Translation of "Admired" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Admired" in a sentence and their turkish translations:

- She admired him.
- He admired her.
- She admired her.
- He admired him.

Ona hayran oldu.

- She admired him.
- He admired her.

Ona hayran oldu.

- Everyone admired his courage.
- Everybody admired his courage.

Herkes onun cesaretine hayran kaldı.

I admired Tom.

Tom'a hayran oldum.

Tom admired Mary.

Tom, Mary'ye hayran kaldı.

I admired them.

Ben onlara hayran oldum.

I admired him.

Ben ona hayran kaldım.

I admired her.

Ona hayran oldum.

He admired her.

Ona hayran oldu.

I've always admired Tom.

Her zaman Tom'a hayran oldum.

I've always admired you.

Her zaman sana hayran oldum.

They admired each other.

Onlar birbirlerine hayran kaldılar.

Tom admired Mary's work.

Tom Mary'nin işine hayran kaldı.

I admired Tom's work.

Tom'un işini çok beğendim.

I've always admired them.

Ben onlara hep hayranlık duydum.

I've always admired him.

Ben ona hep hayranlık besledim.

I've always admired her.

Ben ona her zaman hayranlık duydum.

Tom admired Mary's courage.

Tom Mary'nin cesaretine hayran oldu.

- All who knew him admired him.
- Everyone who knew him admired him.

Onu tanıyan herkes ona hayrandı.

- Tom admired Mary for her courage.
- Tom admired Mary for her bravery.

Tom cesaretinden dolayı Mary'ye hayran.

They admired the lovely scenery.

Onlar güzel manzaraya hayran kaldı.

Tom wants to be admired.

Tom beğenilmek istiyor.

I always admired her openly.

Ben her zaman ona açıkça hayran oldum.

I've always admired you enormously.

Sana her zaman çok hayran oldum.

I've always admired you, Tom.

Sana her zaman hayran kaldım.

I've always admired your patience.

Her zaman sabrına hayran kaldım.

We admired the beautiful sunset.

Güzel gün batımına hayran kaldık.

I have long admired Tom.

Tom'a uzun süre hayran kaldım.

He admired his friend's work.

Arkadaşının işine hayran kaldı.

Tom admired the flower arrangement.

- Tom çiçek aranjmanına hayran kaldı.
- Tom çiçek düzenlemesine hayran kaldı.

He admired my new car.

O, benim yeni arabama hayran kaldı.

Tom really admired Mary's courage.

Tom Mary'nin cesaretine gerçekten hayran kaldı.

I want to be admired.

Takdir edilmek istiyorum.

Tom wanted to be admired.

Tom takdir edilmek istiyor.

Tom admired Mary for her bravery.

Tom onun cesareti için Mary'ye hayran.

She admired herself in the mirror.

O, aynada kendine hayran kaldı.

I've admired you for many years.

Yıllardır sana hayranım.

I've always admired you a lot.

- Seni her zaman çok takdir ettim.
- Sana her zaman hayranlık duydum.

The detective admired the killer's skills.

Dedektif, katilin yeteneklerine hayran kaldı.

I've admired Tom for a while.

Bir süredir Tom'a hayran oldum.

Lincoln is admired because of his leadership.

Lincoln liderliği yüzünden takdir edilmektedir.

We admired the beauty of the scenery.

Manzaranın güzelliğine hayran kaldık.

She admired her reflection in the mirror.

O, aynadaki görüntüsüne hayran kaldı.

We admired the view of Mt. Fuji.

Fuji Dağı'nın manzarasına hayran kaldık.

I've admired Tom for a long time.

Uzun bir süredir Tom'a hayranım.

Because I admired his courage, I trusted him.

Onun cesaretine hayran olduğum için, ona güvendim.

They admired the fine view from the hill.

Tepeden güzel manzaraya hayran kaldılar.

- Tom admired Mary.
- Tom looked up at Mary.

Tom, Mary'ye baktı.

They admired the scenic view from the hill.

Onlar tepeden doğal görünüme hayran oldu.

Tom admired the pearly whiteness of the fabric.

Tom kumaşın inci beyazlığına hayran kaldı.

The beauty of that lady was admired by everyone.

Bu hanımefendinin güzelliğine herkes tarafından hayran kalındı.

He was such a bright boy others admired him.

Öylesine parlak bir çocuktu ki diğerleri ona hayrandı.

I admired the beauty of all the colorful flowers.

Bütün rengarenk çiçeklerin güzelliklerine hayran kaldım.

Some of his students admired him, and others despised him.

Bazı öğrencileri ona hayrandı, diğerleri ise onu küçümsüyordu.

Tom and Mary admired the scenery as they held hands.

Tom ve Mary el ele tutuşurken manzaraya hayran kaldılar.

I have often admired the mystical way of Pythagoras, and the secret Magic of numbers.

Pisagorun gizemli yoluna ve rakamların gizli büyüsüne sık sık hayran olurum.

- Because I admired his courage, I trusted him.
- Because of his bravery, I had confidence in him.

Cesaretinden dolayı ona güvenim vardı.