Examples of using "Shoe" in a sentence and their turkish translations:
Ayakkabını bağla.
Tom'un ayakkabı numarası nedir?
Diğer ayakkabım nerede?
Ayakkabı ölçün nedir?
Eğer ayakkabı uyarsa....
Ayakkabı reyonunuz nerede?
- Ayakkabının diğer eşi nerede?
- Ayakkabının öbür teki nerede?
Ayakkabı reyonu nerede?
- O bir ayakkabı dükkânı çalıştırıyor.
- O bir ayakkabı dükkânı işletir.
O bir ayakkabı mağazası yönetir.
Onun ayakkabı numarası ne?
Tom'un sol ayakkabısı kayıp.
Köpek ayakkabımı yedi.
Benim ayakkabım 45 numara.
Tom bir ayakkabı mağazası yönetiyor.
Tom bir ayakkabı dükkanı işletiyor.
Sol ayakkabım kayıp.
Ayakkabımda bir taş var.
Ayakkabımda bir taş var.
Ayakkabı cilasını kullanabilir miyim?
Tom ayakkabısının sol tekini bulamadı.
Tom sağ ayakkabısını arıyor.
Yarası olan gocunur.
O, 13 numara ayakkabı giyer.
O, kaç numara ayakkabı giyiyor?
Bu ayakkabı bir boy büyüktür.
Ayakkabıların pis kokuyor.
Tom'un yalnızca bir ayakkabısı var.
Sol ayakkabımı bulamıyorum.
Tom Mary'nin ayakkabı boyutunu bilmiyor.
- Ayakkabımın diğer tekini bulamıyorum.
- Ayakkabımın eşini bulamıyorum.
Ayakkabımda kum var.
- Ayakkabımda bir şey var.
- Ayakkabıma bir şey girdi.
Ayakkabıcıya gittik.
- Tom'un ayakkabı numarası nedir?
- Tom kaç numara ayakkabı giyer?
Julia sonunda beğendiği ayakkabıyı buldu.
Dün bir ayakkabı mağazasına gittim.
Yangında ayakkabımı kaybettim.
Ben senin ayakkabındaki bir taş gibiyim.
Ayakkabımda bir taş var.
Bir saniye bekle. Benim ayakkabımdaki bağcıklar çözülmüş.
Benim ayakkabımda bir taş var.
Tom ayakkabısını bağlamak için öne doğru eğildi.
Ayakkabısını bağlamak için eğildi.
Ayakkabı atın toynağına düştü.
Mary bir ayakkabı ile hamamböceğini öldürdü.
Cinderella'nın ayakkabısı gece yarısından sonra neden kaybolmadı?
Sizce Tom'un ayakkabı ölçüsü nedir?
Bir geleneksel Kore saman ayakkabısı bile bir çifte aittir.
- Şimdi olayların akışı değişti.
- Top şimdi başkasında.
Ayakkabı bana uymuyor. Çok küçük.
Diğer ayakkabı mağazada hiçbir yerdeydi.
Bu biftek ayakkabı derisi kadar sert.
Tom Mary'nin ayakkabı ölçüsünü bilmiyor.
Ayakkabı mağazasında yeni ayakkabılar satın aldım.
Leyla parayı bir ayakkabı kutusuna koydu.
Ayakkabı bölümü üçüncü katta.
Tom parasını bir ayakkabı kutusuna koydu.
- Tom ayakkabılarını ayakkabılığa koydu.
- Tom ayakkabılarını ayakkabı rafına koydu.
Bir ayakkabı kutusuyla, bir iğne deliği kamerası yapabilirsiniz.
Affedersiniz, fakat erkek ayakkabıları bölümü nerede?
Ayakkabımın arkasına yapışmış sakız var.
Tom kayıp ayakkabısını sehpanın altında buldu.
Sakız ayakkabımın tabanına yapıştı.
Tom ayakkabılarını ayakkabı çekeceğiyle giydi.
Keşke ona ayakkabı atabilseydim.
Mary'nin ayakkabı numarasının ne olduğunu Tom'un bildiğini sanmıyorum.
Babalarının kasabada büyük bir ayakkabı dükkânı vardı.
Bileziği dolabımdaki bir ayakkabıya sakladım.
Mary ayakkabısını ayak parmaklarının ucunda sarkıttı.
ve bir ayakkabı ördüklerini söylediler.
Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir.
Cinderella'nın ayakkabısı mükemmel şekilde uyuyorsa, o neden düştü?
Yanında iki kutu bedava ayakkabı cilası ile birlikte onlar sadece 50 dolar.
Bu şeyleri koyabileceğim bir ayakkabı kutun var mı?
Tom'un ayakkabısının altında sıkışmış biraz sakız var.
Laura ona bayıldı ve o onun ayakkabı bağlarını öpmeye hazırdı.
Tom ayakkabı bağlarını bağladı.
Tom bir kayanın üzerine oturdu ve ayakkabısından bir taş çıkardı.
- Ayakkabımın dili yana kayınca uyuz oluyorum.
- Ayakkabımın dilinin yana kaymasından nefret ediyorum.
Tom ayakkabılarını bağlamak için eğildi.
Dollbergen'li çocuk ayakkabısını bir solucanla bağlarken, "Her şey mümkün" dedi.
Adidas ve Puma, iki rakip kardeş Adolf ve Rudolf tarafından kurulan Bavyeralı ayakkabı şirketleridir.
Tom çalınan parayı bir ayakkabı kutusuna koydu ve dolabının arkasına sakladı.