Translation of "Acknowledged" in Turkish

- He acknowledged his fault.
- He acknowledged his mistake.
- She acknowledged her mistake.

O, hatasını kabul etti.

Tom acknowledged his mistake.

Tom hatasını kabul etti.

He acknowledged his faults.

O, hatalarını kabul etti.

His achievements were acknowledged.

Onun başarıları kabul edildi.

He acknowledged his fault.

O, hatasını kabul etti.

Tom acknowledged making a mistake.

Tom hata yaptığını kabul etti.

Tom acknowledged he was upset.

Tom üzgün olduğunu kabul etti.

Sami acknowledged having shot Layla.

Sami, Leyla'yı vurduğunu kabul etti.

- Tom acknowledged making a mistake.
- Tom acknowledged that he had made a mistake.

Tom hata yaptığını kabul etti.

They finally acknowledged it as true.

Sonunda onu gerçek olarak kabul ettiler.

He acknowledged it to be true.

O'nun doğru olduğunu kabul etti.

She acknowledged having made a mistake.

O, bir hata yaptığını kabul etti.

- Sami accepted it.
- Sami acknowledged it.

Sami onu kabul etti.

She acknowledged his help in her book.

Kitabında onun yardımını kabul etti.

She acknowledged that she couldn't speak French.

O, Fransızca konuşamadığını kabul etti.

She acknowledged that my statement was true.

O, benim ifademin gerçek olduğunu kabul etti.

He acknowledged my presence with a nod.

O, bir baş selamı ile varlığımı kabul etti.

The mayor acknowledged her services to the city.

Belediye başkanı onun şehre yaptığı hizmetleri kabul etti.

Tom acknowledged that what I said was true.

Tom söylediğimin doğru olduğunu kabul etti.

- Tom admitted his mistake.
- Tom acknowledged his mistake.

Tom hatasını kabul etti.

- Tom acknowledged that what he said earlier was not true.
- Tom acknowledged that what he said earlier wasn't true.

Tom daha önce söylediğinin doğru olmadığını kabul etti.

I acknowledged that I want to do strange things.

Garip şeyler yapmak istediğimi kabul ettim.

Tom acknowledged that he was hoping to become the new class president.

Tom yeni sınıf başkanı olmayı umduğunu itiraf etti.

- He admitted that he was guilty.
- He owned up to his fault.
- He admitted his guilt.
- He acknowledged his fault.

O suçunu itiraf etti.

- Tom acknowledged having made a mistake.
- Tom admitted he'd made a mistake.
- Tom admitted that he had made a mistake.

Tom bir hata yaptığını kabul etti.