Examples of using "Hardware" in a sentence and their turkish translations:
O donanımla ilgilenir.
- Tom'un bir hırdavat dükkanı var.
- Tom'un bir nalbur dükkanı var.
- Tom'un bir donanım mağazası var.
O hırdavat dükkanında satılır.
Sami yerel donanım mağazasını işletiyordu.
Tom bir hırdavatçıda çalışıyor.
Virüsün donanıma hasar vermesi mümkün mü?
Onlar onu bir hırdavat dükkanında sattı.
Apple güzel donanım tasarlamak için çok çabaladı.
Hırdavatçı dükkanı parkın yanındadır.
Hırdavatçıya git ve vidaları al.
Gerekli donanımın listesi burada mevcut.
Buraya çok uzak olmayan bir hırdavatçı var.
Hırdavatçıda bir merdiven satın alıyorum.
Hırdavatçıda birçok kullanışlı alet vardır.
Bunu hemen sokağın aşağısındaki hırdavat mağazasından aldım.
Tom biraz çivi almak için hırdavatçı dükkanına gitti.
Yazılım donanımın hızlanmasından daha hızlı yavaşlıyor.
Hırdavat dükkanı hâlâ eskiden olduğu yerde.
Hemen kendine Next adında yazılım ve donanım geliştirme şirketini kuruyor
Tom bir çekiç daha ve bir miktar çivi almak için nalbura gitti.