Translation of "Feelings" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Feelings" in a sentence and their turkish translations:

- No hard feelings!
- No hard feelings.

Küsmece darılmaca yok!

- He hid his feelings.
- He disguised his feelings.

O, duygularını gizledi.

- Guys have feelings too.
- Guys have feelings, too.

Çocukların da hisleri var.

What unpleasant feelings

Acaba hangi tatsız duygulardan

They shared feelings.

Onlar duygularını paylaştılar.

- Tom's feelings were not reciprocated.
- Tom's feelings weren't reciprocated.

Tom'un duyguları karşılıksız değillerdi.

- I cannot describe my feelings.
- I can't describe my feelings.

Duygularımı ifade edemem.

- Words cannot convey my feelings.
- Words can't convey my feelings.

Sözler duygularımı iletmez.

And it's unpleasant feelings.

Bu unsur; tatsız (nahoş) duygular.

That her inner feelings --

bu sebeple, bir duygulanım hâlinde

The feelings will go.

Hisler geçecek

It's actions over feelings.

Bunlar, duyguların hakim olduğu eylemler.

Music moves the feelings.

Müzik duyguları tahrik eder.

Don't ignore her feelings.

Onun duygularını görmezden gelmeyin.

Never hurt someone's feelings.

Asla birinin duygularını incitme.

I appreciate your feelings.

Ben duygularını takdir ediyorum.

You revealed your feelings.

Sen duygularını açığa çıkardın.

I've had similar feelings.

Benzer duygularım vardı.

I understand your feelings.

Hislerini anlıyorum.

You've hurt Tom's feelings.

Tom'un duygularını incittin.

Your feelings are important.

Duygularınız önemlidir.

I understand their feelings.

Onların duygularını anlıyorum.

Tom had mixed feelings.

Tom'un karmaşık duyguları vardı.

Our feelings were hurt.

Duygularımız incindi.

I had mixed feelings.

Karışık duygularım vardı.

He hid his feelings.

O, duygularını sakladı.

Tom hurt my feelings.

Tom duygularımı incitti.

You hurt Tom's feelings.

Tom'un duygularını incittin.

Tom's feelings were hurt.

- Tom'un duyguları kırgındı.
- Tom'un duyguları incindi.

I share your feelings.

Ben senin duygularını paylaşıyorum.

You hurt my feelings.

Duygularımı incitiyorsun.

Tom's feelings are hurt.

Tom'un duyguları incinmiş.

Tom hurt Mary's feelings.

Tom, Mary'nin duygularını incitti.

Tom had conflicting feelings.

Tom'un çelişkili duyguları vardı.

My feelings are genuine.

Hislerim gerçek.

My feelings were hurt.

Duygularım yaralandı.

My feelings are hurt.

Duygularım incindi.

- He doesn't show his true feelings.
- She doesn't show her true feelings.

O gerçek duygularını göstermez.

- I think I've hurt Tom's feelings.
- I think I hurt Tom's feelings.

Tom'un duygularını incittiğimi düşünüyorum.

- I have mixed feelings about that.
- I have mixed feelings about it.

Onun hakkında karışık duygularım var.

- Words cannot convey my true feelings.
- Words can't convey my true feelings.

Kelimeler benim gerçek hislerimi iletemez.

Which means feelings are temporary.

bunun anlamı hisler geçicidir.

Because your feelings are important.

çünkü önemli olan şey duyguların.

Did I hurt his feelings?

Onun duygularını incittim mi?

I can't hide my feelings.

Duygularımı gizleyemiyorum.

I somehow understand your feelings.

Ben bir şekilde sizin duygularınızı anlıyorum.

Don't let your feelings show.

Duygularının ortaya çıkmasına izin verme.

He doesn't show his feelings.

O, duygularını belli etmez.

Your brain programs your feelings.

Beyniniz duygularınızı programlar.

I don't understand my feelings.

Ben duygularımı anlamıyorum.

She can't understand my feelings.

O benim hislerimi anlayamıyor.

What are your true feelings?

Gerçek duyguların neler?

You can't hurt my feelings.

Sen benim duygularımı incitemezsin.

I can't express my feelings.

Ben duygularımı ifade edemem.

You have wounded my feelings.

Sen duygularımı yaraladın.

I know about your feelings.

Duyguların hakkında bilgi sahibiyim.

Tom couldn't hide his feelings.

Tom duygularını gizleyemedi.

I have feelings for you.

Sana karşı hislerim var.

This man has no feelings.

Bu adamın duyguları yok.

Her feelings were not reciprocated.

Onun hisleri karşılıklı değildi.

His feelings were not reciprocated.

Onun hisleri karşılıklı değildi.

Tom regretted hurting Mary's feelings.

- Tom Mary'nin duygularını incittiğine pişman oldu.
- Tom Mary'nin duygularını incittiğine üzüldü.

Now you've hurt my feelings.

Şimdi duygularımı incittin.

I fully understand your feelings.

Hislerini tam olarak anlıyorum.

I'm confused about my feelings.

Duygularım hakkında kafam karışık.

His words hurt her feelings.

Sözleri onun duygularını incitti.

He developed feelings for her.

O, onun için duygular geliştirdi.

Positive feelings grant good health.

Pozitif duygular iyi sağlık verir.

Did I hurt your feelings?

Duygularını incittim mi?

Her feelings are easily hurt.

Onun duyguları kolayca incinir.

Words cannot convey my feelings.

Hissettiklerimi kelimelere dökemem.

Have respect for his feelings.

Onun duygularına saygı duyun.

Tom got his feelings hurt.

Tom duygularını incitti.

Everyone knew Tom's true feelings.

Herkes Tom'un gerçek hislerini biliyordu.

- I'm sorry I hurt your feelings.
- I'm sorry that I hurt your feelings.

Duygularını incittiğim için üzgünüm.

- My feelings for you haven't changed.
- My feelings for you have not changed.

Senin için duygularım değişmedi.

- I feel like I understand your feelings.
- I feel that I understand your feelings.

Senin duygularını anladığımı hissediyorum.

- What they say is contradictory to their feelings.
- Their words contradict their own feelings.

Onların sözleri kendi duygularıyla çelişiyor.

- I didn't mean to hurt your feelings.
- I didn't want to hurt your feelings.

Hislerini incitmek istememiştim.

One choice, 8 feelings, 90 seconds.

Bir seçim, 8 duygu, 90 saniye ile.

Your feelings about wealth and money,

Servet ve para hakkındaki hislerinizi,

Our bodies respond to our feelings.

Bedenlerimiz duygularımıza cevap verir.

Doris is considerate of everybody's feelings.

Doris herkesin hislerine karşı saygılı.

Her face betrayed her real feelings.

Onun yüzü gerçek hislerini açığa vurdu.

She never cares about my feelings.

O, duygularımı hiç umursamıyor.

This is a book about feelings.

Bu, duygular hakkında bir kitap.

I hurt her feelings on purpose.

Bilerek onun hislerini incittim.

I'm not playing with your feelings.

Duygularınla oynamıyorum.

I think I hurt his feelings.

Sanırım onun duygularını incittim.

I may have hurt his feelings.

Ben onun duygularını incitmiş olabilirim.

Our feelings towards him are mixed.

Ona karşı duygularımız karışık.

He doesn't show his true feelings.

O gerçek duygularını göstermez.

Some feelings are difficult to describe.

Bazı duyguları tarif etmek zordur.

I wanted to spare your feelings.

Senin duygularını incitmemek istedim.

She tried to hide her feelings.

Duygularını gizlemeye çalıştı.