Examples of using "Waiter" in a sentence and their turkish translations:
Garson, hesap lütfen.
Garsona ihtiyaç var.
Garson nerede?
Senin garsonunum.
Ben bir garsonum.
Garson, üç tane kahve lütfen.
Tom garsona bahşiş verdi.
Garson alt kattaydı.
Mary garsona hakaret etti.
Garson terbiyesizdi.
İşte garson geliyor.
Tom bir garsondu.
Sen garsonsun.
Tom bir garson.
Yanni bir garson.
Sen bir garson değilsin, değil mi?
Garson! Benim bir bıçağa ihtiyacım var.
Garson, bana bir peçete lazım.
Garson, bana bir kaşık lazım.
Garson, sipariş vermek istiyorum.
Garson, bana bir duble getir.
Garsonu bekliyorum.
Garson bu yemeği önerdi.
- Tom garsonluk yaptı.
- Tom garson olarak çalıştı.
Garson, hesabı alabilir miyim lütfen?
Garson yeni bir tabak getirdi.
Garson, bana biraz su getir lütfen.
Garson, hesabımızı ayrı getir, lütfen.
Garson bana içkimi getirdi.
Garson çorbaya tükürdü.
Tom bir garsondu.
- Garsona bahşiş vermeyi unutmayın.
- Garsona bahşiş vermeyi unutma.
Garson tarafından göz ardı edildim.
Garsona bahşiş vermeyi unuttum.
Tom bir garson olarak çalışıyor.
Eskiden bir garsondum.
Sen hâlâ bir garsonsun, değil mi?
- Sen garsondun, değil mi?
- Siz garsondunuz, değil mi?
Tom garsona bahşiş vermeyi reddetti.
Garson çorba servis edecek.
Hala garson olarak mı çalışıyorsun?
O bir garson ve aktördür.
Garsonunuz sizinle birlikte olacak.
Bu yemek garson tarafından tavsiye edildi.
Garson başka bir bardak aramaya gitti.
Tom bir garson olarak çalışırdı.
Jim'in bir garson olarak bir işi var.
O garson, ama aynı zamanda oyuncu.
Tom garsondan menüyü istedi.
Tom o zaman bir garsondu.
- Tom bir garson olarak iş buldu.
- Tom bir garson olarak bir iş buldu.
Tom garson ve aktördür.
Garson onun masasına geldi.
Hâlâ bir garson olarak çalışmıyorsunuz?
Garsonla Fransızca konuştum.
Garsona iyi bir bahşiş verdim.
Garson, lütfen bana bir bardak daha bira getir.
Garson lütfen bana bir bardak çay ver.
Garsona bize biraz kahve getirttim.
Garsonun kapıdan geldiğini gördük.
Oğlana bahşiş bırakmak lazım.
Tom garson için büyük bir bahşiş bıraktı.
Merhaba, ben Tom ve ben sizin garsonunuz olacağım.
Üç yıldır bir garson olarak çalışıyorum.
Ben üç yıl boyunca bir garson olarak çalıştım.
O bir sahil restoranda garsondur.
Garsondan faturayı istedin mi?
Garson bardaklarımızı ağzına kadar doldurdu.
O garson ve ayrıca aktör.
Onlar garsonun aceleyle geldiğini gördüler.
Bir garsona bahşiş vermemek kabalıktır.
Tom garsona çok iyi bir bahşiş verdi.
Yeni garson çok daha yetkili olmalıdır.
Garsona her şeyin lezzetli olduğunu söyledik.
Birkaç yıl boyunca bir garsondum.
Garson olarak çalışmak istemiyorum.
- Tom bir İtalyan restoranında garsondur.
- Tom bir İtalyan restoranında garson.
Genel anlamda, Japonya'da bir garson iyi hizmet verir.
Garson, lütfen. Çorba için bir kaşığa ihtiyacım var.
Garson müşterileri memnun etmek için elinden geleni yaptı.
Affedersin, garson. Çorbamda bir saç var.
Garson, pilav az pişmiş ve tuzu yok.
Merhaba, benim adım Tom ve ben sizin garsonunuzum.
John yüksek sesle garsonu çağırdı.
Tom garsondan bir fincan kahve daha istedi.
Garson masadaki kameraya baktı.
Garson Tom'un önüne bir kahve fincanı koydu.
Bütün hayatım boyunca garson olmayı planlamam.
Kendimi üniversiteye yerleştirmek için bir garson olarak çalıştım.
Garson gittikten sonra Tom ve Mary konuşmalarına devam etti.
- Ekim ayından beri yarı zamanlı bir garson olarak çalışıyorum.
- Ekim ayından bu yana yarı zamanlı garson olarak çalışıyorum.
Garsonun masaya getirdiği tavuk hâlâ çiğdi.
Tom garsona pencerenin yanında oturmak istediğini söyledi.
Sen öğrenciyken bir garsondun, değil mi?
Tom çorbanın içinde bir saç buldu ve garsona şikayet etti.
O ayırtıldığı için garson masaları değiştirmemi istedi.
Ya restoranda bir garson olarak ya da bir barmen , her ikisi de Tamam.