Examples of using "Dislikes" in a sentence and their turkish translations:
Liisa yılanlardan hoşlanmaz.
O beni sevmez.
Tom beni sevmiyor.
Tom yürümeten hoşlanmıyor.
Emet o kadından hoşlanmaz.
Tom gerçekten çocukları sevmez.
O, okul müdüründen hoşlanmaz.
Tom gürültülü şehirleri sevmiyor.
O, okula gitmeyi sevmiyor.
Tom okula gitmeyi sevmiyor.
Çocuğum diş hekimini sevmez.
Çok fazla hoşlandığın hoşlanmadığın şeyler var.
Tom yaşadığı evi sevmiyor.
Tom ne yapacağının söylenmesini sevmiyor.
Tom beni sevmiyor.
Bir yeşilaycı olarak, sarhoşların etrafında olmaktan hoşlanmıyor.
Dan Matt'i kör ve duyarsız olduğu için sevmiyor.
O herkesin ondan hoşlanmadığı düşüncesiyle çok dolu.
O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.
Tom okula gitmeyi sevmiyor.
O, okula gitmeyi sevmiyor.
Tom onu yapmayı sevmiyor.
Tom topluluk önünde konuşmayı sevmiyor.
Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.