Examples of using "Knowing" in a sentence and their turkish translations:
Şamanizm inancını bilmeden
Ben bilerek doğmadım.
Kimse bilerek doğmaz.
O, sırrı bildiğini itiraf ediyor.
Bilmek işin en zor tarafıdır.
Her şeyi bilerek doğmuyoruz.
Bir dili tamamen bilmek o dili konuşan insanları tamamen bilmek anlamına gelir.
Yarın ne olacağı bilinmez.
Hiç kimse her şeyi bilerek doğmaz.
Bilgi güçtür.
Onun hakkında bir şey bildiğini inkar etti.
Tom bu konuda hiçbir şey bildiğini reddetti.
Bilmek bir şey değildir, hayal gücü her şeydir.
- Bir şeyin nasıl işlediğini öğrenmeyi severim.
- İşlerin nasıl yürüdüğünü bilmek hoşuma gidiyor.
Hiçbir şey bilmemek için geldim.
Seni tanıdığım için her şeye hazırım.
"Asla, imkânsız" tipi insanlar da en başından itibaren bunları bilmiyordu.
Kim olduğumu bilmeden uyanıyorum,
Bu aşırı odaklanmanın olduğunu bilerek
Çünkü Hıristiyanların Orsova'ya taşındığını biliyordu
Ne olabileceği bilinmez.
Onların planları hakkında bir şey bildiğini inkar etti.
Öğrenmek bir şey, öğretmek tamamen bir başka şeydir.
Bilmek ve yapmak iki farklı şeydir.
Bunu bilmemin bir yolu yok.
Tom soygun hakkında bir şey bildiğini reddetti.
Bazen, gerçeği bilmek çok acı verir.
Onların planı hakkında bir şey bilmediğini inkar etti.
Bilmek, anlamakla aynı değildir.
Tom, nerede olduğunu bilmeden düşünmeden koştu.
Bilmek ilgini çekebilir diye düşündüm.
ama onları tanıyıp hikâyelerini öğrenerek
Ne söyleyeceğini bilmediği için, o sessiz kaldı.
Ne söyleyeceğini bilmediği için, sessiz kalmaya devam etti.
Ne yapacağımı bilmediğim için, bir şey yapmadım.
Ne söyleyeceğini bilmediği için sadece gülümsedi.
Ne cevap vereceğimi bilmediğim için, sessiz kaldım.
- Hangi takımın kazanacağı belli olmaz.
- Hangi takımın kazanacağını bilmek zor.
Ne yapacağını bilmediği için, sessiz kaldı.
Onun adresini bilmemeni hayal bile edemiyorum.
Ne söyleyeceğimi bilmediğim için, sessiz kaldım.
Tom benim bilgim olmadan şarap bardaklarını değiştirdi.
Ne söyleyeceğimi bilmediğim için sessiz kaldım.
Doğrusu, karanlığı bilmeden kimse bilge olamaz.
O, anne ve babasının bilgisi olmadan evlendi.
Bilgelik, yalnızca gerçekleri bilmekten ibaret değildir.
Bilgeliğin başı kendini bilmektir.
- Bunun olacağını bilmenin hiçbir yolu yoktu.
- Onun olacağını bilmenin hiç yolu yoktu.
Kabullenme, kederin şiddetle dolu bir nehir olduğunu bilmek.
Ne yapacağımı bilmediğim için, orada sessizce durdum.
Nasıl cevap vereceğimi bilmediğim için, sessiz kaldım.
Nereye gittiğini bilmenin hiçbir yolu yok.
Biz onun haberi olmadan onu geri almayı başardık.
Bir şey bilmeden, George merdivenlere tırmanmaya başladı.
Ne yapacağımı bilmediğim için polisi aradım.
Onun adresini bilmediği için, o ona yazmadı.
Tom'un nerede olduğunu bilmenin hiçbir yolu yoktu.
Tom'un arabalar hakkında bilmediği şeyler bilmeye değmez.
Ne yapacağını bilmemek en büyük sorundur.
Telefon numarasını bilmeyince onu arayamıyorum.
Tom Mary'nin ne olduğunu bilmemesine dayanamadı.
Ne yapacağımı bilmediğim için yardım istedim.
Tom ne olacağını bilmekle ilgileniyor..
ve aslında biliyorduk ki Amerika onu cezalandırmayacaktı.
bu kısımları bilmeden bu kısımları size anlattığımda
stratejik önemi büyük bir şehrin ele geçirilmesi gerektiğini biliyordu.
Ne yapılacağını bilemeyince onun tavsiyesini istedim.
Seninle tanışmak güzeldi.
Ne yaptığını bile bile geceleri nasıl uyuyorsun?
Bir insan cevabı bilmeden herhangi bir soruya nasıl cevap verebilir?
Ne beklediğini bilmediğinden, Tom gafil yakalandı.
Mary'nin ne zaman varacağını Tom'un bilmesi imkansızdı.
Tom'un bunun olacağını bilemezdi.
Sadece birkaç ay ömrümün kaldığını öğrenmek,
Bunun anlamı pek çok Hükümet görevlisi kimse bilmeden zengin oluyor.
Tom'un nerede olduğunu bilmekle ilgilenen tek kişi ben değilim.
Tom barajın tutmayacağını bilemezdi.
Herhangi birimiz bunu bilmeden yetersiz beslenmeye maruz kalabilir!
Sami ne zaman duracağını bilmekte daima bir sorun yaşıyordu.
az önce ne olduğunu bilen tek insan olduğumu bilerek.
Hayatta kalma yollarından biri, gereksiz riskler alınmayacak zamanı bilmektir.
Otobüsten nerede ineceğimi bilmediğim için sürücüye sordum.
Tokyo'da şiddetli bir depremin ne zaman olacağını bilinmez.
Erdemler ve kızlar güzel olduklarını bilmeden önce en güzeldirler.
Ne yaptığımı bilmeden odadan dışarıya koştum.
Bu üzücü ve yıkıcı haberi öğrendikten sonra hala şoktayım.
Ona öğretilmeyen şeyi bilmediği için onu suçlayamazsınız.
Biz sık sık onu tanımadan sağlığımız için zararlı olan yiyecekleri yeriz.
- Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir.
- Dil öğrenmenin en zor kısmı kelimeleri ezbere bilmektir.
Bir otelde yangın kaçışının nerede olduğunu bilmek hayatınızı kurtarabilir.
Bunun olacağını bilmenin hiçbir yolu yoktu.
Birliklerinin yaşamak için mücadele edeceğini bilmek bu fakir bölgedeki topraklardan
bize yüksek enerji lazım diyerek insanlara sürekli aşağılayıcı laflarda bulunduğunu biliyoruz
Bunun sana son kez yazıyor olacağımı bilmek çok üzücü.
Alice, kitabı nerede bulacağını bilmediğinden, onun nerede olduğunu annesine sordu.
Muhtemelen genetiği değiştirilmiş meyve ve sebzeleri, bilmeden her zaman yersiniz.
ve gözlerindeki derin üzüntü savaşı kaybedeceğimizi söylüyordu.