Examples of using "Colored" in a sentence and their turkish translations:
Onun kahve renkli ayakkabıları var.
Meg resmi boyadı.
Onun hikayesi oldukça renkli.
Onun, kahve renkli ayakkabıları var.
O kayısı renkli bir elbise giydi.
Giydiğim renkli takım elbise,
O kayısı renkli bir elbise giydi.
İnsanların %90'ı ılık tonlu olanı seçti.
O, parlak renkli kuşlar, çiçekler ve yapraklar gördü.
Tom parlak renkli turuncu pantolon giymeyi seviyor.
Tom resmi boyadı.
Renkli kalemlere ihtiyacım var.
Çeşme çok renkli ışıklarla aydınlatılıyor.
Zamanla bu resimler kırmızıya boyanmaya başladı,
- Hayata pembe gözlüklerle bakıyor.
- Hayatı tozpembe görüyor.
Ben sarı veya diğer renkli kağıt üzerine yazmayı severim.
Diyelim ki size farklı renklerdeki eller ve bu farklı renklerdeki ellere batırılan
Dünyadaki hangi ülkelerin tek renkli bayrağı vardır?
Çoğu kişinin daha ılık tonlu olanı seçeceğini düşünüyordum,
- Onlar parlak renkli kurbağalar olduğunu söylüyorlar fakat ben onları asla görmedim.
- Parlak renkli kurbağalar olduğunu söylüyorlar ama ben onları hiç görmedim
Sırt çantamın içinde birçok renkli dolma kalemler, kırmızı olanlar, mavi olanlar , yeşil olanlar v.s var.
Tom ve Mary Paskalya için birkaç yumurta boyadı.
Kül rengi bir tavşan ortaya çıktı ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koştu.