Translation of "Dissatisfied" in Turkish

I'm dissatisfied.

Ben memnun değilim.

He's always dissatisfied.

O her zaman tatminsiz.

You're always dissatisfied.

Sen her zaman hoşnutsuzsun.

I was quite dissatisfied.

Oldukça tatminsizdim.

Tom is always dissatisfied.

Tom her zaman hoşnutsuz.

You feel frustrated and dissatisfied,

Kendinizi bıkkın ve hoşnutsuz hissedersiniz

Are you satisfied or dissatisfied?

Memnun oldunuz mu olmadınız mı?

Tom seems to be dissatisfied.

Tom memnun kalmamış görünüyor.

I was deeply troubled and dissatisfied.

Oldukça üzgün ve memnuniyetsizdim.

I'm dissatisfied with my new apartment.

Yeni dairemden memnun değilim.

Are you dissatisfied with our decision?

Kararımızdan tatminsiz misiniz?

Tom always seems to be dissatisfied.

Tom her zaman hoşnutsuz gibi görünüyor.

Tom told me you were dissatisfied.

Tom bana senin hoşnutsuz olduğunu söyledi.

Mary is dissatisfied with her own body.

Mary kendi vücudundan hoşnutsuz.

The soldiers were dissatisfied with the government.

Askerler hükümetten memnun değildi.

Why are you dissatisfied with your life?

Sen neden hayatından hoşnutsuzsun?

Tom says that he's dissatisfied with his body.

Tom vücudundan hoşnutsuz olduğunu söylüyor.

I don't want you to think I'm dissatisfied.

Hoşnutsuz olduğumu düşünmeni istemiyorum.

- I'm not satisfied.
- I'm dissatisfied.
- I'm not pleased.

Ben memnun değilim.

- They said they were dissatisfied with their low wages.
- They said that they were dissatisfied with their low wages.

Onlar düşük ücretlerinden memnun olmadıklarını söylediler.

I am dissatisfied with his manners at the party.

Onun partideki tavırlarından memnun değilim.

It's a good compromise. It won't leave anyone dissatisfied.

Bu iyi bir uzlaşma.Hiç kimseyi hoşnutsuz bırakmaz.

They said they were dissatisfied with their low wages.

Onlar düşük ücretlerinden memnun olmadıklarını söylediler.

- I let Tom know that I was dissatisfied with his performance.
- I let Tom know I was dissatisfied with his performance.

Onun performansından memnun olmadığımı Tom'a bildirdim.

The public at large are dissatisfied with the present government.

Halkın geneli mevcut hükümetten memnun değil.

Tom was dissatisfied with the service at the hotel where he stayed.

Tom kaldığı oteldeki servisten memnun kalmadı.

He was dissatisfied with the service at the hotel where he stayed.

Kaldığı otelin hizmetinden memnun kalmadı.

She was dissatisfied with the service at the hotel where she stayed.

Kaldığı oteldeki hizmetten tatmin olmamıştı.

She has a boyfriend she's been going out with since high school, but she feels their relationship has stagnated, so she's become dissatisfied.

Onun liseden beri çıktığı bir erkek arkadaşı var, fakat o ilişkilerinin durgunlaştığını hissediyor, bu yüzden memnun oldu.