Translation of "Drawing" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Drawing" in a sentence and their turkish translations:

- The drawing is bad.
- The drawing is faulty.
- The drawing is defective.

Çizim kusurlu.

So free drawing

Yani serbest çizim

He is drawing.

O çiziyor.

That's Tom's drawing.

O, Tom'un çizimi.

What's Tom drawing?

Tom ne çiziyor?

- I am drawing a bird.
- I'm drawing a bird.

- Bir kuş çiziyorum.
- Ben bir kuş çiziyorum.

- I am poor at drawing.
- I'm not good at drawing.

Resim çizmede iyi değilim.

Tom is drawing something.

- Tom bir şey çiziyor.
- Tom bir şeyler çiziyor.

We are drawing animals.

Hayvanları çiziyoruz.

Spring is drawing near.

Bahar yaklaşıyor.

You're good at drawing.

Çizimde çok iyisiniz.

Evening was drawing near.

Akşam yaklaşıyordu.

The drawing is bad.

Çizim kötü.

The drawing is faulty.

Çizim hatalı.

What are you drawing?

Ne çiziyorsun?

Look at that drawing.

- O çizime bak.
- Şu çizime bak.
- O çizime bakın.
- Şu çizime bakın.

What's Tom drawing now?

Tom şimdi ne çiziyor?

I'm good at drawing.

Ben resim çizmede iyiyim.

Sami liked drawing attention.

Sami dikkat çekmeyi severdi.

Are you still drawing?

- Hala resim yapıyor musun?
- Hâlâ çizim yapıyor musun?

Your birthday is drawing near.

- Doğum günün yaklaşıyor.
- Doğum gününüz yaklaşıyor.

She posed for a drawing.

Bir çizim için poz verdi.

The days are drawing in.

Günler kısalıyor.

She is drawing a picture.

O, bir resim çiziyor.

Do you like this drawing?

Bu çizimi beğeniyor musun?

The examination is drawing nearer.

Sınav giderek yaklaşıyor.

Why are you drawing flowers?

Neden çiçekler çiziyorsun?

Is the drawing quite explanatory?

Çizim oldukça açıklayıcı mıdır?

I am poor at drawing.

Ben çizimde kötüyüm.

Tom is good at drawing.

Tom çizimde iyidir.

Tom is drawing a picture.

Tom bir resim çiziyor.

Tom is excellent at drawing.

Tom resim çizmede mükemmeldir.

You're drawing attention to yourself.

İlgiyi kendine çekmek istiyorsun.

Whose drawing did you like?

- Kimin çizimini beğendin?
- Kimin çizimini beğendiniz?

He is drawing a picture.

O bir resim çiziyor.

Tom looked at Mary's drawing.

Tom, Mary'nin çizimine baktı.

I looked at Tom's drawing.

Tom'un çekmecesine baktım.

Tom likes drawing, doesn't he?

Tom resim yapmayı sever, değil mi?

So drawing attention to black rights.

podyumda sessizce yumruklarını kaldırdı.

Said when the master stopped drawing

Ustanın resim çizmeyi bıraktığıda söylenir

He amused himself by drawing figures.

Figürler çizerek kendi kendine eğlendi.

Tom watched Mary drawing a picture.

Tom Mary'nin resim çizmesini izledi.

Tom showed the drawing to Mary.

Tom resmi Mary'ye gösterdi.

He has a gift for drawing.

Onun çizim için bir yeteneği var.

You were never good at drawing.

Sen çizimde hiç iyi değildin.

Tom is incredibly bad at drawing.

Tom resim çizmede inanılmaz derecede kötüydü.

Drawing a crowd won't be hard.

Bir kalabalık çizmek zor olmayacak.

She watched him drawing a picture.

O, onun bir resim çizişini izledi.

I love this drawing. It's beautiful.

Bu çizimi seviyorum. Güzel.

Tom's interest in drawing began early.

Tom'un çizime ilgisi erkenden başladı.

Tom is good at drawing pictures.

Tom resim çizmede iyidir.

Drawing down emissions depends on rising up.

Emisyonun azaltılması yükselmeyle bağlantılı.

The game was drawing to an end.

Oyun sona eriyordu.

Drawing the Japanese flag is very easy.

Japon bayrağını çizmek çok kolaydır.

This is a picture of my drawing.

Bu, benim çizimimin bir resmidir.

The month is drawing to an end.

- Ay sona eriyor.
- Ayın sonu geliyor.

This is a photo of my drawing.

Bu, benim çizimimin bir fotoğrafı.

This is a photograph of my drawing.

Bu, çizimimin bir fotoğrafı.

Tom went back to the drawing board.

Tom resim tahtasına geri gitti.

The girl spends hours drawing superhero stories.

Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.

The boy spends hours drawing superhero comics.

Çocuk süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.

The girl spends hours drawing superhero comics.

Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.

Mary put Tom's drawing on the refrigerator.

Mary, Tom'un çizimini buzdolabına astı.

Tom hung Mary's drawing on the refrigerator.

Tom, Mary'nin çizimini buzdolabına astı.

Tom put Mary's drawing on the refrigerator.

Tom Mary'nin resmini buzdolabının üstüne koydu.

Tom is good at drawing, isn't he?

Tom resim çizmede iyi, değil mi?

You know, it's really curiosity drawing people out.

İnsanları açmak çok merak uyandırıcı.

Thank you for drawing a bird for me.

Bana bir kuş çizdiğin için teşekkür ederim.

Tom is drawing a sketch of the house.

Tom evin bir krokisini çiziyor.

Tom showed Mary the picture he was drawing.

Tom Mary'ye çektiği resmi gösterdi.

She succeeded in drawing the truth from him.

Ona gerçeği söyletmeyi başardı.

The children were all drawing pictures of animals.

Çocukların hepsi hayvanların resimlerini çiziyorlardı.

This drawing dates back to the fifteenth century.

Bu çizim on beşinci yüzyıla dayanır.

Children are drawing on the pavement with chalk.

Çocuklar tebeşirle kaldırımın üzerini çiziyor.

Tom spends hours in his room drawing pictures.

Tom odasında resim çizerek saatler harcar.

There were some guests waiting in the drawing room.

Çizim odasında bekleyen bazı misafirler vardı.

After dinner, we all went into the drawing room.

Akşam yemeğinden sonra, Hepimiz çizim odasına gittik.

Tom is drawing on the wall with white chalk.

Tom beyaz tebeşirle duvarda resim çiziyor.

- The deadline is drawing near.
- The deadline is approaching.

Son tarih yaklaşıyor.

"What are you reading?" "I'm not reading. I'm drawing."

"Ne okuyorsun?" "Okumuyorum. Çizim yapıyorum."

Tom showed me a drawing he did of Mary.

Tom bana Mary ile ilgili yaptığı bir çizimi gösterdi.

We need to go back to the drawing board.

En başa geri dönmemiz gerekiyor.

The boy spends hours drawing short stories about superheroes.

Çocuk süper kahramanlar hakkında kısa hikayeler çizerek saatler harcıyor.

- This is a photograph of my drawing.
- This is a photo of my drawing.
- This is a picture of my drawing.
- This is a picture of my painting.
- This is a photo of my painting.

Bu, tablomun bir fotoğrafı.

Picasso kept drawing pictures until he was 91 years old.

91 yaşında kadar Picasso resim çizmeye devam etti.

Tom showed me a drawing of Mary that he drew.

Tom bana Mary'nin kendi çizdiği bir resmini gösterdi.

- I don't like this cartoon.
- I don't like this drawing.

Bu çizgi filmi sevmiyorum.

I was just drawing pictures, I had no further intention.

Ben sadece resimler çiziyordum, daha fazla niyetim yoktu.

"What a splendid day!" said Anne, drawing a long breath.

Anne uzun bir nefes çekerek "Ne muhteşem bir gün!" dedi.

Now Napoleon’s stepdaughter, drawing him closer to France’s future imperial family.

Napolyon'un üvey kızı olan Aglaé-Louise Auguié ile evlendi ve onu Fransa'nın gelecekteki imparatorluk ailesine yaklaştırdı.

Joseph is an accomplished artist, whose skills include painting and drawing.

Joseph, yetenekleri resim ve çizim içeren başarılı bir sanatçıdır.

The first one, I changed the colors that tinted the entire drawing.

İlkinde, bütün resme hükmeden rengi değiştirdim.

Plans for a new trade zone are still on the drawing board.

Yeni bir ticaret bölgesi için planlar henüz çalışma aşamasında.

She took a pencil and began drawing on a piece of paper.

O bir kalem aldı ve bir kağıt parçası üzerine çizmeye başladı.

The girl drawing a picture in the first row is my niece.

İlk sırada resim çizen kız benim yeğenim.

Tom is drawing a picture of a small boy and his dog.

Tom küçük bir çocuk ve onun köpeğinin bir resmini çiziyor.