Translation of "Discourage" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Discourage" in a sentence and their turkish translations:

That'll discourage criminals.

O, suçluların cesaretini kıracak.

Let's not discourage Tom.

Tom'un cesaretini kırmayalım.

Let's not discourage them.

Onların cesaretini kırmayalım.

Let's not discourage him.

Onun cesaretini kırmayalım.

Let's not discourage her.

Onun cesaretini kırmayalım.

Tom doesn't want to discourage Mary.

Tom Mary'nin cesaretini kırmak istemiyor.

I don't want to discourage Tom.

Tom'un hevesini kırmak istemiyorum.

Negativities and absences should not discourage us

Olumsuzluklar ve yokluklar bizi vazgeçirmemeli

She did not let failure discourage her.

Hatanın onun cesaretini kırmasına izin vermedi.

I have tried to discourage him from going abroad.

Onu yurt dışına gitmekten caydırmaya çalıştım.

I am not trying to discourage you from taking photos.

Sizi fotoğraf çekmekten vazgeçirmek istemiyorum.

I've done everything possible to discourage people from doing that.

İnsanları onu yapmaktan vazgeçirmek için mümkün olan her şeyi yaptım.

Tom tried to discourage Mary from going out with John.

Tom Mary'yi John'la çıkmaktan vazgeçirmeye çalıştı.

Memories of Nicopolis would discourage any Western European intervention against the

Nigbolu'nun hatıraları Batı Avrupa'nın Osmanlıları yüzyıllarca işgal etmesini engelledi

But don't let that discourage you. The wild can be tricky. Now that we know which way is west,

Ama bunun sizi yıldırmasın. Vahşi doğa şaşırtıcıdır. Artık hangi yönün batı olduğunu biliyoruz,