Examples of using "Ordinary" in a sentence and their turkish translations:
Mucizeler sıradan.
O sıradan bir öğrenci değil.
sıradan senin benim gibi bir insan
O sıradan görünümlü.
Oldukça sıradandı.
Tom sadece sıradan bir insan.
Tom sadece sıradan bir adam.
Sıradan, vasat bir film.
O, sıradan bir fırtına değildi.
O sıradan bir adam değil.
O sıradan bir şarkıcı değildir.
O sadece sıradan bir insan.
O sadece sıradan bir öğrencidir.
Bu sıradan bir görevdir.
O sıradan bir öğrenci değil.
O sıradan bir öğrenci değil.
Sıradan insanlar muazzam bir güce sahip.
Ben sıradan bir kişiyim.
Bu sıradan bir yetenek değildir.
O mükemmel sıradan bir kız.
Tom sıradan bir adam değil.
- Leyla sıradan bir ev hanımıydı.
- Leyla sıradan bir ev kadınıydı.
Sami sıradan bir Müslüman'dı.
Sıradan bir adam.
Sıradan silahlar ejderhaya zarar veremez.
tıpkı bir girişimciye, entelektüele,
Hiçbir zaman sıradan vakaları paylaşmayız.
O, sadece sıradan bir kişidir.
Çok sıradan bir hayat sürüyoruz.
O, sadece sıradan bir büro çalışanıdır.
Hiçbir şey sıra dışı gözükmüyordu.
Koko sıradan bir goril değil.
Olağan dışı bir şey yok.
Sıra dışı hiçbir şey olmadı.
Sıradan bir kızım sadece.
O sadece sıradan bir kız.
Tom sıradan görünümlü bir adam.
Tom düz, sıradan bir çocuktu.
Sami çok sıradan bir hayat sürdü.
Sami sıradan hayata geri döndü.
Tom sadece sıradan bir adam.
Sıradan oklar ejderhanın pullarını delemez.
sıradan dünyaya geri dönüyoruz.
Onlar çok sıradandır, normalde olan şeylerdir.
Bu sıra dışı bir şey.
Sıra dışı bir şey yapmadım.
Benim sıradan insanlara hiç ilgim yok.
Jamal artık sadece sıradan bir adam değil.
Fadıl'ın yeni gelini sıradan bir kız değildi
Sami Müslümanların senin benim gibi insanlar olduğunu biliyordu.
Sami sıradan bir ailede büyüdü.
Ahmet Naç olarak sıradan bir insanım.
Desenin renkleri çok sıradandır.
Sıra dışı bir şey bulamıyorum.
Sıradışı bir şey fark ettin mi?
Tom olağan dışı bir şey fark etmedi.
Ben sıradışı hiçbir şey görmedim.
- Hem onlar hem de siz sıradan insanlarsınız.
- Sizin yanınız sıra, onlar da sıradan insanlar.
Sıradışı bir şey fark ettin mi?
Bugün de sıradan bir gün gibi başladı.
Tom benim için sıradan biri gibi görünüyor.
Ejderha sıradan silahlarla öldürülemez.
Koronavirüs, sıradan bir gripten daha yavaş yayılır.
Tom olağandışı bir şey görmediğini söyledi.
Ben sadece kaybedecek hiçbir şeyi olmayan sıradan bir adamım.
Tom sıra dışı bir şey fark ettiğini söylüyor.
Olağanüstü şeyler asla basit ve sıradan yollarla gerçekleşmez.
Gezimizde sıradışı hiçbir şey olmadı.
Bu sorunu alışıldık bir yolla çözemezsin.
Tom alışılmış şeylerin dışında neredeyse asla bir şey yapmaz.
Tom olağan dışı bir şey görmediğini söyledi.
ne kadar sıradan bir insan olduğumu görürsünüz.
Bu duvar bizim gözümüze sıradanmış gibi görünebilir
Lütfen bana mektupla ulaşın.
Tom sokakta olağan dışı bir şey fark etti.
Bugün okulda sıra dışı bir şey oldu mu?
Acıtıyor canımı, ama sorun değil. Ben buna alışığım.
Sıra dışı bir şey olmasını beklemiyorum.
Sıradan Rusların çoğu, Çar ve ailesi.
Aynı şekilde, sıradan insanların böylesine lüks malları satın almaya parasal güçleri yetemez.
Ben İngilizcenin yaygın, sıradan bir dil olduğu Kanada'da yaşıyorum.
Tom olağandışı bir şey olduğunun farkında değildi.
Onun sıradan bir adam olduğunu bir bakışta anladım.
Onun gücü, sıradan bir insanınkinden çok daha büyüktür.
yani sıradan merdiven altı bir şirket de değil yani bu Zoom!
Chris'in kabaca davranması sıradışı idi.
Tom sadece sıradan bir erkek.
O sıradan bir kişi olarak kalmaya çalışıyor.
Makyajsız sıradan bir kız görmeniz belki tuhaf.
Bu andan itibaren, Elsa'nın hayatı sıradan mutlu çocuğun hayatıydı.
Patatesleri sıradan bir bıçak yerine patates soyacağı ile soymayı tercih ederim.
Olağan dışı bir şey fark ettin mi?
Vücudumuzun bilgeliği. Tükürük sürekli sahip olduğumuz sıradan bir şey
tamamen olağandışı idi. Bugün , dünyanın şu anda bağımlı olduğu ve on yıllar önceki petrol keşif