Examples of using "Prior" in a sentence and their turkish translations:
- Bir randevum var.
- Önceden verilmiş bir sözüm var.
- Başka bir randevum var.
Önceki uyarılar yoktu.
Önceki deneyim gerekli değildir.
Daha önceden herhangi bir deneyim gerekli değildir.
O, ben varmadan önce oldu.
Tom'un eski suç kaydı yok.
Sanığın önceden hiçbir mahkumiyeti yok.
Bu, mektubunuzu almadan önce oldu.
Toplantıdan önce akşam yemeği yediler.
Şunu biliyor muydunuz?
Üzgünüm, fakat önceden verilmiş sözüm var.
Senin varışından önce, o, Londra'ya gitti.
Savaştan önce 1.000 Osmanlı esirinin katledilmesinin intikamıydı
Altı yıl öncesinde Kore’den Arjantin’e
Tüm düzenlemeler bizim kalkmadan önce yapılmalıdır.
Bunun öncesinde, ekonomileri tamamen soya ve et ihracatına endeksliydi.
Kalkış saatinden en az 45 dakika önce giriş yaptığınızdan emin olun.
İki ülke arasındaki ticari ilişkiler, diplomatik ilişkilerin kurulmasından önce başlamıştı.
Özel bir görev gücü, şehir merkezinde intihar eylemcisi bir teröristi kötü planını gerçekleştirmeden önce yakalamayı başardı.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
5 Nisan sabahına kadar ona ihtiyacım var, bu yüzden toplantıdan önce diğer üyeler tarafından gözden geçirilebilir.
Bir bebek iniş öncesinde inişe başlarken bir uçak şiddetli türbülansa çarptığında bir bebek annesinin kollarına atıldı.