Examples of using "Napkin" in a sentence and their turkish translations:
Peçete kullan.
Tom peçetesini açtı.
Eksik bir peçete var.
Garson, bana bir peçete lazım.
Bir peçete alabilir miyim?
Emmy peçeteyi ikiye katladı.
Peçeteyle dudaklarını temizle.
Bir peçete alabilir miyim, lütfen?
Bir peçete alabilir miyim, lütfen?
O, peçeteyi çenesinin altına sıkıştırdı.
Tom kokteyl peçetesini karalıyor.
Onu bir peçete üzerine yazdım.
Tom bir peçete aldı ve Mary'nin çenesini sildi.
Tom bir restoranda peçete çalmaktan tutuklandı.
Sami boynuna peçete koydu ve yemek yemeye başladı.
Tom telefon numarasını bir peçeteye yazdı ve Mary'ye uzattı.
Bu proje geçen yıl bir partide bir peçete üstüne yazdığım bir taslaktan ortaya çıktı.