Translation of "Patient" in Turkish

- I'm patient.
- I'm a patient.

Ben sabırlıyım.

Be patient.

Sabırlı ol.

Be patient!

Sabırlı ol!

I'm patient.

Ben sabırlıyım.

You're patient.

Sen sabırlısın.

We're patient.

Biz sabırlıyız.

- Tom is my patient.
- Tom isn't my patient.

Tom benim hastam.

He was patient.

O, sabırlıydı.

I'm not patient.

Sabırlı değilim.

How's your patient?

Hastan nasıl?

Tom was patient.

Tom sabırlıydı.

We'll be patient.

Biz sabırlı olacağız.

Just be patient.

Sadece sabırlı ol.

Now be patient.

Şimdi sabırlı ol.

Please be patient.

Lütfen sabırlı olun.

You're very patient.

Çok sabırlısın.

I'm being patient.

Ben sabırlı oluyorum.

Tom is patient.

Tom sabırlıdır.

We've been patient.

Biz hasta olduk.

I was patient.

Sabırlıydım.

I'm very patient.

Ben çok sabırlıyım.

- Tom has been very patient.
- Tom was very patient.

Tom çok sabırlıydı.

- You are a patient man.
- You're a patient man.

Sen sabırlı bir adamsın.

- Tom is a patient man.
- Tom is a patient person.

Tom sabırlı bir adamdır.

- We have to be patient.
- We need to be patient.

Sabırlı olmamız gerekir.

Was a heart patient

kalp hastasıydı

Above all, be patient.

Her şeyden önce, sabırlı olun.

Tom is very patient.

Tom çok sabırlıdır.

I'm a patient man.

Ben sabırlı bir adamım.

He's a patient man.

- O sabırlı bir adamdır.
- O sabırlı bir adam.

She's a patient woman.

O sabırlı bir kadın.

I'm not very patient.

Çok sabırlı değilim.

I wasn't patient enough.

Yeterince sabırlı değildim.

Be patient with Tom.

Tom'a karşı sabırlı olun.

Tom isn't very patient.

Tom çok sabırlı değildir.

The patient is unconscious.

Hasta bilinçsiz.

She's gentle and patient.

O nazik ve sabırlı.

I'm not a patient.

Ben bir hasta değilim.

The patient lost patience.

Hasta sabrını kaybetti

She helped a patient.

O bir hastaya yardım etti.

Tom isn't my patient.

Tom benim hastam değil.

The patient is hallucinating.

Hasta halüsinasyon görüyor.

Who's this other patient?

Bu diğer hasta kim?

She is extremely patient.

O son derce sabırlı.

Tom is extremely patient.

Tom son derece sabırlı.

Tom was very patient.

Tom çok sabırlıydı.

You must be patient.

Sabırlı olmalısın.

Tom can be patient.

Tom sabırlı olabilir.

Another patient has died.

- Başka bir hasta öldü.
- Bir hasta daha öldü.

I can be patient.

Sabırlı olabilirim.

I'm a cancer patient.

Ben bir kanser hastasıyım.

Be patient with us.

Bize karşı sabırlı ol.

Be patient with them.

Onlara karşı sabırlı olun.

Be patient with me.

- Bana karşı sabırlı ol.
- Bana karşı sabırlı olun.

Be patient with him.

Ona karşı sabırlı ol.

Be patient with her.

Ona karşı sabırlı ol.

God, make me patient!

Tanrım, bana sabır ver!

He was very patient.

O çok sabırlıydı.

We've been very patient.

Biz çok sabırlıydık.

I stayed really patient.

Oldukça sabır gösterdim.

Be patient with others.

Başkalarına sabırlı olun.

Be patient and optimistic.

Sabırlı ve iyimser olun.

I'm a patient here.

Ben buradaki bir hastayım.

I was very patient.

Ben çok sabırlıydım.

You're usually quite patient.

Sen genellikle oldukça sabırlısın.

I'm usually quite patient.

Genellikle oldukça sabırlıyımdır.

I'm with a patient.

Ben bir hasta ile birlikteyim.

Tom wasn't very patient.

Tom çok sabırlı değildi.

Tom wasn't my patient.

Tom benim hastam değildi.

You're patient, aren't you?

Sabırlısın, değil mi?

I'm usually pretty patient.

Genelde bayağı sabırlıyımdır.

We're very patient people.

Sabırlı insanlarız.

- You are a very patient teacher.
- You're a very patient teacher.

Çok sabırlı bir öğretmensin.

- I think Tom is patient.
- I think that Tom is patient.

Tom'un sabırlı olduğunu düşünüyorum.

- Tom should've been more patient.
- Tom should have been more patient.

Tom daha sabırlı olmalıydı.

- I should've been more patient.
- I should have been more patient.

Daha sabırlı olmalıydım.

- Tom is pretty patient, isn't he?
- Tom is quite patient, isn't he?

Tom oldukça sabırlı, değil mi?

- Tom isn't as patient as Mary.
- Tom is not as patient as Mary.
- Tom isn't as patient as Mary is.

Tom Mary kadar sabırlı değil.

The patient I mentioned earlier?

Size bahsettiğim şu hasta

You have to be patient.

Sabırlı olmak zorundasın.

The patient was recovering daily.

- Hasta her gün toparlanıyordu.
- Hasta her gün iyileşiyordu.

The patient is steadily recovering.

Hasta sürekli iyileşiyor.

The patient was allowed up.

Hastaya izin verildi.

The nurse attended the patient.

Hemşire hastayla ilgilendi.

The patient requires constant care.

Hasta sürekli bakım gerektirir.

The patient is in danger.

Hasta tehlikede.

He watched with the patient.

O, hastaya baktı.

The patient is now safe.

Hasta artık güvende.

Tom is treating a patient.

Tom bir hastayı tedavi ediyor.

You must be more patient.

Daha sabırlı olmalısın.

Tom is calm and patient.

Tom sakin ve sabırlıdır.

Dr. Bell treated the patient.

Dr. Bell hastayı tedavi etti.

You need to be patient.

Sabırlı olmalısın.

The patient lies in bed.

Hasta yatakta yatar.

You're really patient, aren't you?

Gerçekten sabırlısın, değil mi?