Examples of using "Kite" in a sentence and their turkish translations:
Uçurtma uçurmaya gidelim.
O bir uçurtma uçurdu.
Tom uçurtma yaptı.
Tom bir uçurtma yaptı.
Minned; Baya'nın uçurtmasını buldu.
Sana bir uçurtma aldım.
Tom bana bir uçurtma satın aldı.
Kendime bir uçurtma satın aldım.
Tom bir uçurtma uçuruyor.
- Minned; yeni bir uçurtma aldı.
- Minned; yeni bir uçurtma satın aldı.
Uçurtma gökyüzünde gözden kayboldu.
Biri benim uçurtma ipimi kesti.
Bir uçurtma uçurmak tehlikeli olabilir.
Tom'un kafası bir milyon.
Tom ipi uçurtmaya bağladı.
Uçurtma ağaçta sıkıştı.
O, oğluyla birlikte bir uçurtma uçurdu.
Tom uçurtmaya biraz ip bağladı.
- Neden bir uçurtma uçurmaya gitmiyorsun?
- Yürü git işine.
- Çek arabanı.
- Senin başka işin yok mu?
Her yıl Hamamatsu'nun bir uçurtma festivali var.
Atl bir uçurtmaya sahip olmak istiyor.
Uçurtmalar uçuralım.
Tom oğluyla bir uçurtma uçurdu.
Tom uçurtmaya ip taktı.
- İpi uçurtmaya bağladı.
- İpi uçurtmaya taktı.
Tom bir uçurtmayı nasıl uçuracağını Mary'ye öğretti.
Tom bir uçurtmayı nasıl uçuracağını öğreniyor.
Bir uçurtma yapmak için neye ihtiyacın var?
Bu öğleden sonra uçurtmamı uçuracağım.
En son ne zaman uçurtma uçurdun.
Pazar günü plajda uçurtma uçuruyorduk.
Defol.