Translation of "Illness" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Illness" in a sentence and their turkish translations:

Fight the illness.

Hastalıkla savaş.

Ongoing with this illness.

zihin sağlığı derslerine katıldık.

He cured my illness.

O benim hastalğımı tedavi etti.

It's a serious illness.

Bu ciddi bir hastalık.

Is Tom's illness serious?

Tom'un hastalığı ciddi mi?

- His illness disappointed all his hopes.
- His illness defeated all his hopes.
- His illness dashed all his hopes.

Onun hastalığı tüm umutlarını yıktı.

Illness often results from poverty.

Hastalık genellikle yoksulluktan kaynaklanır.

I will battle with illness.

Hastalığa karşı savaş.

I recovered from my illness.

Hastalığımdan kurtuldum.

He talked about her illness.

O, kızın hastalığından bahsetti.

His illness was mainly psychological.

Onun hastalığı aslında ruhsaldı.

What illness do I have?

Ne tür bir rahatsızlığım var?

I had this illness before.

Daha önce bu hastalığı geçirdim.

His illness may be cancer.

Onun hastalığı kanser olabilir.

Mental illness can affect anyone.

Akıl hastalığı herkesi etkileyebilir.

It's futile to feign illness.

Hastalık uydurmak anlamsızdır.

It's a very serious illness.

Bu çok ciddi bir hastalıktır.

Mental illness is a disease.

Akıl hastalığı bir hastalıktır.

- Illness prevented him from attending the party.
- Illness prevented her from attending the party.
- Illness kept him from attending the party.

Hastalık onun partiye katılmasını engelledi.

- His absence was due to illness.
- He could not come because of his illness.
- She could not come because of her illness.

O hastalığından dolayı gelemedi.

Illness kept me from going there.

Hastalık oraya gitmemi engelledi.

She recovered from her long illness.

Uzun süren hastalığını atlattı.

He died after a brief illness.

O, kısa bir hastalıktan sonra öldü.

He is absent because of illness.

O hastalık nedeniyle yoktur.

He was absent because of illness.

O hastalığından dolayı yoktu.

She has got over her illness.

O, hastalığını atlattı.

I'm very concerned about her illness.

Onun hastalığı hakkında çok endişeliyim.

She attributed her failure to illness.

Başarısızlığını hastalığa dayandırdı.

His illness defeated all his hopes.

Onun hastalığı onun tüm umutlarını boşa çıkardı.

A childhood illness left her blind.

Bir çocukluk hastalığı onu kör bıraktı.

Tom kept his illness a secret.

Tom hastalığını bir sır olarak tutuyor.

He feels weak after his illness.

O, hastalığından sonra zayıf hissediyor.

The common cold is an illness.

Nezle bir hastalıktır.

There is no illness like hope.

Umut gibi hastalık yoktur.

Tom died after a long illness.

Tom uzun bir hastalıktan sonra öldü.

Mary kept working despite her illness.

Mary hastalığı olmasına rağmen çalışmaya devam etti.

You've never had a serious illness?

Senin hiç ciddi bir hastalığın olmadı değil mi?

Illness prevented me from going abroad.

Hastalık yurt dışına gitmemi engelledi.

Illness prevented me from going out.

Hastalık dışarı çıkmamı engelledi.

His absence was due to illness.

Onun yokluğu hastalıktan dolayı idi.

Due to illness, she cannot come.

O hastalıktan dolayı gelemiyor.

He resigned because of an illness.

O bir hastalık nedeniyle istifa etti.

His illness is without a cure.

Onun hastalığının bir çaresi yoktur.

He soon recovered from the illness.

Yakınlarda hastalıktan kurtuldu.

Medicine is a treatment for illness.

İlaç hastalık için bir tedavidir.

The patient finally conquered his illness.

Hasta sonunda hastalığını yendi.

I am depressed by my illness.

Hastalıktan dolayı bunalımdayım.

He died after a long illness.

Uzun bir hastalıktan sonra öldü.

His overwork brought on an illness.

- Aşırı çalışması onu hasta etti.
- Aşırı çalışması ona hastalık getirdi.

- Her illness prevented her from attending the party.
- Her illness kept her from attending the party.

Onun hastalığı onun partiye katılmasını engelledi.

Was actually the onset of mental illness,

ama aslında zihinsel bir hastalığın başlangıcıymış

As the chronic illness that it is,

kronik hastalık olarak tedavi etseydik - ki öyledir -

Howard will never be cured of illness.

Howard asla iyileşemeyecek.

Have you ever had any serious illness?

Hiç ciddi bir hastalık geçirdiniz mi?

The doctor cured him of his illness.

Doktor onun hastalığını tedavi etti.

The boy battled against a serious illness.

Oğlan ciddi bir hastalıkla mücadele etti.

The patient is recovering from his illness.

Hasta hastalığını atlatıyor.

The medicine cured him of his illness.

Tıp onun hastalığını tedavi etti.

Illness prevented him from attending the meeting.

Hastalık, onun toplantıya katılmasına mâni oldu.

Illness prevented Jim from attending the meeting.

Hastalık, Jim'in toplantıya katılmasına mâni oldu.

Illness prevented Jane from going to school.

Hastalık Jane'in okula gitmesini engelledi.

Illness prevented me from calling on you.

Hastalık seni aramamı engelledi.

Illness frustrated his plans for the trip.

Hastalık onun gezi planlarını engelledi.

She was anxious to recover from illness.

O, hastalığı atlatma konusunda endişeliydi.

He is concerned about his father's illness.

O, babasının rahatsızlığı ile ilgili endişe duymaktadır.

He showed great courage during his illness.

Hastalığı sırasında büyük cesaret gösterdi.

He is suffering from a serious illness.

Ciddi bir hastalıktan ötürü acı çekiyor.

His illness resulted from eating too much.

Onun hastalığı çok yemek yediğinin göstergesi.

His illness resulted from drinking too much.

Onun hastalığı çok içmekten kaynaklanmaktadır.

His sudden illness deterred us from traveling.

Onun ani hastalığı bizi seyahatten alıkoydu.

Have you ever had a serious illness?

Hiç ciddi bir hastalığa yakalandın mı?

Illness forced him to give up school.

Hastalık onu okuldan vazgeçmesi için zorladı.

She was still weak after her illness.

O, hastalığından sonra hâlâ güçsüzdü.

She has completely recovered from her illness.

Hastalığından tamamen kurtuldu.

Chicken pox is a common childhood illness.

Suçiçeği yaygın bir çocukluk hastalığıdır.

One mustn't smoke because it causes illness.

İnsan sigara içmemeli çünkü hastalığa sebep oluyor.

A sudden illness ruined our vacation plans.

Aniden ortaya çıkan bir hastalık, tatil planlarımızı mahvetti.

Tom is suffering from a serious illness.

Tom ciddi bir hastalıktan çekiyor.

Illness prevented me from coming to school.

Hastalık beni okula gelmekten alıkoydu.

He is slowly recovering from his illness.

Hastalığını yavaşça atlatıyor.

The cause of Tom's illness was overeating.

Tom'un hastalığının nedeni aşırı yemekti.

Tom's illness resulted from eating too much.

Tom'un hastalığı çok fazla yemek yemekten ileri geldi.

I just got over a severe illness.

Ben sadece ağır bir hastalık atlattım.

Illness prevented me from going to school.

Hastalık okula gitmemi engelledi.

At what rate did the illness spread?

Hastalık ne oranda yayıldı.

John's grandmother died after a long illness.

John'un büyükannesi uzun bir hastalıktan sonra öldü.

She couldn't come because of an illness.

Bir hastalık yüzünden gelemedi.

King John died from a mysterious illness.

Kral John gizemli bir hastalıktan öldü.

Her husband's illness caused her great anxiety.

Kocasının hastalığı ona büyük endişeye yol açtı.

Illness prevented her from attending the party.

Hastalık onun partiye katılmasını engelledi.

You should take her illness into consideration.

Onun hastalığına dikkat etmelisin.

He was weakened by illness and injury.

O, hastalık ve yaralanma ile zayıfladı.

His illness is caused by bad weather.

Hastalığı kötü havadan kaynaklı.