Examples of using "Partner" in a sentence and their turkish translations:
O benim ortağım.
O, benim partnerim.
Ben Tom'un ortağıyım.
Tom ortak oldu.
Senin partnerinin gözlerini bağla.
Ortak oldum.
Bir arkadaşım var.
Sen iyi bir ortaksın.
Tom'un yeni arkadaşıyım.
- Senin yeni ortağınım.
- Yeni ortağın benim.
Ben Tom'un ortağıydım.
Tom benim eşim.
Bir arkadaşa ihtiyacım var.
Tom benim ortağımdı.
Leyla partnerini sever.
- Tom benim ortağım değildir.
- Tom benim partnerim değildir.
İş ortağım.
Tom benim iş ortağım.
Benim bir ortağa ihtiyacım yok.
Tom benim dans partnerim.
Bir iş ortağım var.
Sadece Tom'la ortak oldum.
Tom iyi bir ortaktır.
Tom benim eski arkadaşım.
Tom'un bir hayat arkadaşı yok.
- Tom asla benim eşim değildi.
- Tom asla benim ortağım değildi.
Bir ortak buldun mu?
Dans arkadaşınız kim?
Tom, Mary'nin iş ortağıdır.
Tom Mary'nin iş ortağı oldu.
Benim bir ortağım yok.
Tom'un patenci ortağı Mary'dir.
Tom büyük ortak.
- Eşinle nasıl tanıştın?
- Eşinizle nasıl tanıştınız?
Bir ortak aramıyorum.
Polis memurunun ortağı vuruldu.
Ben iki dilli bir ortak arıyorum.
Mary'nin ortağı sakin bir kişidir.
veya sevgilinle ya da eşinle yapmıştın.
Ortağım olmanı istiyorum.
Benim ortağım olmak ister misin?
Tom ortağının tüm hisselerini ele geçirmek istiyor.
Şimdiye kadar bir ortak buldun mu?
Benim arkadaşım olmanı istiyorum.
Her iyi dövüşçünün antrenman maçı yapılan bir boksöre ihtiyacı vardır.
Bir dans partneri bulmak zordur.
- Sami yeni bir ortak bulmak istedi.
- Sami yeni bir partner bulmak istiyordu.
bir ortak bulma hevesinden, haftalık 60 saatlik mesailerden
Güvercinler ömür boyu aynı eşle kalırlar.
Tom'a arkadaşım olabileceğini söyledim.
Tom Mary'den onun dans partneri olmasını istedi.
Tom nasıl bir ortak oldu?
Cezayir bölgede güvenilir bir ortak.
FBI soruşturmada aktif bir ortaktı.
Leyla iyi bir ortak seçmekte çok kötüydü.
Mary'nin hayat arkadaşı az konuşan bir adamdır.
Bir teşhirci bir sapık için ideal bir ortak olurdu.
Ortağım ve ben bugün her oyunu kazanıyoruz.
Atalarımızda kadın eşine çok bağlıdır
Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.
Bay Goat Butt bir ortak olacağını bana hiç söylemedi.
İnşallah ortağım seninle anlaşmaya varabilir.
Tom'un ortağı, gurme patlamış mısır baharatlarını da satmaları gerektiğini düşündü.
yere uzanıp bir suçluyla değil de kanserle olan mücadelesini kaybettiği için
Bizimle partner olmaları ve daha anlamlı yatırım yapmaları için
Bence Tom'un ortağın olmasını istemek büyük bir hata olurdu.
Çocuğunuzu, yakın bir arkadaşınızı ya da duygusal partnerinizi düşündüğünüzde
. Büyük faydalarıyla, onu petrol servetinden zenginleştiriyor ve onu
O, ortağının rüşvetçi bir polis olduğuna dair hiçbir fikri olmadığını söyledi.
Öğretmen ve partneri düğüne katılan insanları bir parka götürdü.
Londra ve İngiltere'nin bölgesel seçim ortağı olmasını sağlamak için
gençlik yıllarımdaki hâlime bakıyorum, ki çoktan geçti gitti. Gerilimler karşısında hayat arkadaşıma sığınıyorum. O da bana sığınıyor.
Birisiyle ilk kez karşılaştığında, kendinle arkadaşın arasına konulan mesafeye kesinlikle dikkat et.
Bu yolculuk boyunca harika bir ortak oldunuz ve kararlarınız güvende kalıp panzehri bulmamıza yardımcı oldu.
Charon gezegen Pluto'nun bir uydusu olarak kabul edilmektedir. Ancak onun çapı Pluto'nun yarı çapından daha büyük olduğu için o, eşit bir ortak olarak kabul edilmektedir; ve Pluto ve Charon bir çift gezegen olarak kabul edilmektedir.