Examples of using "Polish" in a sentence and their turkish translations:
Ben Polanyalıyım.
Onlar Polonyalıdırlar.
O Lehçe konuşur.
Timuçin, Lehçe öğreniyor.
Polonyacayı severim!
Polanyaca konuşur musun?
Bizim kocalarımız Polonyalı.
Lazarus Zamenhof, Polonyalıdır.
Eşim Polonyalı.
Bu bir Polonyalı ismi.
Lütfen ayakkabılarımı cilalayın.
"Uyruğu ne?" "Polonya."
Bu, Lehçe yazılmış!
Benim ana dilim Lehçe'dir.
Ben Polonyalı bir gazeteciyim.
Lehçe dili ilginçtir.
- Kim Lehçe öğrenmek ister?
- Kim lehçe öğrenmek istiyor?
Polonyalı bir kadınla evlendim.
Polonya dili benim ana dilimdir.
Polonyalı uzmanlar Afrika'da çalışıyorlar.
Favori tırnak cilan nedir?
Mary nadiren oje kullanır.
Polonya büyük elçisi ile konuştum.
Ayakkabı cilasını kullanabilir miyim?
Onun arabasının güzel bir cilası var.
- Polonya'ya Polonya dilinde "Polska" denilir.
- Polonya'ya Lehçede "Polska" denir.
Tom ayakkabılarını cilalamak istedi.
Bu Lehçe atasözü biliyor musun?
Kız kardeşim ojemi çaldı.
Polonya büyük elçisi ile konuştum.
En sevdiğin tırnak ojesi rengi nedir?
Polonyaca öğrenmek ister misin?
Bu cümle Polonyaca değil.
Mary tırnaklarını parlatıyor gibi davrandı.
İngilizceni geliştirmek zorundasın.
Polonyaca bir kitap yazacak mıyım?
Tırnak parlatıcı, Budizm kadar ilgi çekicidir.
Dilbilgisini düzeltmem gerekiyor.
Oje sürmekten hoşlanır mısın?
Oje sürmeyi sevmem.
Ojenin kokusu kötü.
Bir kirpiyi parlatmanın yolu yok.
Ona ayakkabılarımı cilalattım.
Polonyalı bir kadınla evliyim.
Tom, Mary'ye ayakkabılarını cilalattı.
Ben Duolingo'da Macarca ve Polonyaca öğreniyorum.
Tom ayakkabılarını parlatmamı istedi.
Mary bu ojeyi nereden almış?
Polonya büyük elçisi ile konuşan bendim.
Onun ojesi dökülmeye başlamıştı.
Ben Polonyalıyım ve Varşova'dan geliyorum.
Aslında Marie Curie Fransız değil, Polonyalıdır.
Polonyalı arkeologlar Sudan'da bilimsel çalışmalar yürütmektedirler.
- Hangisi öğrenmek için daha kolaydır, Lehçe mi yoksa Çekçe mi?
- Hangisini öğrenmek daha kolaydır, Lehçe mi yoksa Çekçe mi?
Ben temel düzeyde Lehçe okuyabilirim.
Endonezya ve Polonya bayrakları arasında benzerlikler vardır.
Hem Polonyalı hem de Norveçliyim, bu yüzden seçemem.
Niçin bu bezle ayakkabıları parlatmıyorsun?
Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
O yalnızca mavi-yeşil gözlü Polonya kızlarını sever.
Lehçe anlayabiliyorum ama onu konuşamıyorum.
Birden Lehçe öğrenmem gerektiğini hissettim.
Dışarı çıkmadan önce ayakkabılarını cilalamayı unutma.
Polonyalı süvari birlikleri Alman tanklarına karşı cesurca hücum etti.
Polonyalı kızlar, Justin Bieber'ın Polonya'ya gelmesini istemediler.
Partiye gitmeden önce ayakkabılarını cilalamalısın.
O annesi ile İbranice konuşuyor ve babasıyla Lehçe konuşuyor.
Derdimi anlatabilecek kadar Lehçe konuşurum.
Bu ojeyle gidecek bir ruj arıyorum.
Bu ürün hem bir zemin cilası hem de bir tatlı kaplama malzemesidir.
Brezilya'daki üniversitede çok hoş polonyalı hanımlarla karşılaştım ve burada çok sempatik ve polonyaca konuşan insanlarla da karşılaştım.
Arı Maya bir Polonya çizgi filmi değil, bunu biliyor musun? Almanya'da yazılmış, Japonya'da canlandırılmış ve Polonya diline tercüme edilmiştir.
Yanında iki kutu bedava ayakkabı cilası ile birlikte onlar sadece 50 dolar.
"Anne, ojeni ödünç alabilir miyim?" "Alabilirsin."
- Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.
- Rusça, Lehçe, Çekçe ve Bulgarca gibi dillerin ortak Slav kökenleri vardır.
Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.
Polonya ve Portekiz dilleri arasındaki telaffuz benzerliğini fark ettiniz mi?
, Polonya birliklerinin işe alınmasını ve eğitimini denetlediği yeni Varşova Dükalığı'nın genel valisi oldu .
kotası koyuyor. Bunun anlamı Polonyalı ya da İspanyol bir çiftçi istediği gibi
Hollandalılardan Polonya kuvvetleri vardı Varşova, Prens Poniatowksi liderliğindeki bir kolordu