Translation of "Nod" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Nod" in a sentence and their turkish translations:

She answered with a nod.

O başını öne eğerek cevap verdi.

Tom gave Mary a nod.

Tom, Mary'ye onay verdi.

Tom signaled Mary with a nod.

Tom başını sallayarak Mary'ye işaret etti

A nod is a sign of agreement.

Bir baş sallama bir onay işaretidir.

He acknowledged my presence with a nod.

O, bir baş selamı ile varlığımı kabul etti.

Tom and Mary nod at each other knowingly.

Tom ve Mary kasten birbirine kafa salladı.

Nancy greeted me with a nod from across the street.

Nancy caddenin karşısından beni başı ile selamladı.

The guests in the international hotel often nod and smile.

Uluslararası oteldeki misafirler sık sık kafa sallar ve gülümser.

Last night I began to nod off in front of the TV.

Dün gece TV'nin önünde uyuklamaya başladım.

And Cain went out from the presence of the Lord, and dwelt in the land of Nod, on the east of Eden.

Kayin RAB'bin huzurundan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusunda, Nod topraklarına yerleşti.

- A nod is as good as a wink to a blind horse.
- Among familiars, the merest hint suffices each to know what's going on.

Tanıdıklar arasında, en ufak ipuçlarının her biri neler olup bittiğini bilmek için yeterlidir.