Examples of using "Eliminate" in a sentence and their turkish translations:
Hileyi ortadan kaldırmak zor.
Park ücretlerini ortadan kaldırabiliriz
Sami, tanıkları ortadan kaldırmak istiyordu.
- Önceden bütün tehlikeleri etkisizleştirmeye çalıştık.
- Önceden bütün tehlikeleri yok etmeye çalıştık.
bilgisayar programcısı dediğin erkek olur
Toplumsal huzursuzluğu yok etmek önemlidir.
Bu sihirli kristal, negatif titreşimleri yok etmeye yardım edecek.
Amerika'nın görevi komünizmi dünyadan kaldırmaktır.
Bu sebeple, "asla, imkânsız" sözlerini ortadan kaldırmaya karar verdim.
Amerikan misyonu dünyadan komünizmi kaldırmaktır.
Birçok ülke nükleer silahları ortadan kaldırmak için bir antlaşma imzaladı.
Bir bilgisayar yazım denetleyicisi aynı zamanda pek çok yazım hatalarını da ortadan kaldırabilir.
Bu köprü işe giden binlerce insanın bir saat yolunu kısaltıyor.
Seyahat için zamanı ya da parası olmayanları ortadan kaldırmak için birleşelim.
sadece elektrik üretiminden kaynaklı emisyonların tamamını durdurmakla birlikte
Kanserden kurtulduğum için, ameliyattan sonra mutluydum.
İnsanoğlu çevreye dikkat etmezse çevre insanoğlunu yok edebilir.
Ekonomilerini tehdit eden, sübvansiyonların çoğunluğunu kaldırmak
Kederli tüccarlar kendi adaletleri kendileri ararlar, Eflak Voyvodasını ortadan kaldırıp
Zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız.