Examples of using "Inner" in a sentence and their turkish translations:
içsel odak noktanızı tanımlayın.
bu sebeple, bir duygulanım hâlinde
Müzik iç yaşamdır. İç yaşamı olan asla yalnızlık çekmeyecek.
o içinizdeki çocuk bana seslendi.
tadını çıkarabilirsiniz.
Bu bir iç rahatsızlığa neden olur.
ki bu iç huzurunuzun doğasında vardır.
Bana tanı koyulduğundan beri beni bir arada tutan
İçimizdeki tembel hayvanı kucaklayalım mı,
Yalnız olmak kendinle iç mücadeleyi gerektirir.
da, General Bonaparte'ın yakın çevresine asla tam olarak girmedi.
İç cebimden cüzdanımı çaldırdım.
Dinlediğiniz müzik iç dünyanızı yansıtıyor.
bunların merkezindeki yoksul halk, bu etkiye maruz kaldı.
içinizdeki bu huzuru gün içerisinde
Güney Carolina eyaletinde Charleston'da şehir içindeki bir okula gittik.
Çünkü iç dünyamızla mücadelemiz her şeyi yönetiyor.
oort bulutunun iç kısımlarına bile ulaşamadan
Emin görünüyordu fakat onun iç duyguları tamamen farklıydı.
Kapının iç tarafında bir buton var.
Tom sadece opera dinlediğinde iç huzur bulur.
İç ve dış gezegenler arasında bir asteroit kuşağı vardır.
İlk unsurun kilidi içten açmak olduğu yazıyor.
ama içeride ne olup bitiyor hiçbir fikrim yok.
Hayatın basitleştirilmesi iç barış adımlarından biridir.
O içindeki çocuğu hâlâ dinliyor. Bakın bu çok müthiş bir şey.
Güneş sistemimizdeki gezegenler iç gezegenler ve dış gezegenler olarak sınıflandırılır.
Nihayet , savunanlar dış savunmayı terketmek zorunda kaldu ve iç duvarın arkasında toplandı.
Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir.
İç kapak, bir anahtarla manuel olarak sökülmesi gereken 6 büyük cıvata ile yerine sabitlendi
Jüpiterin dört iç uydusu vardır: Metis, Adrastea, Amalthea ve Thebe. Onların uyduları gezegene çok yakındır.