Examples of using "Jammed" in a sentence and their turkish translations:
Silahım tutukluk yaptı.
Yazıcıya kâğıt sıkıştı.
Silah tutukluk yaptı.
Radar sıkışmıştı.
Kilitleme mekanizması sıkıştı.
- Trenler işe giden insanlarla doluydu.
- Trenler işten dönen insanlarla doluydu.
- Trenler işe gidip gelenlerle doluydu.
Sokaklar arabalarla tıkanmış.
Reçel kavanozunun kapağı sıkışıyor.
Salon insanlarla doluydu.
Araba frenleri sıkıştığında neredeyse bir kaza yapıyorduk.
Asansörde sıkıştık.
Yazıcının içinde bir kağıt parçası sıkıştı ve artık çalışmıyor.
Ona umutsuz bir çatışma öfkeli ... atlar atlara, erkeklere karşı erkeklere,
Burada birkaç sıkışmış tuş var.
Evet, oradaki küçük yarığa sıkıştı. Pekâlâ, bunu bağlayalım. İşte.
Hemen pes etme. Kapalı sandığın bazı kapılar, sadece biraz açılmakta zorlanıyorlar.