Examples of using "Eleven" in a sentence and their turkish translations:
On bir kere on bir, yüz yirmi bir eder.
Saat on bir.
Saat şimdiden on birdir.
Onun on bir tane çocuğu var.
Saat 11 civarı.
O on bir yaşında.
O on bir yaşında.
O on bir yaşında.
Ben on birde uyandım.
Saat 11'e 10 dakika var.
Biz saat on birde yaymaya gideriz.
Mağaza on birde kapanır.
Toplam olarak on bir kişiyiz.
Saat neredeyse yedi buçuktur.
Tom saat on birde uyanır.
On bir asal sayıdır.
- On bir öğrenci mükafat aldı.
- On bir öğrenci ödülü aldı
Bu evin on bir odası vardır.
Bu yıl 2011.
Bir futbol takımı on bir kişiden oluşur.
Fakat neredeyse 11.30.
Ben on birde yatağa giderim.
Sabah ibadeti saat on birde başlar.
Saat on bir benim için iyidir.
Bu yıl 2011.
Saat on bir ve o gelmiyor.
Sekizden on bire kadar eğitim görüyorum.
On biri geçinceye kadar konuştuk.
On bir şişe bira içtin!
Saat on birde uyandım.
Saat on birde gelebilirim.
Çoğu akşam yemeği partisi akşam on birde sona erer.
Bir takım on bir kişiden oluşur.
- O, on bir on beşte oldu.
- O, on biri çeyrek geçe oldu.
Gel ve saat on birde beni gör.
Genellikle on birde yatmaya giderdi.
Bir futbol takımı on bir kişiden oluşur.
Bu evde on bir oda vardır.
Son gösteri on birde devam eder.
Biz saat on birde oradan dışarı çıktık.
Bir futbol takımı on bir oyuncudan oluşur.
Sen saat on birde yatarsın.
Akşam yemeğinden sonra, on bire kadar kart oynadık.
Ben genellikle yaklaşık on birde yatmaya gitmek zorundayım.
Dün gece saat 11:00'de yatmaya gitti.
On bir saniye sonra onlar caddeyi geçebilir.
Onlar saat on birde trenle geliyor olacaklar.
Tom genellikle yaklaşık saat on birde uyumaya gider.
Her gece on birde yatmaya giderim.
- 1990'dan beri, on bir bayan öğrenci ödülü aldı.
- 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
Tom çocuklarına on bire kadar ayakta kalmalarına izin verdi.
Gece on birde yatmaya giderim.
O, saat on birde bütün ışıkları kapattı.
On bir yaşından beri, Jane filmlerde oyunculuk yapıyor.
Rosie'ye saat on bire kadar yatmaması için izin verildi.
Saat zaten on bir. Şimdi gidiyor olmalıyım.
O, on bire çeyrek kaladan biraz sonra.
Nadiren, kırk yılda bir, on birden önce yatmaya gider.
İngilizce öğrenmeye on bir yaşında başladı.
Tam on birde istasyonda ol.
Bu şarkı benim ilk onumda on bir numara.
Tom evrenin gerçekten on bir boyutlu olduğuna inanıyor.
Aç olduğum için yaklaşık on birde öğle yemeği yedim.
O, on bir yaşında iken annesi öldü.
On bir kadının hepsi sihirbazın tohumuyla hamile kalmıştı.
Ben zar zor on bire kadar mektubu bitirebildim.
Saat onda buraya geldi ve on birde geri gitti.
Aç olduğum için on bir sularında öğle yemeğimi yedim.
Bu organizasyon yüz on bir yıl önce kuruldu.
Otobüsümüz saat sekizde kalktı ve saat on birde Boston'a vardı.
Saat on bire kadar kendimi yatakta yatarken göremiyorum.
Jane on bir yaşından beri filmlerde oyunculuk yapıyor.
pazar sabahı saat on bir, Amerika'da en çok ayrımcılık yapılan saat.
On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
Uranüs'ün kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, on bir bilinen halkası vardır.
O, on bir sene hapis yattıktan sonra şartlı tahliye edilmişti.
Daha ne kadar uyumak istiyorsun, zaten saat 11 oldu?
Saat on bire yakın. Neredeyse yatmaya gitme zamanı.
O saat on birde yatmayı prensip edinmektedir.
"Onların ne zaman geleceklerini biliyor musun?" "Bu akşam on bir buçukta."
Eğer 100 ile 1000'i toplarsanız, 1100'ü elde edersiniz.
Tom ve onun arkadaşları on bir erkek ve kadının boğazlarını kesti.
Saat 11'de gelebilirim.