Translation of "Places" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Places" in a sentence and their turkish translations:

places for businesses, places for community gatherings, etc.

iş için, topluluk toplantıları vs. oldu,

You're going places.

Başarılı olacaksın.

Let's switch places.

Yerleri değiştirelim.

Take your places.

Yerlerinizi alın.

Or places to live.

ya da yaşanacak yerler.

I like busy places.

- Ben meşgul yerleri seviyorum.
- İşlek yerleri severim.

Switch places with me.

Benimle yer değiştir.

Get in your places.

Yerlerinizi alın.

He knows countless places.

O sayısız yer bilir.

- I wouldn't trade places with anyone.
- I wouldn't trade places with anybody.

Kimseyle yer değiştirmezdim.

With plenty of hiding places.

eski terk edilmiş kasabalara gireceğiz.

places like Rhode Island, Pennsylvania,

Rhode Island, Pennsylvania gibi yerleri

What places do you enjoy?

- Ne tür mekanlardan hoşlanırsın?
- Ne tür mekanlardan hoşlanırsınız?

Let's keep public places clean.

Halka açık yerleri temiz tutalım.

I've got places to go.

Gidecek yerlerim var.

Tom and Mary switched places.

Tom ve Mary yer değiştirdiler.

I don't like hot places.

Sıcak mekanlardan hoşlanmam.

Tom changed places with Mary.

Tom Mary ile yerleri değiştirdi.

Where are your favorite places?

En sevdiğiniz yerler nerede?

I switched places with Tom.

Tom'la yerleri değiştirdim.

I exchanged places with Tom.

Tom ile yerleri değiştirdim.

Why don't we switch places?

Neden yer değiştirmiyoruz?

Why don't we change places?

Neden yerleri değiştirmiyoruz?

Makes cities better places to live.

şehirleri daha iyi yaşanacak yerlere dönüştürür.

The most unnatural places on Earth.

Dünya'nın en doğal olmayan yerleri.

Cemeteries aren't just places of death.

...mezarlıklarda sadece ölümle karşılaşılmaz.

What places does that tour visit?

O tur hangi yerlere gider?

He has been to many places.

- O birçok yerde bulundu.
- O birçok yerde bulunmuştur.

Kyoto has many places to see.

Kyoto'nun görecek çok yeri var.

Empty places produce the best echoes.

Boş yerler en iyi yankıları üretir.

Tom has been to many places.

Tom birçok yere gitti.

Do not smoke in public places.

Kamusal alanda sigara içme.

It's worthwhile to visit both places.

Her iki yer de ziyaret edilmeye değer.

I went to so many places.

Ben çok yerlere gittim.

We visited quite a few places.

Epeyce yer ziyaret ettik.

Let's go back to our places.

Yerlerimize geri gidelim.

Then there are the public places.

Sonra halka açık yerler var.

Tom has friends in high places.

Tom'un yüksek yerlerde arkadaşları var.

They switched places with each other.

Onlar birbirleriyle yer değiştirdi.

Tom avoided places where people smoked.

Tom insanların sigara içtiği yerlerden kaçındı.

We visited places of historic interest.

Biz tarihi ilgi yerlerini ziyaret ettik.

Tom has friends in influential places.

Tom'un nüfuzlu yerlerde arkadaşları vardır.

Deserts are unpleasant places to live.

Çöller yaşamak için uygun olmayan yerlerdir.

Tom has lived in many places.

Tom pek çok yerde yaşadı.

Tom always gets places too early.

Tom yerini her zaman çok erken alır.

- You can't be at two places at once.
- You can't be two places at once.

Bir kerede iki yerde olamazsın.

How people became unhappy going work places,

insanların nasıl iş yerlerine giderken mutsuzlaştığını,

We often rush to remake these places,

Çoğu kez, acılarını dindirebileceğimizi düşünerek

And in some places, they're taking over.

Bazı yerleri de ele geçirmeye başlamışlardır.

I would be in many different places

Ben de çok farklı yerlerde olurdum

I've been to neither of those places.

- Bu yerlerden hiçbirine gitmedim.
- Bu yerlerden hiçbirinde bulunmadım.

His story is inconsistent in many places.

Hikayesi pek çok yerde tutarsız.

Please refrain from smoking in public places.

- Lütfen halka açık yerlerde sigara içmekten imtina edin.
- Lütfen halka açık yerlerde sigara içmekten kaçının.

What kind of places do you like?

Ne tür yerlerden hoşlanırsın?

Which places did you visit in Germany?

Almanya'da hangi yerleri ziyaret ettin?

I still have friends in high places.

Hala yüksek yerlerde arkadaşlarım var.

There are many scenic places in Xinjiang.

Xinjiang'ta birçok manzaralı yer var.

Tom never goes to places like that.

Tom asla öyle yerlere gitmez.

I've been to many places in Ireland.

İrlanda'da birçok yere gittim.

I know all the places to hide.

Ben gizlenmek için tüm yerleri biliyorum.

All places are distant from heaven alike.

Gökyüzünden bütün yerler aynı mesafededirler.

This is one of my favorite places.

Bu benim en sevdiğim yerlerden biridir.

Let's decide on the places we'll visit.

Ziyaret edeceğimiz yere karar verelim.

Cats can see even in dark places.

Kediler, karanlık yerlerde bile görebilirler.

I hate places like Boston, Chicago, etc.

Boston, Şikago gibi yerlerden nefret ediyorum.

In some places, people died of hunger.

Bazı yerlerde, insanlar açlıktan öldü.

I know several good places to eat.

Yemek yemek için birkaç iyi yer biliyorum.

What places would you like to visit?

Hangi yerleri ziyaret etmek istersiniz?

We've been looking in the wrong places.

Biz hep yanlış yerlerde arıyoruz.

You know many interesting places, don't you?

- Çok enteresan yerler biliyorsun, değil mi?
- Çok ilginç yerler biliyorsun, değil mi?
- Pek çok ilgi çekici yer biliyorsun, değil mi?

Cities are exciting places, but also stressful.

Şehirler heyecan verici yerlerdir, aynı zamanda stresli.

Tom almost always gets places on time.

Tom neredeyse yerlere her zaman zamanında varır.

We never go to places like that.

Biz öyle yerlere asla gitmeyiz.

I never go to places like that.

Böyle yerlere asla gitmem.

You can't smoke in public places anymore.

Artık halka açık yerlerde sigara içemezsiniz.

The roof leaks in 3 different places.

- Çatı 3 farklı yerden sızdırıyor.
- Çatı 3 farklı yerden akıyor.

Tom seldom goes to places like that.

Tom nadiren böyle yerlere gider.

Tom has lived in many different places.

Tom birçok farklı yerde yaşadı.

Why do you always get places late?

Neden her yere geç kalıyorsun?

- Tell me about some of the places you visited.
- Tell me about some of the places you've visited.

Bana ziyaret ettiğin yerlerden bazılarını anlat.

- In Japan, there are a lot of beautiful places.
- There are a lot of beautiful places in Japan.

- Japonya'da bir sürü güzel mekân var.
- Japonya'da çok sayıda güzel yerler vardır.

And making laughter commonplace in non-common places.

kahkahayı ortak alanlar dışındaki yerlerde sıradan bir şey yapmaya başladık.

Coming from such different places, is a miracle.

yerlerden gelen 1400 insanı bir araya getirmek bir mucizedir.

And only found in a few special places.

Sadece birkaç özel yerde bulunur.

There are many places to visit in Kyoto.

Kyoto'da ziyaret edilecek bir sürü yer var.

There are many places to see in Kyoto.

Kyoto'da görülecek çok yerler var.

In many places blind persons sell lottery tickets.

Pek çok yerde kör kişiler piyango bileti satarlar.

Have you visited any beautiful places in Germany?

Almanya'daki güzel yerleri hiç ziyaret ettin mi?

You can't be in two places at once.

Aynı anda iki yerde olamazsın.

We've been looking in all the wrong places.

Biz hep tüm yanlış yerlerde arıyoruz.

It's good that there are places like this.

Buna benzer yerlerin olması iyi bir şey.

I don't usually eat at places like this.

Genelde bu tür yerlerde yemek yemem.

You can't be at two places at once.

Bir kerede iki yerde olamazsın.

Tom and Mary switched places on the bench.

Tom ve Mary bankta yer değiştirdi.

We have other places we need to go.

Gitmemiz gereken başka yerler var.