Translation of "Dot" in Turkish

Or the dot-com crash.

veya dot-com krizini.

And then came the dot com boom.

Ama sonra dot com balonu meydana çıktı.

The remains of human cities dot the Earth.

İnsan şehirleri kalıntıları Dünyayı benekler.

Be at the station at eleven on the dot.

Tam on birde istasyonda ol.

The general meeting began at 9 am on the dot.

Genel kurul toplantısı tam dokuzda başladı.

The cats are curious about the red dot on the wall.

Kediler duvardaki kırmızı noktayı merak ediyorlar.

Will you put a dot before the names of the successful students?

Başarılı öğrencilerin isimlerinden önce bir nokta koyar mısın?

Tom was wearing an ugly plaid jacket and a polka-dot tie.

Tom biçimsiz bir ekose ceket ve puantiyeli bir kravat giyiyordu.

Polka-dot tree frogs have an ingenious way to spot each other at night.

Benekli ağaç kurbağaları, geceleri birbirlerini dâhiyane bir şekilde görüyor.

- Be here at six o'clock on the dot.
- Be here at six o'clock sharp.

Saat tam altıda burada ol.

Soon enough, plumes of smoke from burning villages and fields dot the land west of Arretium,

Çok geçmeden, yanmakta olan köy ve arazilerden çıkan duman bulutları ve kömüre dönmüş Batı Arretium toprakları...

Tom used a page of dot points to jog his memory when he made his speech.

Tom konuşmasını yaptığı zaman, anımsamak için ana başlıkların olduğu bir yaprak kullanırdı.