Translation of "Internal" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Internal" in a sentence and their turkish translations:

Leaked internal CBP documents

CBP'nin iç yazışmaları dışarı sızdı

Tom died of internal injuries.

Tom iç yaralanmalardan öldü.

This is for internal use.

Bu dahili kullanım içindir.

The ministry administers the internal affairs.

Bakanlık iç işlerini yönetir.

Fortunately, Tom had no internal injuries.

Neyse ki Tom'un hiç iç yaralanması yoktu.

Algeria has both internal and external threats.

- Cezayir hem iç hem de dış tehditlere sahiptir.
- Cezayir'in hem iç hem de dış tehditleri vardır.

The stomach is one of the internal organs.

Mide iç organlardan birisidir.

That is an internal affair of this country.

O, bu ülkenin iç işidir.

He suffered internal injuries in the car accident.

O, araba kazasında iç yaralanma geçirdi.

After that, internal temperature begins to climb rapidly.

Sonra, oda sıcaklığı birden artmaya başladı.

The internal angles of an octagon total 1080°.

Sekizgen'in iç açılarının toplamı 1080°'dir.

Speech is external thought, and thought internal speech.

Konuşma dış düşünce ve düşünce iç konuşmadır.

He then sent an internal email to his coworkers.

Sonrasında iş arkadaşlarına bir email gönderdi.

We dissected a frog to examine its internal organs.

İç organlarını incelemek için bir kurbağayı parçaladık.

No country should interfere in another country's internal affairs.

Hiçbir ülkenin başka bir ülkenin içişlerine müdahale etmemesi gerekir.

And people who have a strong internal locus of control,

ve güçlü bir içsel kontrol odağa sahip insanların

That country intervened in the internal affairs of our nation.

O ülke, ulusumuzun iç işlerine karıştı.

They shouldn't intervene in the internal affairs of another state.

Onlar başka bir devletin iç işlerine karışmamalıdır.

That politician is well versed in internal and external conditions.

O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.

Internal combustion engines burn a mixture of fuel and air.

İçten yanmalı motorlar, yakıt ve hava karışımını yakarlar.

He has a good knowledge of the internal affairs of Japan.

O, Japonya'nın içişleri hakkında iyi bir bilgiye sahip.

They should not intervene in the internal affairs of another country.

Onlar başka bir ülkenin iç işlerine karışmamalılar.

The doctor examined Tom to make sure he had no internal injuries.

Onun iç yarası olmadığından emin olmak için doktor Tom'u muayene etti.

Before we examine Emmet's theory, we must clarify the concept of 'internal symmetry.'

Emmet'in teorisini sınamadan önce, iç simetri kavramını aydınlığa kavuşturmalıyız.

Despite the internal fights, by the year 2001, Djibouti was still a very corrupt country

İç çekişmelere rağmen, 2001 yılında, Cibuti çok yozlaşmış bir ülkeydi

Tom copied all the files on his internal hard disk to an external hard disk.

Tom bilgisayarda bulunan dahili hard diskteki tüm dosyaları harici bir hard diske kopyaladı.

It is not enough to defeat our external enemies, it is also necessary to exterminate our internal enemies.

Harici düşmanları yenmek yetmez, dahili düşmanları da imha etmek lazımdır.

Our client wants to build a house with an internal courtyard in order to avoid unwelcome gazes from the outside.

Müşterimiz dışarıdan istenmeyen bakışları önlemek amacıyla iç avlusu olan bir ev inşa etmek istiyor.