Examples of using "Ear" in a sentence and their turkish translations:
Onun ağzı kulaklarına varmış.
Tom ağzı kulaklarına vararak gülüyordu.
Tom'un ağzı kulaklarına varıyor.
- Tom çok mutlu görünüyordu.
- Tom'un ağzı kulaklarına varıyordu.
Dan'in boğazı neredeyse kulaktan kulağa kesildi.
Bir kulak enfeksiyonum var.
Kulağım kaşınıyor.
Kulaklarım çınlıyor.
Kulağım kesildi.
Tom notasız piyano çalar.
Kulağıma bağırma.
Bir kulağım sağır.
İnsanlar bunu duyamaz.
Sık sık kulak enfeksiyonu geçiriyorum.
- Olayların akışına göre hareket edelim.
- Duruma göre hareket edelim.
Kulağıma bağırmayı bırak.
Tom, Mary'nin kulağına fısıldadı.
Tom, Mary'nin kulağına fısıldadı.
Çocuk kulağını kaşıdı.
Tom'un bir kulak enfeksiyonu var.
Tavşanın kulağı kanıyor.
O, piyanoyu notasız çalardı.
Onu notasız çalacağız.
Tom sık sık kulak enfeksiyonu olur.
Tom'un delinmiş bir kulağı var.
Delik bir kulağım var.
Piyanoyu kulaktan duyma çalar.
Tom piyanoyu kulaktan çalar.
Sık sık kulak iltihabı geçirir.
Bir kulak enfeksiyonum var.
Kulak memelerinin ne işe yaradığını merak ediyorum.
İyi bir müzik kulağın var.
O notasız piyano çalar.
Onun müzik kulağı var.
O onu kulağıma fısıldadı.
Bu sabah kulağım kanıyordu.
Neden kulağına elliyorsun?
O, sağ kulağını deldirdi.
O bir kulağı açık uyudu.
Tom piyanoyu notasız çalar.
Senin kulağına fısıldayayım.
Tom Mary'nin kulağına bir şeyler fısıldadı.
Müzik kulağım yok.
Mary, Tom'un kulağına bir şey fısıldadı.
Tom, Mary'nin kulağına bir şey fısıldadı.
O, tek kulakta yarım sağır.
Tom sol kulağını deldirdi.
Ben sadece duruma göre hareket ediyorum.
- Onun kulağına bir şey fısıldadı.
- Onun kulağına bir şeyler fısıldadı.
Tom armonikayı notasız çalar.
Tom'un bir kulağı sağır.
Kulağıma bağırma.
Tom müzik kulağına sahip.
Onun kulağına bir şey fısıldadı.
Onun kulağına vurdum.
- Kavalı notasız çalar.
- Kavalı kulaktan çalıyor.
Tom'un sağ kulağının sol kulağından çok daha büyük olduğunu hiç fark ettiniz mi?
Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir.
Senin gerçekten müzik kulağın var.
- Olayların akışına göre hareket edelim.
- Duruma göre davranalım.
Cevabı kulağıma fısıldadı.
O beni duymazdan geliyor.
Kulağını duvara dayadı.
Kulağına ne yaptın?
Neden kulak memelerimiz olduğunu merak ediyorum.
Tom her zaman bir kulağı açık uyur.
Tom sadece orada durdu, kulağını kaşıyordu.
Tom kulağını duvara dayadı.
O, oğlunun kulağını çekti.
Alıcıyı kulağıma taktım.
Benim bir müzik kulağım yok.
İyi bir müzik kulağı var.
Tom'un iyi bir müzik kulağı var.
Kulağının arkasına bir tilki dövmesi yaptırdı.
- Onun kulağına tatlı ama anlamsız şeyler fısıldadı.
- Kulağına güzel ama anlamsız sözler fısıldadı.
O, kurşun kalemini kulağının arkasına sıkıştırdı.
Tom sol kulağından sağırdır.
- Tom bir müzik kulağına sahip değil.
- Tom'un müzik kulağı yok.
- Tom'da müzik kulağı yok.
Duruma göre hareket ediyor sayılırız.
Her zaman kulak enfeksiyonu kapıyorum.
Tom'un kötü kulağı onun sol kulağı.
Tom telefonu kulağına koydu.
Köpek kulak enfeksiyonlarından muzdarip.
- Bir kulağım iyi duymuyor.
- Bir kulağımda işitme problemi var.
Sağ kulağımdan irin çıkıyor.
O onların şikayetlerine kulaklarını tıkadı.
O, ricama kulaklarını tıkadı.
Sol kulağı tamamen duymuyor.
O onların ricasına kulak asmadı.
Kulağıyla kapıyı dinledi.
Tom sağ kulağından tamamen sağır.
Tom öne doğru eğildi ve Mary'nin kulağına fısıldadı.
Benim sol kulağımda bir akıntı var.
Tom telefonunu kulağına bastırdı.
Tom eğildi ve Mary'nin kulağına fısıldadı.
Sol kulağımla yine sorun yaşıyorum.