Translation of "Parts" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Parts" in a sentence and their turkish translations:

Microscopic metal parts

mikroskobik metal parçaları

3 equal parts.

3 eşit parçaya bölüyor.

When I tell you these parts without knowing these parts

bu kısımları bilmeden bu kısımları size anlattığımda

And they would sell me fake car parts, faulty fake car parts

Böylece bu sahte, kusurlu araba parçalarını satın alarak

They send us spare parts.

Bize yedek parça gönderiyorlar.

It's divided into three parts.

O üç kısma bölündü.

There are two distinct parts.

İki ayrı parça var.

Tom is cleaning car parts.

Tom araba parçalarını temizliyor.

This factory manufactures automobile parts.

Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.

These two parts are interchangeable.

Bu iki parça değiştirilebilir.

It's like a kit of parts.

Aynı parçalardan oluşan bir set gibi.

A trilogy usually has three parts.

Bir trilojinin genellikle üç bölümü vardır.

I visited many parts of England.

- İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
- İngiltere'nin birçok kısmını ziyaret ettim.

This novel consists of three parts.

Bu romanda üç bölüm vardır.

Floods have ravaged parts of Germany.

Seller Almanya'nın bir kısmını harap etti.

The city consists of two parts.

Şehir iki bölümden oluşmaktadır.

I'm a stranger in these parts.

Buralarda bir yabancıyım.

Couldn't those parts have been replaced?

Bu parçalar değiştirilemedi mi?

This theory consists of three parts.

Bu teori üç kısımdan oluşur.

Are you from round these parts?

Sen buralardan mısın?

He memorized parts of the Quran.

Kuran'dan bölümler ezberledi.

Yanni owns an auto parts company.

Yanni'nin bir oto yedek parça şirketi var.

- He examined the spare parts one after another.
- He examined the spare parts one by one.

Yedek parçaları birer birer inceledi.

In many different parts of our life,

Hayatımızın birçok farklı kısmında,

Was it really parts of this UFO?

gerçekten bu UFO'nun parçaları mıydı?

The repair bill includes parts and labor.

Tamir faturası parçaları ve işçiliği kapsıyor.

Parts of the book are quite good.

Kitabın bölümleri oldukça iyi.

The exam was divided into two parts.

Sınav iki bölüme ayrıldı.

A whole is made up of parts.

Bir bütün parçalardan oluşur.

Please cut the pizza into three parts.

Lütfen pizzayı üç parçaya kesin.

Please divide the pizza into three parts.

- Lütfen pizzayı üç parçaya bölün.
- Lütfen pizzayı üç parçaya ayırın.

Divide this line into twenty equal parts.

Bu doğruyu yirmi eşit parçaya bölünüz.

Computer parts are very expensive in Japan.

Bilgisayar parçaları Japonya'da çok pahalı.

Mother divided the cake into three parts.

- Anne pastayı üç parçaya böldü.
- Annem pastayı üç parçaya böldü.

The Tiber divides Rome into two parts.

Tiber nehri Roma'yı iki parçaya böler.

A gang of thieves works these parts.

Bir hırsızlar çetesi bu semtte çalışır.

The small intestine consists of three parts.

İnce bağırsak üç bölümden oluşmaktadır.

This book is divided into four parts.

Bu kitap dört bölüme ayrılmıştır.

This encyclopedia is issued in monthly parts.

Bu ansiklopedi aylık parçalar halinde yayınlanır.

They debated other parts of the proposal.

Teklifin diğer kısımlarını tartıştılar.

All Gaul is divided into three parts.

Tüm Galya üç parçaya bölündü.

This analysis is divided in two parts.

Bu analiz iki bölüme ayrılır.

- I can not buy spare parts for this car.
- I can't buy spare parts for this car.

Bu araba için yedek parça alamam.

- Tom sneaked into a warehouse to steal spare parts.
- Tom snuck into a warehouse to steal spare parts.

Tom yedek parça çalmak için bir depoya gizlice girdi.

- He is making spare parts in a car factory.
- She is making spare parts in a car factory.

Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.

- We are making spare parts in a car factory.
- We are producing spare parts in an automobile factory.

Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.

The remaining parts in the space are pushed

uzay boşluğundaki geri kalan parçalar ise itildi

The machine has some of its parts missing.

Makinenin bazı eksik parçaları var.

We specialize in the import of machinery parts.

Makine parçaları ithalatında uzmanız.

A link joins two parts of a chain.

Bir link bir zincirin iki parçasını birleştirir.

He examined the spare parts one after another.

- Yedek parçaları birer birer inceledi.
- Yedek parçaları peş peşe inceledi.

Divide this line segment into twenty equal parts.

Bu doğru parçasını 20 eşit parçaya bölün.

I divided my funding into three equal parts.

Ben finansmanımı üç eşit parçaya böldüm.

Combine all the parts to make one piece.

Tek parça yapmak için tüm parçaları birleştirin.

Some parts of the British proposal seem unacceptable.

İngiliz önerisinin bazı bölümleri kabul edilemez görünüyor.

The whole is worth more than the parts.

Bütün, parçalardan daha değerlidir.

Some parts of this city are very ugly.

Bu şehrin bazı kısımları çok çirkin.

Tom divided the pie into three equal parts.

Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.

Sami scattered Layla's body parts around the city.

Sami, Leyla'nın ceset parçalarını şehir çevresine dağıttı.

Where all parts of the bag expand during inhalation

nefes verme sırasında büzülen;

Getting involved in easy, safe parts of the work

işin kolay ve güvenli kısımlarına dâhil oluyor

It looks like something made out of spare parts.

Sanki yedek parçalardan oluşturulmuş gibidir.

Early man migrated to all parts of the world.

büyünün ilkel toplumlarda önemli rolü vardır.

The practice still prevails locally in parts of Japan.

Bu gelenek Japonya'nın bazı bölgelerinde hala uygulanmaktadır.

Rice is grown in many parts of the world.

Pirinç Dünyanın birçok yerinde yetişir.

People are living in all parts of the world.

İnsanlar dünyanın her yerinde yaşıyorlar.

English is spoken in many parts of the world.

İngilizce dünyanın birçok yerinde konuşulur.

I can not buy spare parts for this car.

Bu araba için yedek parça alamam.

Tom is making spare parts in a car factory.

Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.

We are producing spare parts in an automobile factory.

Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.

This spider occurs in many parts of North Africa.

Bu örümcek Kuzey Afrika'nın birçok yerinde meydana gelir.

Figure seven shows all the parts of the motor.

Şekil yedi motorun bütün parçalarını göstermektedir.

I am making spare parts in a car factory.

Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyorum.

He is making spare parts in a car factory.

- Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
- Bir araba fabrikasında yedek parça yapımında çalışıyor.

Mary is making spare parts in a car factory.

Mary bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.

They are making spare parts in a car factory.

Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyorlar.

This flower is found in different parts of Hokkaido.

Bu çiçek Hokkaido'nun farklı bölgelerinde bulunur.

Rice is cultivated in several parts of the world.

Pirinç dünyanın çeşitli yerlerinde yetiştirilir.

They could not agree on some parts of it.

Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı.

Many parts of Africa were colonized by European countries.

Afrika'nın birçok kısmı Avrupa ülkeleri tarafından sömürgeleştirildi.

Tom works for a company that makes automobile parts.

Tom, otomobil parçaları üreten bir firma için çalışıyor.

A couple of parts of your brain are getting activated.

Beyninizin bazı bölgeleri aktifleşti.

Different brain cells would code different parts of the maze.

farklı beyin hücreleri labirentin farklı kısımlarını kodlardı.

Before even reaching the inner parts of the oort cloud

oort bulutunun iç kısımlarına bile ulaşamadan

We call the parts that are shattered in the continent

kıtanın içerisinde parçalanan kısımlara ise biz levha diyoruz

We buy many products from many parts of the world.

Biz bir çok ürünü dünyanın bir çok yerinden alıyoruz

Slavery has been abolished in most parts of the world.

Kölelik dünyanın birçok bölgesinde yürürlükten kaldırıldı.

The bank has branches in all parts of the country.

Bankanın ülkenin her yerinde şubeleri var.

Travel and public speaking are integral parts of Tom's job.

Seyahat ve toplum önünde konuşma, Tom'un işinin ayrılmaz parçalarıdır.

The whole is greater than the sum of the parts.

Bütün, parçaların toplamından daha büyüktür.

We will learn the parts of the body in French.

Biz Fransızcada vücudun parçalarını öğreneceğiz.

To talk about sex and body parts with parents and teachers,

seks ve vücut bölümleri hakkında konuşmayı öğretirsek,

And this kit of parts, and this imagination of the city,

Bu parçaların seti, şehrin bu hayal gücü,

French is spoken in France and in some parts of Italy.

Fransızca Fransa'da ve İtalya'nın bazı bölgelerinde konuşulur.