Translation of "Dislikes" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Dislikes" in a sentence and their turkish translations:

Liisa dislikes snakes.

Liisa yılanlardan hoşlanmaz.

He dislikes me.

O beni sevmez.

Tom dislikes me.

Tom beni sevmiyor.

Tom dislikes walking.

Tom yürümeten hoşlanmıyor.

Emet dislikes that woman.

Emet o kadından hoşlanmaz.

Tom really dislikes children.

Tom gerçekten çocukları sevmez.

He dislikes the principal.

O, okul müdüründen hoşlanmaz.

Tom dislikes noisy cities.

Tom gürültülü şehirleri sevmiyor.

She dislikes going to school.

O, okula gitmeyi sevmiyor.

Tom dislikes going to school.

Tom okula gitmeyi sevmiyor.

My child dislikes the dentist.

Çocuğum diş hekimini sevmez.

You have too many likes and dislikes.

Çok fazla hoşlandığın hoşlanmadığın şeyler var.

Tom dislikes the house he's living in.

Tom yaşadığı evi sevmiyor.

Tom dislikes being told what to do.

Tom ne yapacağının söylenmesini sevmiyor.

- Tom doesn't like me.
- Tom dislikes me.

Tom beni sevmiyor.

As a teetotaler, Tom dislikes being around drunks.

Bir yeşilaycı olarak, sarhoşların etrafında olmaktan hoşlanmıyor.

Dan dislikes Matt because he's blunt and insensitive.

Dan Matt'i kör ve duyarsız olduğu için sevmiyor.

He is so full of conceit that everybody dislikes him.

O herkesin ondan hoşlanmadığı düşüncesiyle çok dolu.

He is such a bad person that everybody dislikes him.

O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.

- Tom dislikes going to school.
- Tom hates going to school.

Tom okula gitmeyi sevmiyor.

- She dislikes going to school.
- She doesn't like going to school.

O, okula gitmeyi sevmiyor.

- Tom doesn't like doing that.
- Tom doesn't like to do that.
- Tom dislikes doing that.

Tom onu yapmayı sevmiyor.

- Tom doesn't like to speak in public.
- Tom dislikes speaking in public.
- Tom doesn't like speaking in public.

Tom topluluk önünde konuşmayı sevmiyor.

You say that you're afraid of being disliked by other people, but you have some people that you dislike yourself, don't you? Arithmetically speaking, there are an equal number of people who you don't like that don't like you back. I'm not saying that if you end your dislike of someone, someone else will stop disliking you as well; it's just that you can't change the fact that if you dislike someone, then someone else dislikes you as well. Your life will go much smoother if you just give up and accept that truth.

Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.