Examples of using "Item" in a sentence and their turkish translations:
- Bu ürün çürümüş.
- Bu ürün çürük.
Bu maddeye ne denir?
Bu gerçek popüler bir madde.
Tartışacak bir madde daha var.
Bu ürünün tekrar satışı yasaktır.
Bu ünlü bir şirketten bir parça.
Görüşmek için bir maddemiz daha var.
Bir sonraki maddeye geçelim.
Bu ürün şu anda stok dışı.
Biz şimdi ilk gündem maddesine geliyoruz.
ürün olarak sayılırdı ve siz yine de 150 dolar para bayılmak zorunda kalırdınız.
Polis onun sıcak bir madde olduğunu biliyordu.
Mağazamız bu üründe tekel olmuş durumda.
Bir sonraki maddeye geçebilir miyiz?
Biz herhangi bir öğe için geri ödeme sunmuyoruz.
Tom menüdeki en ucuz çeşidi sipariş etti.
İlk aldığı şey bir çalar saatti.
Sipariş etmediğim bir mal aldım.
Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
alışverişi genişletme fırsatını seviyorlar.
Bir üründen fazlasını almak tüketicilerin amaçladıklarından daha fazla...
Parçanız en kısa sürede gönderilecektir.
Tom her zaman menüdeki en ucuz çeşidi sipariş eder.
Ajandadaki sonraki ögeye başlayalım.
Müşteri servisini aradım çünkü yanlış öğe gönderdiler.
Ben zaten ödeme yaptım. Lütfen eşyayı mümkün olduğunca hızlı bir şekilde gönderin.
yaptığım bir "doğaçlama sihir" örneği.
İnsanlar malların belirli bir öğesini ne kadar çok alırsa, onun fiyatı o kadar yüksek olur.
Kadınlara serbestlikten falan bahsediyor ama ilk madde çok ilginç.
Problem şu ki, Cuisinart mikseri Amazon'un müdavim fiyatından satışa koymamış...
Bay Tom Jones bu yeni iş için proje lideri olarak görev yapmayı kabul etti.
istediğiniz ürünü bir alana bir bedava kampanyası yoluyla satın almak yerine, bir ürünün ucuzlamasını beklediğinizde..
Bir müşteriyi tek seferde birden fazla ürün alması için razı etmeye çalışan kolay anlaşılır bir girişimdir.
Tom'un yolculuğu sırasında yanına alacağı şeylerin listesinde ilk nesne cep telefonu şarjıydı.
O, malı almadan önce satıcının onu test etmesine izin vermediğinde bir şeyin yanlış olduğundan şüphelenmeye başladı.