Examples of using "Task" in a sentence and their turkish translations:
görevden göreve, veri setinden veri setine,
O kolay bir iş değil.
Şimdi göreviniz şu:
Bu kolay bir görev değil.
Bu imkansız bir görev.
Bu görev zordur.
Senin görevini yaptım.
O, yorucu bir görev.
Görev göz korkutucuydu.
Bu büyük bir görev.
Benim görevim nedir?
- Ne sıkıcı bir görev!
- Ne sıkıcı bir vazife!
Bu görev kolay değildi.
İşimi yapıyorum.
Bu görev maharet gerektirir.
Bu anıtsal bir görev.
Görev kolay değil.
Görev tamamlanmadı.
Bu büyük bir iş
Görev tamamen ızdıraptı.
Ona bir görev verildi.
Senin görevin kolay mı, Joseph?
Görevimizi bitirmeliyiz.
Bu sıradan bir görevdir.
Bu önemli bir görev.
Herhangi bir iş acı veren bir işe dönüşebilir.
Yıldırıcı bir görevdi.
Sonunda görevimi bitirdim.
Liisa görevinde başarılı oldu.
Kolay bır görev değil.
Bu olanaksız bir görevdir.
O imkansız bir görevdi.
Bu iş yoğun iş gücü gerektirmektedir.
Bu kolay bir iş değildi.
Bu görev inanılmaz bir biçimde sıkıcıydı.
Bu görev üç saat sürdü.
Görevi başardın mı?
İmkansız bir görev olacak.
O görev kolay değildi.
Bu küçük bir görev değildir.
O görevi Sami yapmadı.
Bu kolay iş değil.
Zor bir görevle meşgulüz.
Bu göreve kendisi başvurdu.
Tom işe uygun değil.
- O işi yaptırmak için beni zorladı.
- O görevi bana yaptırmak için beni zorladı.
Tamamlaman gereken bir iş var.
O, kolay bir görev olmayacak.
Bu görevle başa çıkamam.
Bu görevi zaten tamamladın mı?
Bu hiç bitmeyen bir görevdir.
Bu görev zahmetsizce tamamlanabilir.
Onlar görevi bize verdi.
Eldeki göreve odaklanın.
Tom göreve uygun değil.
Eldeki işe bağlı kal.
- O, o görevi tekrar yapmak zorunda kalacak.
- O, bu görevi tekrar yapmak zorunda kalacak.
Kendinizi göreve adamak zorundasınız.
işte yarasanın görevi de bu
Rektör, Project '87'deki sorunları ele almak için
Görevi henüz bitirmedim.
Bu görevi yapmak için beni atadı.
O, iş için uygun değil.
O, görev için yeterli değildir.
Görevi yapmak için onu atadılar.
Bu, senin için kolay bir iş.
Görevlerini bir zorluk olmadan tamamladılar.
Görevi yapmayı kabul etti.
Bu çok zaman alan bir görevdir.
O benim gücümün ötesinde.
Görevde onunla işbirliği yaptım.
Görev beni aşar.
Bu görev benim için çok fazla.
Bizim görevimiz duvarı yeniden inşa etmektir.
Görevi üstlenmek zorundaydı.
Böyle zor bir görevle yüz yüze gelemem.
İngilizce öğrenmek basit bir görev değildir.
Bizim görevimiz bir duvarı onarmak.
Görevi tamamlayamadım.
- Görevi on dakikada çözdü.
- Görevi on dakika içinde çözdü.
beceri ya da düşünce olarak kullanıyorum.
Ormanda hayatta kalmak kolay değil.
Qutuz'un ise karşısında zor bir görev vardı.
Bu görevi tamamlamak benim için olanaksız.
Görev bir yılda tamamlanacak.
Onun sağlığı bu ağır göreve uygun değildir.
O, şimdiye kadar yapmaya başladığı her işi bitirdi.
Kendini göreve adamak zorundasın.
İçmekten vazgeçmek kolay bir iş değildir.
Senin görevin kolay bir görev olmayacak.
Bu görevin tamamlanması uzun yıllar sürdü.
Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
Yarına kadar görevi gözden geçirmeliyim.
sadece temeli doğru atmak hiç de küçük bir görev değildi
Görevi yapabildiğiniz kadar iyi yerine getirin.
Görevi bitirmek size kalmış.