Translation of "Fork" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Fork" in a sentence and their turkish translations:

- There is a fork missing.
- One fork is missing.

- Bir çatal eksik.
- Bir tane çatal eksik.

One fork is missing.

Bir çatal kayıp.

This fork is dirty.

Bu çatal kirli.

The fork is dirty.

Çatal kirli

The fork is small.

Çatal küçük.

I use the fork.

Ben çatal kullanırım.

I'd like a fork.

Ben bir çatal istiyorum.

There is a fork.

Bir çatal var.

This is a fork.

Bu bir çatal.

The fork is bent.

Çatal bükülmüş.

A fork is missing.

Bir çatal eksik.

This fork isn't clean.

Bu çatal temiz değil.

I dropped a fork.

Bir çatal düşürdüm.

There is a fork missing.

Bir çatal eksik.

Bring me another fork, please.

Lütfen bana başka bir çatal getirin.

Could we have a fork?

Bir çatal alabilir miyiz?

Tom put his fork down.

Tom çatalını yere bıraktı.

There is a fork here.

Burada bir çatal var.

Bring me a fork, Tom.

Bana bir çatal getir, Tom.

I need a clean fork.

Temiz bir çatala ihtiyacım var.

Eat with knife and fork.

Bıçak ve çatalla ye.

I can't use a fork well.

Çatalı iyi kullanamam.

A fork fell off the table.

Masadan bir çatal düştü.

Tom is eating with a fork.

Tom bir çatalla yiyor.

Look, there's a fork in the tunnel.

Bakın, tünelde bir çatal var.

You can't eat soup with a fork.

Bir çatalla çorba yiyemezsin.

I have a knife and a fork.

Bir bıçak ve bir çatalım var.

They eat with a knife and fork.

Onlar, bir bıçak ve çatalla yemek yerler.

A fork fell off of the table.

Masadan bir çatal düştü.

Please bring your own fork and spoon.

Lütfen kendi çatal ve kaşığını getir.

The spoon beside the fork is dirty.

Çatalın yanındaki kaşık kirli.

Yes, he ate with knife and fork.

Evet, bıçak ve çatalla yedi.

He handled the knife and fork very well.

Bıçağı ve çatalı çok iyi kullandı.

Eating yogurt with a fork is somewhat difficult.

Bir çatalla yoğurt yemek biraz zordur.

Could I have a knife and fork, please?

Bıçak ve çatal alabilir miyim lütfen?

It's impossible to eat soup with a fork.

Bir çatalla çorba yemek imkansızdır.

I took the right fork of the road.

Yolun sağ çatalına gittim.

Tom mashed the potatoes with a large fork.

Tom büyük bir çatalla patatesleri püre yaptı.

Italians only use their fork to eat spaghetti.

İtalyanlar makarna yemek için yalnızca çatallarını kullanırlar.

The fork isn't as clean as the plates.

Çatal, tabaklar kadar temiz değil.

- Tom put down his spoon and picked up a fork.
- Tom put his spoon down and picked up a fork.

Tom kaşığını yere koydu ve bir çatal aldı.

Have you ever stirred your coffee with a fork?

Sen hiç çatal ile kahveni karıştırdın mı?

Tom picked up his fork and began to eat.

Tom çatalını aldı ve yemeye başladı.

We usually eat with a knife, fork and spoon.

Biz genellikle bir bıçak, çatal ve kaşıkla yemek yiyoruz.

Let us repeat: cup, plate, knife, fork, spoon, teaspoon.

Tekrarlayalım: bardak, tabak, bıçak, çatal, kaşık, çay kaşığı.

Tom mistakenly ate his entree with his salad fork.

Tom yanlışlıkla salata çatalıyla antreyi yedi.

Place the bread and butter plate above the fork.

Çatalı ekmek ve tereyağı tabağı üzerine koy.

The boy can handle a knife and fork very well.

Çocuk bir bıçak ve çatalı çok iyi şekilde kullanabilir.

Do you eat spaghetti by twirling it around your fork?

- Spagettiyi çatalına dolayıp da mı yiyorsun?
- Çubuk makarnayı çatalına dolayıp da mı yiyorsun?

Tom put down his fork and pushed his chair back.

Tom çatalını yere koydu ve sandalyesini geri itti.

Tom attacked John with a fork in the prison yard.

Tom hapishane bahçesinde bir çatalla John'a saldırdı.

I need a spoon, a fork, and a knife. Thank you.

Bir kaşık, bir çatal ve bir bıçağa ihtiyacım var. Teşekkür ederim.

Tom played with the food on his plate with his fork.

Tom çatalıyla tabağındaki yemekle oynadı.

On the table there's a plate, a fork, and a knife.

Masanın üzerinde bir tabak, bir çatal ve bir bıçak var.

It felt like she took a fork, stabbed it in my gut

Sanki karnıma bir çatal saplamıştı

What are some foods you usually eat with a knife and fork?

Bir çatal ve bıçakla genellikle yediğin bazı yiyecekler nedir?

Mary used her fork to play with the food on her plate.

Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.

Tom eats pizza with a fork, but Mary eats it with her hands.

Tom pizzayı çatalla yiyor, Mary ise elleriyle.

In the end, I had to fork over $500 for that antique radio.

Sonunda o antik radyo için 500 dolardan fazla ödemek zorunda kaldım.

Is it a progress if a cannibal is using a knife and fork?

Bir yamyam bıçak ve çatal kullanıyorsa bu bir ilerleme midir?

Tom put down his fork and picked up the drumstick with his fingers.

Tom çatalı yere koydu ve parmaklarıyla bir baget aldı.

Do you think fried chicken should be eaten with a fork or with your fingers?

Kızartılmış tavuğun bir çatalla mı yoksa parmaklarınızla mı yenilmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?

The small fork is for your salad, and the large one is for the main course.

Küçük çatal salata için ve büyük olan ana yemek içindir.

All the world is divided into three types of people - finger-users, chopstick-users, and fork-users.

Bütün Dünya üç tip insana bölünmüştür-parmak-kullananlar, çubuk- kullananlar, ve çatal-kullananlar.

Place the fork on the left side of the plate, and the knife on the right side.

Çatalları tabağın sol tarafına ve bıçakları sağ tarafa koy.

Fork-users are mainly in Europe, North America, and Latin America; chopstick-users in eastern Asia and finger-users in Africa, the Middle East, Indonesia, and India.

Çatal kullanıcıları temel olarak Avrupa, Kuzey Amerika ve Latin Amerika'da; yemek çubuğu kullanıcıları Doğu Asya'da ve parmak kullanıcıları ise Afrika, Orta Doğu, Endonezya ve Hindistan'dadırlar.