Translation of "Necklace" in Turkish

0.127 sec.

Examples of using "Necklace" in a sentence and their turkish translations:

- That's a beautiful necklace.
- That's a lovely necklace.

O güzel bir kolye.

- Mary took her necklace off.
- Mary took off her necklace.

Mary kolyesini çıkardı.

That's a beautiful necklace.

O güzel bir kolye.

Tom stole the necklace.

Tom kolyeyi çaldı.

I like that necklace.

O kolyeyi seviyorum.

I like your necklace.

Kolyeni seviyorum.

She hid a necklace.

O bir kolye sakladı.

Check out this necklace.

Bu kolyeyi kontrol et.

Your necklace is beautiful.

Senin kolyen güzel.

That's a pretty necklace.

Hoş bir kolye.

- Tom bought a necklace for Mary.
- Tom bought Mary a necklace.

Tom Mary için bir kolye aldı.

We bought her a necklace.

Biz ona bir kolye satın aldık.

Tom gave Mary a necklace.

Tom, Mary'ye bir kolye hediye etti.

Thank you for the necklace.

Kolye için teşekkür ederim.

Mary wore her favorite necklace.

Mary en sevdiği kolyesini taktı.

Mary took off her necklace.

Mary kolyesini çıkardı.

Mary wore a rhinestone necklace.

Mary kristal taşlı bir kolye taktı.

- Tom bought Mary a pearl necklace.
- Tom bought a pearl necklace for Mary.

Tom, Mary'ye bir inci kolye satın aldı.

She is wearing an expensive necklace.

Pahalı bir gerdanlık takıyor.

This necklace is a family heirloom.

Bu gerdanlık bir aile yadigarı.

Tom bought Mary a diamond necklace.

Tom, Mary'ye elmas bir kolye satın aldı.

This necklace is made of jade.

Bu kolye yeşim taşından yapılmış.

My grandma gave me this necklace.

Büyükannem bana bu kolyeyi verdi.

Tom made a necklace for Mary.

Tom, Mary için bir kolye yaptı.

It was a fake diamond necklace.

Bu, sahte elmastan bir kolyeydi.

Tom bought Mary an expensive necklace.

Tom Mary'ye pahalı bir kolye aldı.

The necklace looks great on you.

- Kolye senin üzerinde harika görünüyor.
- Gerdanlık senin üzerinde harika görünüyor.

I'm looking for a silver necklace.

Ben gümüş kolye bakıyorum.

The lady wore a necklace of pearls.

Kadın bir inci kolye taktı.

She fastened the clasp of her necklace.

Gerdanlığının tokasını kapadı.

My mother gave me a pearl necklace.

Annem bana inci bir kolye verdi.

Mary is wearing a very expensive necklace.

Mary çok pahalı bir kolye takıyor.

He pulled the necklace from his pocket.

Cebinden kolyeyi çıkardı.

Tom found the necklace Mary had lost.

Tom Mary'nin kaybettiği kolyeyi buldu.

It was Tom who stole Mary's necklace.

Mary'nin kolyesini çalan Tom'du.

Tom bought a pearl necklace for Mary.

Tom, Mary için bir inci kolye aldı.

Tom found Mary's necklace under the sofa.

Tom, Mary'nin kolyesini kanepenin altında buldu.

I want to buy a silver necklace.

Gümüş bir kolye almak istiyorum.

- Tom admitted that he had stolen the Mary's necklace.
- Tom admitted he had stolen the Mary's necklace.

Tom Mary'nin kolyesini çaldığını itiraf etti.

- Do you know who gave Mary that necklace?
- Do you know who gave that necklace to Mary?

O gerdanlığı Mary'ye kimin verdiğini biliyor musun?

The necklace is cheap at a hundred dollars.

Kolye yüz dolarlık bir fiyatla ucuz.

I found the missing piece of your necklace.

Kolyenin kayıp parçasını buldum.

Tom probably won't even notice Mary's new necklace.

Tom muhtemelen Mary'nin yeni kolyesini fark etmeyecek bile.

Tom wants to buy a necklace for Mary.

Tom Mary için bir kolye satın almak istiyor.

She likes the beautiful pearl necklace very much.

O güzel inci kolyeyi çok seviyor.

You need several wizards to enchant the necklace.

Kolyeyi büyülemek için birkaç sihirbaza ihtiyacın var.

Does Tom know who gave you that necklace?

Tom o kolyeyi sana kimin verdiğini biliyor mu?

Tom found the necklace Mary said she'd lost.

Tom, Mary'nin kaybettiğini söylediği kolyeyi buldu.

Tom found the necklace that Mary had lost.

Tom, Mary'nin kaybettiği kolyeyi buldu.

Tom wanted to buy a necklace for Mary.

Tom, Mary için bir kolye almak istedi.

It wasn't Tom who gave Mary that necklace.

Mary'ye o kolyeyi veren Tom değildi.

I want to buy a necklace for Mary.

Mary'ye bir kolye almak istiyorum.

Tom is probably the one who stole Mary's necklace.

Tom muhtemelen Mary'nin kolyesini çalan kişidir.

Maybe Tom was the one who stole Mary's necklace.

Belki Mary'nin kolyesini çalan kişi Tom'du.

She is wearing a gold necklace around her neck.

O, boynuna altın bir kolye takıyor.

Before leaving the room, Tom took Mary's diamond necklace.

Tom odadan ayrılmadan önce Mary'nin elmas kolyesini aldı.

Tom has bought a necklace for his fiancée, Mary.

Tom nişanlısı Mary için bir kolye satın aldı.

Tom sold Mary's necklace for a very low price.

Tom, Mary'nin kolyesini çok düşük bir fiyatla sattı.

This is the same necklace that I lost yesterday.

Bu, dün kaybettiğim kolyenin aynısı.

Isn't this the same necklace that Aunt Clara wears?

Bu kolye Clara halanın taktığı kolyenin aynısı değil mi?

Does Tom know who you got that necklace from?

Tom, o kolyeyi kimden aldığını biliyor mu?

Tom doesn't know where Mary bought her pearl necklace.

Tom, Mary'nin inci kolyeyi nerede satın aldığını bilmiyor.

Tom hid the necklace that he'd stolen from Mary.

Tom, Mary'den çaldığı kolyeyi sakladı.

- Tom is the only person who could have stolen Mary's necklace.
- Tom is the only person who could've stolen Mary's necklace.

Tom Mary'nin kolyesini çalmış olabilecek tek kişidir.

She was caught red-handed trying to steal a necklace.

O bir kolyeyi çalmaya çalışırken suçüstü yakalandı.

Tom broke into Mary's house and stole her pearl necklace.

Tom Mary'nin evine girdi ve onun inci kolyesini çaldı.

He wants to buy a pearl necklace for his wife.

O, karısı için bir inci kolye satın almak istiyor.

I borrowed a necklace to wear to the banquet tonight.

Bu gece ziyafette takmak için bir kolye ödünç aldım.

This necklace of Jane's is a gift from her grandmother.

Jane'in kolyesi ona büyükannesinden bir hediye.

I gave my sister a pearl necklace on her birthday.

Kız kardeşime doğum gününde bir inci gerdanlık verdim.

Tom could never afford to buy such an expensive necklace.

Tom'un böylesine pahalı bir gerdanlığı almaya asla gücü yetmedi.

- Tom admitted that he was the one who stole Mary's diamond necklace.
- Tom admitted he was the one who stole Mary's diamond necklace.

Tom, Mary'nin elmas kolyesini çalan kişi olduğunu itiraf etti.

- Tom told me that he wanted to buy a necklace for Mary.
- Tom told me he wanted to buy a necklace for Mary.

Tom bana Mary için bir kolye almak istediğini söyledi.

- There's no doubt Tom is the one who stole Mary's necklace.
- There's no doubt that Tom is the one who stole Mary's necklace.

Hiç şüphesiz, Tom, Mary'nin kolyesini çalan kişi.

She tried to persuade him to buy her a pearl necklace.

O, onu, ona inci bir gerdanlık alması için ikna etmeye çalıştı.

Tom sold the necklace to Mary for a very low price.

Tom kolyeyi Mary'ye çok düşük bir fiyatla sattı.

Tom says he doesn't know where Mary bought her pearl necklace.

Tom Mary'nin inci kolyesini nereden satın aldığını bilmediğini söylüyor.

Hoping to cheer up his wife, he bought her a pearl necklace.

Karısını mutlu etme umuduyla ona bir inci kolye aldı.

Hoping to cheer up his wife, Tom bought her a beautiful pearl necklace.

Karısını sevindirmek umuduyla, Tom ona güzel elmas bir gerdanlık aldı.

Tom didn't deny that he was the one who stole Mary's diamond necklace.

Tom, Mary'nin elmas kolyesini çalan kişi olduğunu inkar etmedi.

This necklace is so beautiful that I'd like to buy in for my wife.

Bu kolye o kadar güzel ki, karım için satın almak istiyorum.

Tom didn't think it would be appropriate for John to give Mary a pearl necklace.

Tom, John'un Mary'ye inci bir kolye vermesinin uygun olacağını düşünmedi.

Tom wondered if Mary would wear the necklace he had given her to the party.

Tom parti için ona verdiği kolyeyi Mary'nin takıp takmayacağını merak ediyordu.

What proof do you have that Tom was the one who stole your mother's necklace?

Senin annenin kolyesini çalanın Tom olduğuna dair hangi kanıtın var?

Whenever an accident happens, the first thing the doctors look for is a bracelet, a necklace, or some accessory that can provide some information about the patient.

Ne zaman bir kaza olsa doktorların aradığı ilk şey hasta hakkında bazı bilgiler sağlayan bir bilezik, bir kolye, veya bir aksesuardır.