Translation of "Metal" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Metal" in a sentence and their turkish translations:

- Aluminium is a metal.
- Aluminum is a metal.

Alüminyum bir metaldir.

Microscopic metal parts

mikroskobik metal parçaları

Acid attacks metal.

Asit, metale saldırır.

They're not metal.

Onlar metal değil.

Acid eats into metal.

Asit metali çürütüyor.

Lead is a metal.

Kurşun bir metaldir.

It's a metal box.

Bu metal bir kutu.

The coins are metal.

- Bozuk paralar metaldir.
- Bozuk paralar madenidir.

This ladder is metal.

Bu merdiven metal.

Metal contracts when cooled.

Metal soğuyunca büzülür.

The acid burned the metal.

Asit metali yaktı.

I have a metal table.

- Metal bir masam var.
- Metal bir tablom var.

The metal bowl is expensive.

Metal kase pahalıdır.

Iron is a useful metal.

Demir yararlı bir metaldir.

Is mercury really a metal?

Cıva gerçekten bir metal midir?

Cobalt is a transition metal.

Kobalt bir geçiş metalidir.

This metal is called zinc.

Bu metale çinko denir.

Aluminum is a malleable metal.

Alüminyum bir yumuşak metaldir.

Lead is a toxic metal.

Kurşun toksik bir metaldir.

Lead is a soft metal.

Kurşun yumuşak bir metaldir.

The acid ate into the metal.

Asit metali çürüttü.

Iron is a very useful metal.

- Demir çok yararlı bir metaldir.
- Demir çok faydalı bir metaldir.

Gold is a very expensive metal.

Altın çok pahalı bir metaldir.

Danzig is a heavy metal band.

Danzig bir heavy metal grubudur.

Tom walked through the metal detector.

Tom metal dedektöründen geçti.

Tom was listening to black metal.

Tom black metal dinliyordu.

Calcium is not an alkali metal.

Kalsiyum bir alkali metal değildir.

This metal has just been tempered.

Bu metal sadece sertleştirildi.

This metal absolutely must be tempered.

Bu metal kesinlikle sertleştirilmeli.

Has this metal just been tempered?

Bu metal az önce sertleştirildi mi?

The coins are made of metal.

Sikkeler metalden yapılır.

Who's your favorite heavy metal guitarist?

Favori heavy metal gitaristin kim?

His castle was made of metal.

Onun kalesi metalden yapılmıştı.

Tom is a heavy metal guitarist.

Tom heavy metal gitaristi.

Tom only listens to heavy metal.

Tom sadece heavy metal dinliyor..

- Is it made of wood or metal?
- Is this made out of wood or metal?

O ahşaptan mı yoksa metalden mi yapılmıştır?

Nickel is a hard, silver-white metal.

Nikel, sert, gümüş beyazı bir metaldır.

Iron is a metal with many uses.

Demir, birçok kullanımı olan bir metaldir.

We sell metal, paper, and wooden plates.

Metal, kağıt ve tahta tabaklar satarız.

Iron is the most widely used metal.

Demir en yaygın olarak kullanılan metaldir.

The roof is covered with sheet metal.

Çatı metal levha ile kaplıdır.

Sami has a really thick metal door.

Sami'nin çok kalın bir metal kapısı var.

- What makes you think that Tom likes heavy metal?
- What makes you think Tom likes heavy metal?

Tom'un heavy metali sevdiğini sana düşündüren ne?

Yeah, there is definitely something metal down there.

Evet, aşağıda kesinlikle metal bir şey var.

People, like metal, only shine on the surface.

İnsanlar, metal gibi, sadece yüzeyde parlar.

Metal spoons are generally made of stainless steel.

Metal kaşıklar, genellikle paslanmaz çelikten imal edilmiştir.

Gold is more precious than any other metal.

Altın diğer bütün metallerden daha değerlidir.

Tom plunged the hot metal into cold water.

Tom sıcak metali soğuk suya daldırdı.

Cannibal Corpse is an American death metal band.

Cannibal Corpse bir Amerikan death metal grubudur.

Candlemass is an influential Swedish doom metal band.

Candlemass etkileyici bir İsveçli doom metal grubudur.

When acid touches metal, a chemical reaction happens.

Asit metale değdiğinde, bir kimyasal reaksiyon olur.

Does this metal absolutely have to be tempered?

Bu metal kesinlikle sertleştirilmeli mi?

Tom plays guitar in a heavy metal band.

Tom bir heavy metal grubunda gitar çalmaktadır.

Tom is a very good heavy metal guitarist.

Tom çok iyi bir heavy metal gitaristidir.

To see if that glistening metal is the wreckage?

enkaz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu nedir?

Tom put the diamonds in a small metal box.

Tom elmasları küçük bir metal kutuya koydu.

I'm strong enough to carry those heavy metal boxes.

Şu ağır metal kutuları taşıyacak kadar güçlüyüm.

Korpiklaani is one of my favorite folk metal bands.

Korpiklaani benim en sevdiğim folk metal gruplarından biridir.

He admits being able to bend a metal spoon.

- O metal bir kaşığı bükebileceğini kabul ediyor.
- O, metal bir kaşığı bükebileceğini itiraf ediyor.

I only listen to heavy metal when I'm driving.

Ben araba sürerken sadece heavy metal dinlerim.

This machine is used for polishing all kinds of metal.

Bu makine, her türden metalin cilalanması için kullanılır.

A mirror can be made out of metal or glass.

Bir ayna metaldan ya da camdan yapılabilir.

With their review of Metal Gear Solid V: Ground Zeroes.

Metal Gear Solid V: Ground Zeroes'in incelemesindeler.

Give me the metal bucket with the oil in it.

Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.

By using four types of metal, specific frequency resonance is suppressed.

Dört tip metal kullanarak belirli frekans rozansı bastırılır.

Her chastity belt set off the metal detector at the airport.

Onun bekaret kemeri havaalanındaki metal detektörünü harekete geçirdi.

I used to be a singer in a heavy metal band.

Ben bir heavy metal grubunda bir şarkıcıydım.

When acid comes in contact with metal, it causes a chemical reaction.

Asit metal ile temas ettiğinde, kimyasal bir reaksiyona neden olur.

Rusting metal, especially bad. That's how you get tetanus, it grows on rust.

Paslı metal olması özellikle kötü. Tetanos böyle kapılır, pasta bulunur.

The value of the coins depended on the weight of the metal used.

Paraların değeri kullanılan metalin ağırlığına bağlıydı.

I found a huge metal gate which I tried to climb and jump across

Büyük bir metal kapı buldum, tırmanıp atlamaya çalıştım,

According to the Chinese, the five elements are metal, earth, fire, water and wood.

Çinlilere göre beş element, metal, toprak, ateş, su ve odundur.

Superconductivity occurs when a metal loses all resistance to the flow of an electric current.

Süperiletkenlik, bir metal elektrik akımının akışına karşı tüm direncini kaybettiğinde meydana gelir.

If it wasn’t enough to be one of the most successful heavy metal singers in history,

Tarihteki en başarılı ağır metal şarkıcılarından biri olması yetmez gibi,

We'd have to be extra careful because there's loads of exposed metal, that's both sharp and rusty.

Aşırı dikkatli olmalıyız, çünkü sivri ve paslı olan çok fazla metal bulunuyor.

Since this metal wasn't the wreckage we're looking for, we need to come up with a new plan.

Bu metal aradığımız enkaz olmadığına göre, yeni bir plan geliştirmeliyiz.

[Bear] Okay, so what's our best way down into the canyon to see if that glistening metal is the wreckage?

Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin enkaz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu nedir?

There are four trash cans in the school: one for paper, one for plastic, and two more for glass and metal.

Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.

The sculptor said the work represented a window to the sky, but to me it looked like a senseless twisted piece of metal.

Heykeltraş işin gökyüzüne açılan bir pencereyi temsil ettiğini söyledi, ama bana mantıksız eğri böğrü bir metal parçası gibi göründü.

If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.

Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.

A rail is a piece of metal or wood which is long and thin. For example, a train runs on rails, which is why we call it a railway train.

Ray, metal ya da tahtadan yapılmış ince ve uzun bir şeydir. Örneğin, trenler ray üzerinde gider, bu yüzden ona demir yolu treni diyoruz.