Translation of "Learns" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Learns" in a sentence and their turkish translations:

He who knows why he learns learns better.

Niçin öğrendiğini bilen daha iyi öğrenir.

He learns fast.

O hızlı öğrenir.

Timuçin learns Polish.

Timuçin, Lehçe öğreniyor.

Tom learns fast.

Tom hızlı öğreniyor.

Tom learns pretty fast.

Tom oldukça hızlı öğrenir.

One learns by teaching.

Bir insan öğreterek öğrenir.

He learns Portuguese in Brazil.

O, Brezilya'da Portekizce öğreniyor.

One learns from one's mistakes.

Biri, birinin hatalarından öğrenir.

Everyone learns from each other.

Herkes birbirinden öğrenir.

One never learns from history.

Biri asla tarihten öğrenmez.

One learns from one's own mistakes.

Biri kendi hatalarından öğrenir.

Atuqtuaq learns Inuktitut at his school.

Atuqtuaq okulunda Inuktitut öğreniyor.

By using Tatoeba one learns languages.

Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.

In Soviet Russia, Russian learns you!

Sovyet Rusya'da, Rusça seni öğrenir!

I'm hoping Tom learns from his mistakes.

Tom'un kendi hatalarından öğrendiğini umuyorum.

- Tom is a fast learner.
- Tom learns fast.

Tom hızlı öğrenir.

- He always learns things.
- He's always learning something.

- O her zaman öğrenir.
- O her zaman bir şeyler öğrenir.

The translator constantly learns new things about himself.

Çevirmen sürekli olarak kendisi hakkında yeni şeyler öğrenir.

What is the difference between a German optimist and a German pessimist? The optimist learns English; the pessimist learns Russian.

İyimser bir Alman ve kötümser bir Alman arasındaki fark nedir? İyimser İngilizce öğrenir; kötümser Rusça öğrenir.

- Tom is also studying French.
- Tom also learns French.

Tom ayrıca Fransızca çalışıyor.

One learns to live. One doesn't live to learn.

Biri yaşamak için öğrenir. Biri öğrenmek için yaşamaz.

What astonishes me is that he never learns his lesson.

Beni hayrete düşüren onun asla dersini almamasıdır.

A preschooler learns many skills to prepare them for Kindergarten.

Bir anaokulu öğrencisi Anaokuluna hazırlanmak için pek çok beceriyi öğrenir.

But I think man learns much more from pain and suffering

ama insan acılardan ve zorluklardan, zaferlere ve kolay şeylere kıyasla

Tom isn't the type of person who learns from his mistakes.

Tom hatalarından öğrenen kişi tipi değil.

It will not be long before the boy learns what life is.

Çok geçmeden oğlan hayatın ne olduğunu öğrenir.

Each person who learns Esperanto contributes to the success of this language.

Esperanto öğrenen her kişi bu dilin başarısına katkıda bulunmaktadır.

Guglielmo is the best student I know. He learns instantly and has a phenomenal memory.

Guglielmo bildiğim en iyi öğrencidir. O anında öğrenir ve olağanüstü bir hafızaya sahiptir.

Everybody learns their own language and never makes any effort to learn even one word of other languages.

Herkes kendi dilini öğrenir ve asla diğer dillerden bir tek sözcük bile öğrenmek için herhangi bir çaba harcamaz.

It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.

Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.

A good newspaper reporter takes advantage of what he learns from any source, even the "little bird told him so" type of source.

İyi bir gazete muhabiri herhangi bir kaynaktan öğrendiklerinden, hatta "küçük kuş ona öyle söyledi" türü kaynaktan bile yararlanır.