Translation of "Teacher" in Turkish

- You are a teacher.
- You're the teacher.
- You're a teacher.

Sen bir öğretmensin.

- Who is your teacher?
- Who's your teacher?

Öğretmenin kimdir?

- He is my teacher.
- That's my teacher.

O benim öğretmenim.

- I'm a teacher.
- I am a teacher.

Ben öğretmenim.

- I am a teacher, too.
- I'm a teacher, too.
- I, too, am a teacher.
- I'm also a teacher.

- Ben de bir öğretmenim.
- Ben de öğretmenim.

- He is a teacher.
- She is a teacher.

- O bir öğretmen.
- O bir öğretmendir.

- Is he your teacher?
- Is that your teacher?

O senin öğretmenin mi?

- Here comes our teacher.
- There comes our teacher.

İşte öğretmenimiz geliyor.

- I am a teacher, too.
- I, too, am a teacher.
- I'm also a teacher.

Ben de öğretmenim.

Yahu big teacher

yahu koskoca öğretmen

As a teacher

yönetici öğretmen olduğu içinde

That's my teacher.

O benim öğretmenim.

I'm your teacher.

Ben senin öğretmeninim.

She's our teacher.

O bizim öğretmenimiz.

I'm the teacher.

Ben öğretmenim.

You're the teacher.

Sen öğretmensin.

The teacher teaches.

Öğretmen öğretiyor.

Where's the teacher?

Öğretmen nerede?

Who's my teacher?

- Öğretmenim kim?
- Benim öğretmenim kim?

I'm Tom's teacher.

Ben Tom’un öğretmeniyim.

He's a teacher.

- Öğretmen.
- Hoca.

- I am a teacher, too.
- I'm a teacher, too.

- Ben de bir öğretmenim.
- Ben de öğretmenim.

- Tom is imitating the teacher.
- Tom's imitating the teacher.

Tom öğretmeni taklit ediyor.

- Are you not a teacher?
- Aren't you a teacher?

Öğretmen değil misin?

- I am not a teacher.
- I'm not a teacher.

Öğretmen değilim.

- Who's your French teacher?
- Who is your French teacher?

Fransızca öğretmeniniz kim?

- Tom's a teacher, right?
- Tom is a teacher, right?

Tom bir öğretmen, değil mi?

- You are a teacher.
- You're a teacher.
- You teach.

Sen bir öğretmensin.

- Tom became a teacher.
- Tom has become a teacher.

Tom bir öğretmen oldu.

- He is our teacher of English.
- He is our English teacher.
- He's our English teacher.

O bizim İngilizce öğretmenimiz.

- Tom's a teacher, right?
- Tom is a teacher, isn't he?
- Tom is a teacher, right?

Tom bir öğretmen, değil mi?

- I am a teacher of English.
- I am an English teacher.
- I'm an English teacher.

Ben İngilizce öğretmeniyim.

- Tom might've been a teacher.
- Tom may have been a teacher.
- Tom could've been a teacher.

Tom bir öğretmen olabilirdi.

- Betty is a dancing teacher.
- Betty is a dance teacher.

Betty bir dans öğretmeni.

- Is her father a teacher?
- Is his father a teacher?

Onun babası bir öğretmen mi?

- I enjoy being a teacher.
- I like being a teacher.

Bir öğretmen olmayı seviyorum.

- I'm not a teacher anymore.
- I'm no longer a teacher.

Artık öğretmen değilim.

- Tom is a teacher now.
- Tom is now a teacher.

Tom artık bir öğretmen.

- Tom was a teacher.
- Tom used to be a teacher.

Tom bir öğretmendi.

- Tom will become a teacher.
- Tom will be a teacher.

Tom bir öğretmen olacak.

- Tom is a dance teacher.
- Tom is a dancing teacher.

Tom bir dans öğretmeni.

- Tom is a teacher, too.
- Tom is also a teacher.

Tom da bir öğretmendir.

- She carefully listens the teacher.
- He carefully listens the teacher.

O, öğretmeni dikkatlice dinliyor.

- Tom is a PE teacher.
- Tom is a physical education teacher.
- Tom is a phys ed teacher.

Tom beden eğitimi öğretmeni.

- I learned nothing from the teacher.
- I learnt nothing from the teacher.
- I've learned nothing from the teacher.
- I've learnt nothing from the teacher.

Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.

A secondary school teacher.

bir ortaokul öğretmeni ile.

There comes our teacher.

İşte hocamız geliyor.

Chen is a teacher.

Chen bir öğretmendir.

What a lazy teacher!

Ne tembel bir öğretmen!

The teacher grades easily.

Öğretmen kolayca not verir.

She likes the teacher.

O, öğretmeni seviyor.

She visited the teacher.

O, öğretmeni ziyaret etti.

Is she your teacher?

O sizin öğretmeniniz mi?

Her teacher praised her.

Onun öğretmeni onu övdü.

Here comes our teacher.

İşte öğretmenimiz geliyor.

What's the teacher explaining?

Öğretmen ne açıklıyor?

Let's ask the teacher.

Öğretmene soralım.

Our teacher seemed angry.

Öğretmenimiz kızgın görünüyordu.

Is he your teacher?

O senin öğretmenin mi?

She is a teacher.

- O bir öğretmen.
- O bir öğretmendir.

Our teacher seemed surprised.

Öğretmenimiz şaşırmış görünüyordu.

Their teacher praised them.

Öğretmenleri onları övdü.

He is my teacher.

O benim öğretmenimdir.

I'm a Japanese teacher.

Ben Japonca öğretmeniyim.

She's a gym teacher.

O bir spor salonu öğretmeni.

I'm the new teacher.

Ben yeni öğretmenim.

The teacher is unfriendly.

Öğretmen samimiyetsiz.

Tom is a teacher.

Tom bir öğretmen.

He's an Italian teacher.

O bir İtalyanca öğretmeni.

She's a yoga teacher.

O bir yoga öğretmeni.

The teacher speaks quietly.

Öğretmen sessizce konuşur.

He is a teacher.

O bir öğretmen.

I was a teacher.

- Bir öğretmendim.
- Ben bir öğretmendim.
- Ben öğretmendim.

I'll be your teacher.

Öğretmenin olacağım.

He likes that teacher.

O, o öğretmeni seviyor.

Our teacher seldom laughs.

Öğretmenimiz nadiren güler.

Is he a teacher?

O bir öğretmen mi?

I'm a French teacher.

- Bir Fransızca öğretmeniyim.
- Ben bir Fransızca öğretmeniyim.
- Fransızca öğretmeniyim.

Tom is your teacher.

Tom senin öğretmenin.

Eleni is a teacher.

Eleni bir öğretmendir.