil.

Tom remembered the rabbits he used to raise.

Tom yetiştirdiği tavşanları hatırladı.

Mary is even more beautiful than I remembered.

Mary hatırladığımdan daha bile güzel.

I want to be remembered after I die.

Öldükten sonra hatırlanmak istiyorum.

I wish I remembered how to do that.

Keşke bunu nasıl yapacağımı hatırlasam.

- The tragedy must be remembered so that it is not repeated.
- The tragedy must be remembered so that it isn't repeated.
- The tragedy must be remembered so it isn't repeated.

Trajedi tekrarlanmaması için hatırlanmalı.

When I saw the picture, I remembered the story.

Resmi görünce hikayeyi hatırladım.

Columbus Day should be remembered as "Indian Resistance Day".

Kolomb Günü, "Yerli Direniş Günü" diye anılmalıdır.

Since no one remembered my birthday, I was upset.

Hiç kimse doğum günümü hatırlamadığı için üzgündüm.

I just remembered there's something I have to do.

Ben sadece yapmak zorunda olduğum bir şey olduğunu hatırladım.

Tom remembered where Mary had told him to go.

Tom Mary'nin onun nereye gitmesini söylediğini hatırladı.

A great man will be remembered for his achievements.

Büyük bir adam başarılarından dolayı hatırlanacaktır.

Then he remembered what the Princess had told him.

Sonra o, Prensesin ona söylediğini hatırladı.

I just remembered what I had to tell you.

Az önce sana söylemek zorunda olduğum şeyi hatırladım.

She remembered the first day she went to school.

Okula ilk gittiği günü hatırladı.

Tom remembered the last time he had hugged Mary.

Tom, son kez Mary'ye sarıldığı zamanı hatırladı.

- I remembered I was late and stepped on the gas.
- I remembered that I was late and stepped on the gas.

Geciktiğimi hatırlayıp gaza bastım.

Sam remembered growing up and being told 'Boys don't cry',

Sam büyürken kendisine “Erkekler ağlamaz” dendiğini hatırlıyordu.

I suddenly remembered that I couldn't afford so many books.

Aniden o kadar çok kitaba parasal gücümün yetmeyeceğini hatırladım.

All you people will be remembered for hundreds of years.

Tüm insanlar yüzlerce yıl hatırlanacak.

Tom wished he had remembered to buy flowers for Mary.

Tom Mary için çiçekler almayı hatırlamayı diledi.

He remembered that room 418, which was very small, was vacant.

O, çok küçük olan oda 418'in boş olduğunu hatırladı.

He remembered that Room 418, a very small room, was empty.

O oda 418'in, çok küçük bir oda, boş olduğunu hatırladı.

Tom remembered that Mary and John had tried to kill him.

Tom Mary ve John'un onu öldürmeye çalıştığını hatırladı.

I just remembered that I have something I have to do.

Yapmak zorunda olduğum bir şeyimin olduğunu şimdi hatırladım.

He will always be remembered by those of us who loved him.

Onu seven bizler tarafından hep hatırlanacak.

Tom remembered all kinds of things which no one else could remember.

Tom başka birinin hatırlayamadığı her türlü şeyi hatırladı.

I hope Tom remembered to do what we asked him to do.

Tom'un yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı hatırladığını umuyorum.

Tom remembered how beautiful Mary had been when he first met her.

Tom ilk karşılaştığında Mary'nin ne kadar güzel olduğunu hatırladı.

It's such an honor to be remembered by a person like you.

Sizin gibi bir insan tarafından hatırlanmak büyük bir onur.

After I shut the door, I remembered I had left my key behind.

Kapıyı kapattıktan sonra anahtarımı içeride bıraktığımı hatırladım.

I just remembered that I was supposed to buy a loaf of bread.

Sadece bir somun ekmek almam gerektiğini hatırladım.

And then she remembered that human beings could not live in the water.

Ve sonra insanoğlunun suda yaşayamadığını hatırladı.