Examples of using "Freezer" in a sentence and their turkish translations:
Onu buzdolabına koy.
Bir derin dondurucun var mı?
Dondurucunuz hâlâ çalışıyor mu?
Onu buzdolabımın altında sakladım.
Derin dondurucuda dondurma var.
Dondurucu kapısını iyi kapattığından emin ol.
Bodrumda bir derin dondurucumuz var.
Dondurucuda dondurmam var.
Buzdolabında çikolatalı dondurma var.
- Fadıl'ın başı bir dondurucuda bulundu.
- Fadıl'ın başı bir buzdolabında bulundu.
Fadıl, Leyla'nın cesedini dondurucuda sakladı.
O, bifteği buzluğa koydu.
Tom dondurmayı dondurucuya koydu.
Dondurucunun kapağını kapattığından emin ol.
Yeni çalışan kendini dondurucuda kilitledi.
Dondurucunun dışında bırakılırsa meyve suyu ılıyacaktır.
Eğer dondurucunun dışında kalırsa meyve suyu ısınır.
Az önce aldığımız eti dondurucuya koydum.
Tom buzdolabını açtı ve dondurmayı çıkardı.
Yeni doğmuş bir bebeğin vücudunu bir dondurucunun içinde buldular.
Tom buzdolabını açtı ve içkisi için biraz buz aldı.
Tom dondurucudaki tüm dondurmayı yedi.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
Tom dondurucuyu açtı ve dondurma kabını çıkardı.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
Dondurma yememesi için arkadaşları buzdolabına asma kilit takmak zorunda kaldılar.
Buz küpü tepsilerini doldurur musun ve derin dondurucuya koyar mısın?