Translation of "Friend's" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Friend's" in a sentence and their turkish translations:

- What's your friend's name?
- What is your friend's name?

Arkadaşının adı ne?

Here's my friend's ticket.

İşte, arkadaşımın bileti.

This is my friend's letter.

Bu benim arkadaşımın mektubu.

Is Zara your friend's shop?

Senin arkadaşının mağazası Zara mı?

A friend's coming over tomorrow.

Yarın bir arkadaş uğrayacak.

What's your best friend's name?

En iyi arkadaşınızın adı nedir?

He admired his friend's work.

Arkadaşının işine hayran kaldı.

He administered his friend's affairs.

O, arkadaşlarının işlerini idare etti.

My friend's friend is beautiful.

Arkadaşımın arkadaşı güzeldir.

What is your friend's name?

Senin arkadaşının ismi ne?

I'm at a friend's house.

Ben bir arkadaşın evindeyim.

Fadil followed his friend's advice.

Fadıl arkadaşının tavsiyesine uydu.

Is this your friend's car?

Bu arkadaşının arabası mı?

This car is your friend's?

Bu araba arkadaşının mı?

This is your friend's car?

Bu senin arkadaşının arabası mı?

I borrowed a friend's tent.

Bir arkadaşın çadırını ödünç aldım.

My German friend's name is Hans.

Alman arkadaşımın adı Hans.

I work at my friend's shop.

Arkadaşımın dükkanında çalışıyorum.

What is your new friend's name?

Yeni arkadaşının adı ne?

Your friend's very late, isn't he?

Arkadaşın çok geç kaldı, değil mi?

Your friend's very clever, isn't he?

Arkadaşın çok akıllı, değil mi?

Your friend's enemy is your friend.

Dostunun düşmanı, senin dostundur.

My wife's friend's name is Linda.

Karımın arkadaşının adı Linda.

Today is my best friend's birthday.

Bugün en iyi arkadaşımın doğum günü.

I was at a friend's house.

Bir arkadaşın evindeydim.

My friend's condition is very serious.

Arkadaşımın durumu çok ciddi.

Your friend's in the other room.

Arkadaşın diğer odada.

Sami is my friend's ex-boyfriend.

Sami arkadaşımın eski erkek arkadaşı.

I'll stay at a friend's house.

Bir arkadaşımın evinde kalacağım.

Not being invited to the friend's wedding,

bir arkadaşın düğününe davet edilmeyince

I'm staying over at my friend's place.

Arkadaşımın evinde kalıyorum.

I took shelter under my friend's umbrella.

Arkadaşımın şemsiyesinin altına sığındım.

He vowed to avenge his friend's death.

O, arkadaşının ölümünün intikamını almak için yemin etti.

Tom is a friend of my friend's.

Tom arkadaşımın arkadaşı.

I am going to my friend's house.

Arkadaşımın evine gidiyorum.

He was busy copying his friend's notebook.

Arkadaşının defterini kopyalamakla meşguldü.

He was envious of his friend's promotion.

O, arkadaşının terfisini kıskanıyordu.

One of my friend's dogs is fat.

Arkadaşımın köpeklerinden biri şişman.

Mary won't listen to her friend's advice.

Mary arkadaşının tavsiyesi dinlemeyecektir.

I stayed over at a friend's yesterday.

Dün bir arkadaşta yatıya kaldım.

My book is prettier than my friend's.

Benim kitabım arkadaşımınkinden daha güzel.

I've been invited over to a friend's.

Bir arkadaşa davet edildim.

I visit my friend's house at intervals.

Ben arkadaşımın evinini aralıklarla ziyaret ederim.

My friend's father is a famous novelist.

Arkadaşımın babası ünlü bir romancı.

Fadil is staying over at a friend's.

Fadıl bir arkadaşının yanında kalıyor.

Sami took Layla to a friend's house.

Sami, Leyla'yı bir arkadaşının evine götürdü.

I'm going to stay at a friend's house.

- Bir arkadaşımın evinde kalacağım.
- Bir arkadaşta kalacağım.

I decided to ask for my friend's help.

Arkadaşımın yardımını istemeye karar verdim.

I'm going to give you a friend's address.

Sana bir arkadaşını adresini vereceğim.

Mary bought a present for her friend's daughter.

Mary arkadaşının kızı için bir hediye satın aldı.

She fell in love with her friend's brother.

Arkadaşının erkek kardeşine âşık oldu.

The older girl is visiting at her friend's.

Kız, arkadaşını ziyaret ediyor.

Tom spent the night at a friend's house.

Tom geceyi bir arkadaşının evinde geçirdi.

Mary spent the night at a friend's house.

Mary geceyi bir arkadaşının evinde geçirdi.

Tom is sleeping over at a friend's house.

Tom geceyi arkadaşının evinde geçiriyor.

Tom took the fall for his friend's mistake.

Tom arkadaşının hatası için suçu üzerine aldı.

I dropped Tom off at his friend's house.

Tom'u arkadaşının evine bıraktım.

Tom dropped Mary off at her friend's house.

Tom Mary'yi arkadaşının evine bıraktı.

He took no notice of his friend's advice.

Arkadaşının tavsiyesini dinlemedi.

I want to dye my friend's hair blonde.

Arkadaşımın saçını sarıya boyamak istiyorum.

Fadil drove Layla over to her friend's house.

Fadıl, Leyla'yı araçla onunn arkadaşının evine kadar götürdü.

Several weeks later I was at a friend's house,

Birkaç hafta sonra bir arkadaşımın evindeydim

He borrowed his friend's car for a few days.

- Arkadaşının arabasını birkaç günlüğüne ödünç aldı.
- Birkaç günlüğüne arkadaşının arabasını ödünç aldı.

He is going to stay at a friend's house.

O, bir arkadaşının evinde kalacak.

I'm staying at my friend's house in Washington City.

Washington kentindeki arkadaşımın evinde kalıyorum.

"Where were you?" "I was at a friend's house."

"Neredeydin?" "Bir arkadaşın evindeydim."

The soldier sacrificed himself to save his friend's life.

Asker arkadaşının hayatını kurtarmak için kendini feda etti.

Fadil was apprehended while hiding inside a friend's house.

Fadil bir arkadaşının evinde saklanırken yakalandı.

Tom fell in love with his best friend's girlfriend.

Tom, en iyi arkadaşının sevgilisine aşık oldu.

Tom is staying over at a friend's house tonight.

Tom bu gece bir arkadaşının evinde kalıyor.

- It started raining, so I took shelter under my friend's umbrella.
- It started raining, so I got under my friend's umbrella.

Yağmur yağmaya başladı bu yüzden arkadaşımın şemsiyesinin altına geçtim.

- My friend's dog understands Esperanto. At least the most important commands.
- My friend's dog understands Esperanto - at least, the most important orders.

Arkadaşımın köpeği Esperanto'yu anlıyor. En azından en önemli komutları.

Your best friend's girlfriend is as big as a whale.

Senin en iyi arkadaşının kız arkadaşı bir balina kadar büyük.

She made a wonderful speech at her friend's wedding reception.

O, arkadaşının düğün kabulünde harika bir konuşma yaptı.

Would you ever consider dating your best friend's ex-boyfriend?

Hiç en iyi arkadaşının eski erkek arkadaşı ile çıkmayı düşünür müsünüz?

He cheated on the test by copying his friend's answers.

Arkadaşının cevaplarını kopyalayarak testte kopya çekti.

My typwriter got broken; as a consequence, I borrowed my friend's.

Daktilom bozuldu; bunun sonucu olarak, arkadaşımınkini ödünç aldım.

He was regarded as a hero for saving his friend's life.

O, arkadaşının hayatını kurtardığı için bir kahraman olarak kabul edildi.

It started raining, so I took shelter under my friend's umbrella.

Yağmur yağmaya başladı, bu yüzden arkadaşımın şemsiyesinin altına sığındım.

My friend's dog understands Esperanto. At least the most important commands.

Arkadaşımın köpeği Esperanto'yu anlıyor. En azından en önemli komutları.

I'm going to be singing a cappella at a friend's wedding ceremony.

Bir arkadaşımın düğün töreninde capella söyleyeceğim.

My late friend's daughter said, "I will pray for my father's soul."

Rahmetli arkadaşımın kızı "Babamın ruhu için dua edeceğim." dedi.

Mary asked if she could spend the night at her friend's house.

Mary geceyi arkadaşının evinde geçirebilip geçiremeyeceğini sordu.

Tom asked if he could spend the night at his friend's house.

Tom geceyi arkadaşının evinde geçirebilip geçiremiyeceğini sordu.

- My German friend is called Hans.
- My German friend's name is Hans.

Alman arkadaşımın adı Hans.

Last night, I ate some asparagus and ham at my friend's house.

Bir arkadaşın evinde dün gece jambon ve kuşkonmaz yedim.

Last night, my wife and I went to a friend's house for dinner.

Dün akşam karım ve ben akşam yemeği için bir arkadaşa gittik.