Examples of using "Had " in a sentence and their turkish translations:
John "had"'e sahipken, James "had had"'e sahipti; "had had"'in öğretmen üzerinde daha iyi bir etkisi vardı.
- Tom bıkmıştı.
- Tom'a gına gelmişti.
bir atmosferi vardı suyu vardı
Sami herkesin sahip olduğu her şeye sahipti.
Sahip oldukları parayı kullanmak zorunda kaldılar.
Yeterince yaşadım.
Apandisini aldırmıştı.
O kahvaltı yaptı.
Bu problemi onlar daha önce yaşamışlardı.
Onun biraz vardı.
O ameliyat oldu.
Mary'nin bir erkek arkadaşı olduğu konusunda Tom'un hiçbir fikri yoktu.
Tek bir kötü eleştiri almamış olan ben
Onlar bizden daha erken başlamış.
Tom o sorunu daha önce hiç yaşamamıştı.
Biraz yardım aldım.
Bıktık artık.
Tom'un ne olduğu konusunda bir fikri yoktu.
Daha önce hiç bu sorunu yaşamamıştım.
Mary iyi zaman geçirdi.
Onun itirazı yoktu.
Onun gri saçı var.
Onun bir radyosu vardı.
Onun parası yoktu.
Uğraşmam gereken sorunlarım vardı.
İlgilenmek zorunda olduğum sorunlarım vardı.
Halletmek zorunda olduğum işlerim vardı.
İyi zaman geçirdik.
Bir kaza geçirdim.
Tom'un oğlu vardı.
Onun mavi gözleri vardı.
Biz biraz eğlendik.
O zaman keşke bir kameram olsaydı.
Gri saçları vardı.
Çok keyif aldım.
Sami'nin altı çocuğu vardı.
Akşam yemeği yedin mi?
Tom'un Mary'nin zaten bir erkek arkadaşı olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.
Zor bir gün geçirdim.
Benzer bir deneyimim vardı.
Eğer...
tekrar çoğalmıştı
söylemişti bile çoktan
Çalışmalar başlamıştı
Artık yetmişti.
- Bu kadarı yeter.
- Benden paso.
Aptal yerine konuldun.
Kar yağmıştı.
Onun ikizleri vardı.
Onun hırsı vardı.
Tom'un apandisiti vardı.
Sen okumuştun.
Kabus görüyordu.
Toplantılarımız vardı.
Hiçbir şey kımıldamadı.
Tom'un kanseri vardı.
Silahları vardı.
Herkes eğlendi.
Ben sabah kahvaltısı yaptım.
O, sabah kahvaltısı yaptı.
Tom kahvaltı yaptı.
Mary kahvaltı yaptı.
Onların kahvaltıları vardı.
Tom eğlendi.
Onların silahları vardı.
Onların bulantısı vardı.
Kahvaltı yedik.
Eğlendik.
Öğle yemeği yedik.
Kabul edildik.
Onların bir şeyi yoktu.
Onların birkaç tane vardı.
Onların yeterince vardı.
Benim şüphelerim vardı.
Yardım aldım.
Daha kötüsünü aldım.
Kimin yeterince var?
Yeterince yaşadın.
Tom'da hiçbir şey yoktu.
- Onların felçleri vardı.
- Felç geçirdiler.
Benim biraz vardı.
Tom'un biraz vardı.
Onun biraz vardı.
Mary'nin biraz vardı.
Bizim biraz vardı.
- Öğle yemeğini yedim.
- Öğle yemeği yemiştim.
Öğle yemeğini yedi.
Tom öğle yemeğini yedi.
O, öğle yemeğini yedi.
Mary öğle yemeği yedi.
Onlar öğle yemeği yedi.
Fırsatlarımız vardı.
Tom'un sorular vardı.
Tom'un hırsı vardı.
Tom'un şirketi vardı.
İlkbahar gelmişti.