Translation of "Organs" in Turkish

No vital organs were damaged.

Hiçbir hayati organ hasar görmedi.

Nutritious food helps support healthy organs.

Besleyici yiyecek sağlıklı organları desteklemeye yardımcı olur.

The cancer had spread to several organs.

Kanser farklı organlara yayıldı.

- The penis is one of the male reproductive organs.
- The penis is one of the masculine sexual organs.

Penis, erkek cinsel organlarından biridir.

The stomach is one of the internal organs.

Mide iç organlardan birisidir.

The central nervous system consists of four organs.

Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.

Genitals are more sensitive than most other organs.

Cinsel organlar, diğer çoğu organdan daha duyarlıdırlar.

We have different hormones, we have different sexual organs,

Farklı hormonlarımız, farklı cinsel organlarımız

The penis is one of the male reproductive organs.

Penis, erkek üreme organlarından biridir.

We dissected a frog to examine its internal organs.

İç organlarını incelemek için bir kurbağayı parçaladık.

Most of an insect's organs are inside its abdomen.

Böceklerin organlarının çoğu karınlarındadır.

The tongue and the palate are the taste organs.

Dil ve damak tat organlarıdır.

Have you ever thought about donating your organs after you die?

- Sen hiç öldükten sonra organlarını bağışlamayı düşündün mü?
- Öldükten sonra hiç organlarınızı bağışlamayı düşündünüz mü?
- Öldükten sonra organlarını bağışlamayı hiç düşündün mü?

After the Singularity, we will all have nine dimensional sex organs.

Tekillikten sonra, hepimizin dokuz boyutlu cinsel organları olacak.

Which are organs that hold the two shells together like a hinge.

olan midyelerin bağlayıcı kaslarıyla ilgilidirler.

If the sale of organs is legalised, potential health problems may arise.

Organların satışı yasal hale getirilirse potansiyel sağlık sorunları ortaya çıkabilir.

Efferent neurons travel away from the brain to effect their target organs.

Motor nöronlar beyinden ilgili organlara etki etmek üzere iletim yapar.

The larger church organs use infrasound, which people do not hear, but feel as vibrations in their bodies.

Daha büyük kilise organları insanların duymadığı vücutlarında titreşim olarak hissettiği ses ötesi kullanıyor.

And his brother's name was Jubal: he was the father of them that play upon the harp and the organs.

Kardeşinin adı Yuval'dı. Yuval lir ve kaval çalanların atasıydı.