Examples of using "Pub" in a sentence and their turkish translations:
En yakın birahane nerededir?
Lütfen bir bara ihtiyacım var!
Bara gidiyorum.
Onlar birahanede.
Size barda eşlik edeceğiz.
Köşe başında bir meyhane var.
O bir barın dışında bir kıza arzu dolu baktı.
Dan'ın arabası bir meyhanenin dışında bulundu.
Karım yakındaki bir barda çalışıyor.
Mario'nun Pub'ı hareketin olduğu yerdir.
Daha önce bu bara gittin mi?
Bay Cameron kızını barda unuttu.
Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.
Lokantada çok müşteri yok.
O barda biraya su kattıklarından şüpheleniyorum.
Tom birahaneye yürüdü ve bir bardak bira ısmarladı.
Tom yerel pubta arkadaşları ile buluşmayı planlıyor.
Bir birahane bira içmek için popüler bir toplanma yeridir.
Tom işten eve giderken bara uğradı.
Mary'nin dün gece meyhanede söylediği şarkıyı Tom yazdı.
Birahanede Tom arkadaşına "son kadehi içelim!" dedi.
İşçiler hoşça vakit geçirebilecekleri bir barda toplanmak istiyor.
Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu.
Tom'un yapacak bir işi yoktu, bu yüzden birkaç bira için bara gitti.
Yaptığını söylediğin gibi doğruca eve gittiysen, nasıl oldu da ben senin arabanı barın dışında park edilmiş gördüm?
Barda yanımda oturan şafak sökene kadar beraber içtiğim adamlarla gerçekten iyi anlaştım.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, "Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?"