Translation of "Fly" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Fly" in a sentence and their turkish translations:

- Fly!
- Fly.

Uç.

- When pigs fly!
- When pigs fly.

Balık kavağa çıkınca!

- Ostriches can't fly.
- Ostriches cannot fly.

Devekuşları uçamaz.

Lucky fly.

Şanslı sinek.

Birds fly.

- Kuşlar uçar.
- Kuşlar uçarlar.

Must fly!

Uçmalı!

- Let's fly kites.
- Let's fly a kite.

Uçurtmalar uçuralım.

- This bird cannot fly.
- This bird can't fly.

Bu kuş uçamaz.

- Moreover, I can fly.
- Also, I can fly.

Ayrıca, uçabilirim.

- He is able to fly.
- He can fly.

O uçabilir.

- I can fly.
- I know how to fly.

- Uçmayı biliyorum.
- Nasıl uçulacağını biliyorum.

Tranquilizer darts fly.

Sakinleştirici oklar havada uçuyor.

Those who fly

uçak yolculuğu yapanlar bilir

I can't fly.

Uçamam.

That won't fly.

O uçmayacak.

Some fish fly.

Bazı balıklar uçarlar.

The fly buzzes.

Sinek vızıldar.

I can fly.

Uçabilirim.

Superman can fly.

Süpermen uçabilir.

He can fly.

O uçabilir.

When pigs fly!

Balık kavağa çıkınca!

"my hope is to fly, I want to fly."

umudum uçmak, uçmak istiyorum.

- Let's fly a kite.
- Let's go fly a kite.

Uçurtma uçurmaya gidelim.

- Which bird can not fly?
- What bird cannot fly?

Hangi kuş uçamaz?

- My grandmother can fly.
- My grandmother is able to fly.

- Babaannem uçabiliyor.
- Babaannem uçabilir.
- Anneannem uçabiliyor.
- Anneannem uçabilir.

- She wouldn't hurt a fly.
- She wouldn't harm a fly.

O bir sineği bile incitmezdi.

- I don't think that will fly.
- I don't think that that will fly.
- I don't think that that'll fly.
- I don't think that'll fly.

Onun uçacağını sanmıyorum.

Because I couldn't fly

Sonra uçamadığım için,

Birds fly long distances.

Kuşlar uzak yerlere uçarlar.

This bird can fly.

Bu kuş uçabilir.

Words fly, texts remain.

Söz uçar, yazı kalır.

Your fly is open!

Fermuarın açık!

Can all birds fly?

Bütün kuşlar uçabilir mi?

He's a fly fisher.

- Uçurma balıkçılığı yapıyor.
- Sinek oltacılığı yapıyor.
- Sinek balıkçılığı yapıyor.
- Fly balıkçılığı yapıyor.

My grandmother can fly.

- Babaannem uçabiliyor.
- Babaannem uçabilir.
- Anneannem uçabiliyor.
- Anneannem uçabilir.

Do you fly frequently?

Sık sık uçar mısın?

Birds often fly together.

- Kuşlar sık sık birlikte uçarlar.
- Kuşlar genellikle birlikte uçar.

Moreover, I can fly.

Üstelik uçabiliyorum.

How do helicopters fly?

Helikopterler nasıl uçar?

How do birds fly?

Kuşlar nasıl uçarlar?

Which fly bit you?

- Hangi sinek sizi ısırdı?
- Hangi sinek seni ısırdı?

An ostrich can't fly.

Bir devekuşu uçamaz.

That bird doesn't fly.

O kuş uçmaz.

A bird can fly.

Bir kuş uçabilir.

Witches fly on broomsticks.

Cadılar süpürge üzerinde uçarlar.

I swatted a fly.

Bir sinek ezdim.

Airplanes fly above us.

Uçaklar üzerimizde uçar.

Birds fly in packs.

Kuşlar sürü halinde uçarlar.

I'll fly to Boston.

Ben Boston'a uçacağım.

Tom swatted the fly.

- Tom sineği öldürdü.
- Tom sineği ezdi.

Airplanes don't fly there.

Uçaklar oraya uçmaz.

- Birds fly south in winter.
- Birds fly south in the winter.

- Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.
- Kuşlar kışın güneye uçarlar.

I set my head to fly, my biggest hope was to fly.

uçmaya kafayı taktım, en büyük umudum uçmak.

- Melanie has accidentally killed a fly.
- Melanie had accidentally killed a fly.

- Melanie yanlışlıkla bir sinek öldürdü.
- Melanie kazara bir sinek öldürmüştü.

You fly like a lady.

Bir hanımefendi gibi uçuyorsunuz.

Whoosh... whoosh... The bullets fly,

Vınn... vınn... Mermiler uçuyor,

The bird will not fly."

kuş uçamaz."

Not all birds can fly.

Tüm kuşlar uçamaz.

She observed how butterflies fly.

O, kelebeklerin nasıl uçtuğunu gözledi?

He hit an easy fly.

Kötü bir vuruş yaptı.

Let the bird fly away.

Kuşun uçmasına izin ver.

Tom wishes he could fly.

Tom uçabilmeyi diliyor.

Nobody saw the bird fly.

Kimse kuşun uçtuğunu görmedi.

Birds learn to fly instinctively.

Kuşlar uçmayı içgüdüsel olarak öğrenirler.

Birds fly south in winter.

Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.

Hens don't fly over walls.

Tavuklar duvar üzerinden uçamazlar.

If only I could fly!

Keşke uçabilsem!

Are you ready to fly?

Uçmak için hazır mısınız?

In addition, I can fly.

Ek olarak, uçabilirim.

Tom never hurt a fly.

Tom asla bir sineğe zarar vermedi.

She wouldn't hurt a fly.

O bir sineği bile incitmezdi.

I will fly to Germany.

Almanya'ya uçacağım.

He is able to fly.

O uçabilir.

Tom doesn't like to fly.

Tom uçmayı sevmez.

Don't fly off the handle.

- Kızmak yok.
- Sinirlenmek yok.

This fly is completely harmless.

Bu sinek tamamen zararsız.

Why can't an ostrich fly?

Bir devekuşu neden uçamaz?

That doesn't fly with me.

O benimle uçmaz.

Tom wouldn't harm a fly.

Tom bir karıncayı bile incitmedi.

Birds fly in the sky.

Kuşlar gökyüzünde uçarlar.