Examples of using "Half" in a sentence and their turkish translations:
O, tomruğu yarı yarıya sürükledi, yarı yarıya taşıdı.
Onu ikiye kes.
Ben sık sık yarı uykuluyum.
Sadece yarısını ye!
- Yarı haklısın.
- Hemen hemen haklısın.
- Kısmen haklısın.
- Kısmen haklısınız.
- Yarı yarıya haklısın.
Kısmen haklıyız.
Ben yarı Japonum.
Bana yarısını ver.
Yani, bardak yarı dolu ya da yarı boş mu?
İşleri yarım bırakma.
Başlamak mücadelenin yarısıdır.
Tom'un bir tane üvey kız kardeşi vardır.
Tom benim üvey erkek kardeşim.
Senin hayat arkadaşın nerede?
Onu ikiye kes.
Ben çoğunlukla yarı uykudayım.
O benim üvey kız kardeşim.
O benim üvey erkek kardeşim.
Yarı uykuluydum.
Sen sadece yarılanmışsın.
O yarım doluydu.
Tom yarı uyuyor gibi görünüyor.
Saat bir buçuk.
Yarım saat geçti.
Kısmen haklıydım.
Ben hâlâ yarı uykudayım.
Sadece yarısına ihtiyacım var.
Tom yarı çıplaktı.
Ben Tom'un üvey erkek kardeşiyim.
Tom yarı uykudaydı.
Tom yarı yarıya haklıydı.
Bunu ikiye böl.
Saat üç buçuk.
Kısmen haklıydın.
Tom yarı uykuda.
Tom isteksizce güldü.
Ben senin yarı yaşındayım.
Sen yarı uykuda görünüyorsun.
Tom yarı uyanıktı.
Yarım akıllının biri.
Yarım düzine yumurtamız var.
Tom yarım yıl sonra öldü.
İyi bir başlangıç, işi yarı yarıya bitirmek demektir.
İyi bir başlangıç, işin yarısıdır.
Diğer yarısı ise azalmıştı.
Her biri yaklaşık yarım saatti
Öğrencilerin yarısı yoktu.
O yarım saat sürdü.
Bana onun yarısını verin.
Ben sık sık yarı uyanığım.
Saat neredeyse yedi buçuktur.
Ben genellikle sadece yarı uyanığım.
Film hiç de fena değildi.
Çöreğin yarısı yenmişti.
O yarı çıplak dışarıya koştu.
Tom bunun yarısını bekliyordu.
Şüphelilerin yarısı beyazdı.
Bilmek işin en zor tarafıdır.
Saat tam olarak sekiz buçuk.
Üvey bir erkek kardeşim var.
Yarım saatim var.
O, yarı yaşında görünüyor.
- O sadece yarım hikaye.
- O sadece hikayenin yarısıdır.
Bu sadece hikayenin yarısı.
Ben zaten sana yarısını verdim.
İş yarım yapıldı.
- Yaprağı yarıya katla.
- Yaprağı yarıya katlayın.
Tom sadece kısmen şaka yapıyordu.
Bu sadece yarım doğrudur.
Kağıdı yarıya böl.
Uyan. Yarı uykulusun.
Bu iş yarım.
Onların yarısı çalışmıyor.
Tom'un göz kapakları yarı açık.
Onların yarısı öğrenci.
Tom'un bir üvey erkek kardeşi var.
Tom senin yarı yaşında.
Tom Mary'nin üvey erkek kardeşi.
Tom yarı yaşında gösteriyor.
Sevmek inanmanın yarısıdır.
Sizin yarınız aptalsınız.
İşlerinizi yarım yapılmış bırakmayın.
Tom, Mary'nin yarı yaşındadır.
Tom bir yarı maraton koştu.
Mary benim üvey kız kardeşim.
Tom sadece yarı şaka yapıyor.
Bunlar bugün yarı fiyatına.
Yarım saat geç kaldın.
Kapı yarı açıktır.
Kapı yarı kapalıdır.
Kapı yarı açıktı.